Bakan Müjdeyi verdi; 20 bin personel alımı yapılacak!

Bakan Müjdeyi verdi; 20 bin personel alımı yapılacak!
Sözleşmeli personel alımı ile ilgili Sağlık Bakanı'ndan açıklama geldi. Sağlık Bakanı Recep Akdağ, "Eylül ayına yetiştiremeyebiliriz ama bu sene sonuna kadar 20 bine yakın sağlık personelini inşallah göreve başlatacağız" dedi. Bakan, aile hekimlerinin hafta sonu tutukları zorunlu nöbet uygulamasının ise kaldırılacağını söyledi.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Anadolu Ajansı  Editör  Masası'na konuk oldu. Birlerce aile hekimini beklediği haberi veren Bakan Akdağ, nöbet uygulamasını kaldıracaklarını söyledi. Sene sonuna kadar 20 bin sözleşmeli personel alacaklarını da dile getiren Bakan Akdağ'ın açıklamalarının satır başları şöyle:

Fırat Kalkanı operasyonu ile Türkiye, bölgenin  kudretli bir devleti olarak elbette kendi halkı için ve Suriye halkı için  gerekenleri yapacaktır. Bunu yapmak gerekiyordu, yaptık ve çok da başarılı  biçimde gerçekleşti.

20 BİN PERSONEL ALINACAK

Eylül ayına yetiştiremeyebiliriz ama bu sene sonuna  kadar 20 bine yakın sağlık personelini inşallah göreve başlatacağız. Bunların  önemli bir bölümü bizim 4924 sözleşmelisi dediğimiz sözleşmeliler olacak.Özellikle  Türkiye'nin beşinci ve altıncı bölgelerindeki il ve ilçelerinde daha yüksek  ücretle hekim ve sağlık çalışanı istihdam etme imkanını veriyor bize. Burada  kadrolarımız dolmuştu tamamen, yeni 11 bin kadro aldık. Bunun önemli bir bölümünü  bu sene inşallah kullanacağız. 20 bine yakın da personel istihdam edeceğiz.Ciddi bir mücadele  veriyoruz. Azami sayıyı alarak Bakanlığa gelmek istiyorum. Doğrusu buna hem bizim  hem de vatandaşımızın hakkı var. Özellikle hemşire ve doktor sayısında OECD  ülkeleriyle kıyasladığımızda nüfusa göre çok çok gerideyiz.Maliye Bakanlığı ile sıkı bir pazarlık yürüterek daha çok kadro almaya  çalışacağını yineleyen Akdağ, ne kadar çok sağlık çalışanına istihdam imkanı  sağlarsa kendisinin o kadar mutlu olacağına değindi.

YABANCI HEKİMLERİN ÇALIŞTIRILMASI
 
Bu konuda yakın bir zamanda yeni bir düzenleme yaptık. Yurt dışında 3  sene çalışmış olan hekimler ya da uzman hekimler için 6 ay içerinde müracaat  etmeleri kaydıyla devlet hizmeti yükümlülüğünden muaf olmalarını sağlayacak bir  yeni düzenleme yaptı. İkincisi de eğer yurt dışında doçent ya da profesör iseler  Türkiye'de gelip bir üniversitede çalışmaları kaydıyla onların da devlet  hizmetleri yükümlülüğünü bütünüyle kaldırdık. Böylece değerli bilim adamlarının,  hekimlerin Türkiye'ye gelmesini teşvik ediyoruz. Bunun dışında da yabancı  uyrukluların Türkiye'de çalışmasının önündeki engelleri biliyorsunuz. Eski  kanunlarda çalışan hekimlerin ve ebelerin Türk soylu olması diye bir kural vardı.  Önce hekimlerle, sonra ebelerle ilgili durumu düzelttik. Bu şekilde Türkiye'de  gelip çalışan hekim ve ebeler var. Bir de Suriyeli sağlık çalışanları var. Bunlar  diploma ve denklikle alakalı birtakım zorluklar çekiyorlar, bunlara bir kısa yol  oluşturuyoruz şimdi. Yine elbette denklikleri ve diplomalarıyla ilgili emin  olmamız lazım ama uzun bir bürokratik işlemlerden geçmesinler diye daha hızlı  inceleme ve değerlendirmeye imkan veriyoruz.
 
