Van’da ‘iklim eylemi’ kampanyası
GELECEĞİMİZ İÇİN DEĞİŞECEĞİZ!
AB Türkiye Delegasyonu ve UNDP Türkiye, Van Ticaret ve Sanayi Odası Van AB Bilgi Merkezi herkesi iklim eylemi kampanyasına katılmaya davet ediyor. İklim Diplomasisi Haftası boyunca sosyal medya kampanyası, farkındalık için açık hava etkinliği, webinarlar, basın toplantıları ve başka bir çok faaliyet düzenlenecek. Herkesi, kampanya faaliyetlerine katılmaya, kendi etkinliklerinizi düzenlemeye, iklim eylemi öykülerinizi paylaşmaya, mesajı yaymaya teşvik ediyoruz Bu kapsamda Van AB Bilgi Merkezi olarak kentimiz meydanlarında “#İklimBiziz ve yaşanabilir, sürdürülebilir, iklim nötr gelecek için #Değişeceğiz.” Başlıklı billboard ilanlarımızla farkındalık yaratmaya çalışıyoruz”
SEÇİMLERİMİZ GELECEĞİMİZİ BELİRLEYECEK
Paris İklim Anlaşması’nın 5’inci yılını kutladığımız 2020 yılı, COVID-19 küresel salgınının yarattığı türbülans ile anılacaktır. Bugün yaptığımız seçimlerin yarını ve geleceğimizi belirleyeceğini hatırda tutarak, toplumlar şu anda, ya daha sürdürülebilir bir geleceğe bizi ulaştıracak bir yolu izlemek ya da sistemi COVID-19 gibi şoklar ve iklim değişikliğinin getirdiklerine kırılgan ve açık bırakmak konusunda karar vermek zorunda oldukları bir yol ayrımındadır.
Paris İklim Anlaşması’nın 2015 yılında kabulünden sonra, hükümetlere yönelik daha iddialı iklim eylemi çağrıları, başta gençler olmak üzere bireyler ve birçok aktör tarafından sosyal hareketler yoluyla daha sık dile getirilmeye başlanmıştır. Küresel sıcaklık artışını 2050 yılına kadar 1,5°C’nin altında tutmak için zaman azalırken, iklim krizini ele almaya yönelik iddialı iklim eylem politikalarını uygulamaya koymak, acil ve yaşamsal bir hale gelmiştir.
ACİL İKLİM EYLEMİ ZORUNLUDUR
Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği (AB) gibi küresel aktörler, onlarca yıldır acil iklim eyleminin zorunlu olduğunu savunmaktadır. Ne yazık ki, ulusların ortaya koyduğu planlar ve taahhütler, bu hedefi gerçekleştirmek ve dolayısıyla yüzyılın ortasına kadar iklim nötrlüğe ulaşmak amacıyla emisyon ve uyum açıklarını kapatmak için halâ yetersizdir. Bu da, daha zamanlıca atılmış, daha etkili ve daha verimli iklim eylemine yönelik savunuculuğa ulusal ve yerel düzeyde duyulan ihtiyacın halâ büyük olduğunu göstermektedir.
COVID-19 küresel salgını, sistemsel şokun küresel etkilerini gösteren “canlı” bir deney olmuştur. Bundan çıkışın tek yolu yeşil yolun seçilmesidir. Hepimiz, artık “aynı tas aynı hamam” anlayışıyla devam edemeyeceğimizi kabul etmek ve “Yeni Bir Yaşam İnşa Etmek” için bir sonraki aşamaya geçmek zorundayız. 2050 yılına kadar 1,5°C’nin altında kalmak Yeni Yaşam’ın olmazsa olmazı ise, Küresel Amaçlar ve Yeşil Mutabakat da bunu inşa edecek yapı taşlarıdır. Bu fırtınada hepimiz sarsılıyorsak, tüm paydaşlar bu değişimi sahiplenmek ve bu krize karşı koymak zorundadır.