Van’da 10 günlük yasaklama
Valiliğinden yapılan açıklamada, “İlk kez 1856 yılında Avustralya’nın Melbourne kentinde taş ve inşaat işçilerinin günde 8 saatlik iş günü için Melbourne Üniversitesinde yaptıkları eylem ve 1 Mayıs 1886 yılında Amerika işçi sendikaları önderliğinde işçi hakları konulu yapılan iş bırakma eylemi sonrası 1 Mayıs günü tüm ülkelerde işçi bayramı olarak kutlanmaya başlanmış, ülkemizde de ilk kez 1923 yılında resmi olarak kutlanan 1 Mayıs, 2008 yılı Nisan ayında ‘Emek ve Dayanışma Günü’ olarak kutlanması kabul edilmiş, 22 Nisan 2009 tarihinde de TBMM’de kabul edilen yasa ile 1 Mayıs resmi tatil ilan edilmiştir. Ülkemizde, 1971 olaylarının işçi kesiminin üzerindeki etkileri sonrası DİSK öncülüğünde işçi eylemleri devam etmiş, 1976 yılında işçi sendikaları gruplar halinde İstanbul Taksim Meydanında 300 bin kişi ile işçi bayramını kutlamışlardır. Yine 1977 yılında İstanbul Taksim’de 1 Mayıs kutlamaları için toplanan gruba yönelik yapılan silahlı saldırı sonucu kutlamalara katılan 37 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 126 vatandaşımız da yaralanmış, meydana gelen bu mefhum olay nedeniyle devam eden süreçte 1 Mayıs kutlamaları sol marjinal gruplar tarafından sürekli provoke edilmeye çalışılmıştır. Sol, marjinal, provokatif gruplar tarafından bu yılda ülkemizin birçok yerinde kutlanacak olan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kapsamında özellikle 31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinde ‘Cumhur İttifakının’ kaybettiği başta büyükşehir belediye başkanlıklarının olduğu illerde çeşitli eylem ve etkinlikler düzenlemek üzere sosyal medya üzerinden sürekli paylaşımda bulundukları, sol terör örgütleri ile açık alan yapılanmaları tarafından 1 Mayıs ve devamı sürecinde sokağa çıkma çağrıları yapılarak kitlesel sokak hareketliliği oluşturulmaya çalışıldığı, ayrıca 31 Mart 2019 seçim sonuçlarının açıklanması akabinde yasal itiraz süreci başlamış ve ilimizde de söz konusu itiraz sürecinin uzaması nedeniyle, ilimizde ve bazı ilçelerimizde seçimi kazanan adaylara mazbataları verilememiş olduğundan sürecin vatandaşlar arasında gerginliğe sebep olduğu, sürecin PKK/KCK terör örgütü ve müzahir çevrelerce provoke edilmeye çalışılarak vatandaşlarımızın sokak ve yaygın şiddet hareketlerine kanalize edilmeye çalışıldığı da değerlendirilmektedir. Ayrıca ülkemizde DEAŞ terör örgütüne yönelik gerçekleştirilen operasyonlar neticesi örgütte küçülme ve yeni eleman temin edilememesi nedeniyle örgütte moral bozukluğu ve huzursuzlukların baş gösterdiği, örgüt elemanlarının morallerinin yükseltilmesi için eylem arayışında olduğu yönünde kuvvetli istihbari bilgiler elde edilmektedir. Bu bağlamda; ilimiz mülki sınırları içerisinde yapılmak istenen söz konusu etkinliklerin, terör örgütleri ve marjinal gruplarca kargaşa ortamı oluşturmak amacıyla hedef olarak seçilebileceği ve toplumsal barışı zedeleyebilecek provokatif eylemlere tevessül edilebileceği, halkımızın yoğun olarak bulunduğu yerlerin hedef seçilerek sansasyonel eylemler gerçekleştirebileceği, gruplar tarafından düzenlenen basın açıklaması ve benzeri etkinliklere terör örgütlerine mensup şahıslarca sızılarak bombalı eylem gerçekleştirilebileceği, düzenlenecek bu etkinliklerin terör örgütüne müzahir şahıslarca provoke edilerek terör örgütünün propagandasına dönüştürülebileceği, ayrıca güvenlik kuvvetlerine karşı taşlı, molotoflu, silahlı ve bombalı eylemler yapılmak istenildiği, bu eylemlerin konusu ve içeriği itibariyle kamu düzeni ve güvenliğine olumsuz etki edebilecek, toplumun refah, huzur ve mutluluğu ile bağdaşmayacak nitelikte, ayrıca terör örgütlerinin karşıt görüşlü kişi ve gruplara yönelik canlı bomba, suikast, silahlı saldırı gibi eylemlerin yapılabileceği göz önünde bulundurulduğunda, genel sağlığı veya başkalarının hak ve özgürlüklerini ciddi şekilde bozacak olaylara sebebiyet verilebileceği, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki suçların işlenerek halk üzerinde infiale sebep olabileceğine dair açık ve yakın tehlike olduğu değerlendirmektedir. Bu itibarla; yukarıda anılan gerekçeler doğrultusunda Anayasamızda ve kanunlarda öngörülen sınırlandırma ve yasaklama şartlarını doğrudan ve açıkça oluşturduğu değerlendirilen eylemler ile saldırı olaylarının önüne geçmek, vatandaşlarımızın can ve mal güvenliklerini sağlamak, terör örgütlerinin planlarını bertaraf etmek, milli güvenliğin sağlanması, kamu düzeni ve güvenliğinin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, temel hak ve özgürlükler ile başkalarının hak ve özgürlüklerinin ve genel asayişin korunması ile şiddet olaylarının yaygınlaşmasının önlenmesi amacıyla 29/04/2019 tarihinden geçerli 08.05.2019 tarihi de dahil olmak üzere 10 gün süre ile Van ili coğrafi sınırları içerisinde açık alanlarda düzenlenecek yürüyüş, toplantı ve toplanmalar, basın açıklaması, oturma eylemi, stant açma gibi her türlü eylem ve etkinlikler 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 11/A-C maddeleri ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 17. maddesine istinaden yasaklanmıştır” denildi.