AİLE HEKİMLERİNE NÖBET UYGULAMASI

Aile  hekimlerinin hafta sonları ayda 8 saat zorunlu nöbet tutmasıyla ilgili  mevzuatımız vardı. Bununla ilgili mevzuatı değiştirdik, kanuna yazdık. Şu anda en  son yaptığımız torba kanunla birlikte Cumhurbaşkanımızda. Cumhurbaşkanımız da  onaylarsa, aile hekimleri zorunlu olarak ayda 8 saat nöbet tutmak durumunda  kalmayacak.

 ASKERİ HASTANELERİN DEVRİ

Devirle ilgili hukuk tamamlandı. O hukuk bize bir ay içerisinde  devrin tamamlanmasını söylüyor. Önümüzdeki cuma günü inşallah devri tamamlamış  olacağız. Yani hastaneleri personelleriyle beraber devralmış olacağız. Bunun için  çok yoğun bir çalışma yapıyoruz. Bir taraftan personellerin devriyle ilgili  personel hukukuna ilişkin işlemler var. Öbür taraftan sistemler birbirinden  farklı, Sağlık Bakanlığının ayrı bir işletim tarzı var. Bu işletim tarzını  oralara taşıyacağız. Yöneticilerini belirliyoruz. Cuma günü de devri gerçekleştirmiş  olacak.  Askeri birlikler, gemiler dahil ya da operasyona katılacak  birliklere eşlik edecek sağlık görevlileri açısından biz gerekli personeli  silahlı kuvvetlerin uygun gördüğü personeli, onları da bırakıyoruz. Askeri  hekimlik devam ediyor, birliklerdeki revirler dahil olmak üzere. Ama hastaneler  tamamen sivilleşiyor. Gerçekten hastanelerin bu anlamda askeri kalması için  herhangi bir sebep de yok. Sonuçta verilen sağlık hizmeti aynı sağlık  hizmetidir.

 GAZİ, ŞEHİT YAKINI VE ASKERE ÖNCELİK VERİLECEK

Bundan sonra bu askeri hastaneler Gülhane, Haydarpaşa  tamamen sivilleşmiş olacak. Burada gazilerimizin, onların yakınlarının,  şehitlerimizin yakınlarının ve askerlerimizin son derece şu husustan emin  olmalarını istiyorum, bu hastanelerde onlara öncelikli hizmet vermeye devam  edeceğiz. Hem onlar, hem de bütün kamuoyu görecek ki verilen hizmetlerin kalitesi  artarak devam edecek. Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) içerisinde yedek subay olarak çalışan  doktorlar ve sağlık personeli  birliklerdeki hizmetlerini sürdürecekler. Silahlı kuvvetlerin sözleşmeli olarak personel istihdam etmesi mümkün  ki bunu şu anda da yapıyor, sağlık personeli için de yapıyor. Yani kendisinin  ihtiyaç duyduğu kadar askeri tabibi ya da uzmanı sözleşmeli olarak alması mümkün,  hatta sözleşmeli olarak bunların eğitimini verdirmesi de mümkün. Ben tıp eğitimi  görürken fakültemizde bizimle birlikte okuyan askeri öğrenciler vardı. Silahlı  kuvvetler adına okuyorlardı. Bunlara benzer yöntemler uygulanabilir. Yani bunun  için tamamen ayrı bir sistem kurmaya gerek yok. Silahlı kuvvetlerimizin bir takım  ihtisas isteyen alanları açısından da Sağlık Bilimleri Üniversitemiz var. Bu  üniversitede ikili departmanları oluşturuyoruz. Bu ihtiyaçları orada  karşılayacağız.

FETÖ'YE AİT SAĞLIK KURUMLARININ DURUMU

Bunların 16'sını gayet başarılı bir biçimde vatandaşımızın hizmetine  soktuk. Geri kalanlar küçük, kullanışsız, elverişsiz ya da içerisi tamamen  boşaltılmış, bizim ihtiyacımız olmayan binalardı. Bu 16 binanın içinde hastaneler  var. 5 hastane bu FETÖ örgütünün üniversitelerinin tıp fakültelerine ait uygulama  ve araştırma merkezleriydi. Yani üniversite hastaneleri diyebiliriz, vakıf  üniversite hastaneleri. Onun dışında 8 özel hastane, 1 genetik merkez, 2 diyaliz  merkezi hizmette. Orada çok süratli davrandık. Buraları devraldıktan üç-dört gün  içerisinde hizmet aksamadan devam etti. Şu anda günde 10 bine yakın vatandaşımızı  bu devraldığımız hastanelerde muayene ediyoruz, tedavilerini yapıyoruz. İyi bir  rakam bu. Toplamda aldığımız yatak sayısıyla kıyaslandığında oldukça verimli bir  çalışma.