Alperen Ocakları Van İl Başkanlığından Elmalı Davasına Tepki
Açıklama Van Alperen Ocakları Başkanı Muhammed Nur KAYA tarafından yapıldı.
İşte o açıklama
Milletimiz! Tarihî ve dinî hassasiyetleri ile Dünya üzerinde en insanî değerleri ortaya koymuş ve bu gaye ile “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” prensibi ile medeniyet hamlesi üretmiş bir kalitede iken, bugün yaşadığımız olaylar bizleri derinden sarsmakta ve “nereye gidiyoruz?” sorusunu KENDİMİZE sordurmaktadır.
Halkımızın huzuruna çıktığımız her platformda, adalet anlayışımızdan örnek verdiğimizde dilimize pelesenk ettiğimiz, lakin uygulamaya gelindiğinde üç maymunu oynar hale geldiğimiz Milli Şairimiz, Merhum Mehmet Akif ERSOY’un, “Kenarı Dicle’de bir kurt kapsa koyunu, Adli ilahi gelir Ömer’den sorar onu!” dizeleri ile belirttiği harika düstur, insan yüreğindeki sorumluluk duygusunun nerelere kadar uzanabileceğinin hatta uzandığının bir tarihî levhasını çizmişken, biz bugün öz evlatlarımızın yaşama, büyüme hakkını ve her türlü tehlikeden korunma hakkını dahi koruyamaz duruma düşmüş isek, bu felaketin gidişatını durdurmak için vicdanımızı dinlemekle yetinmeyip, bir an önce harekete geçmek zorundayız.
Gün geçmiyor ki toplumumuz tarih boyunca bağlı bulunduğu örf ve adetlerinden kopmasın, vicdanı körelmesin. Devlet yöneten kadınımızdan, her an şiddete ve tacize maruz kalan kadınımıza, atalarımıza yoldaşlık etmiş can dostu hayvanlardan, katledilen hayvanlara ve geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızdan, korunmaya muhtaç çocuklara dönüşen durumdayız.
Bu konularla ilgili gerek televizyon ve gazete haberleri ve gerekse sosyal medyada gördüğümüz kan dondurucu ve insanı insanlığından utandıran, kahreden, dehşete düşüren olaylar yaşamaktayız.
Bu konuda hukuk yetersiz kalmakta cezalar caydırıcı bir nitelik taşımamaktadır, yakın zamanda şahit olduğumuz 11 Şubat 2015 tarihinde caniler tarafından gerçekleştirilen Özgecan ASLAN olayında görüldüğü üzere, Hâkimler tarafından sağlanması gereken adalet ne yazık ki kader mahkûmları hükümlüler tarafından sağlanmaya çalışır hale gelmiştir.
Bizler bu milletin maddi ve manevi değerleri ile mücehhez olan ve bu değerleri gelecek kuşaklara aktarma sorumluluğu taşıyan Alperenler olarak, evvela milletimizden şuur, devletimizden ise caydırıcı yaptırımlar beklediğimizi açıkça beyan ediyoruz!
On yıl, on beş yıl hapis yatıp ve hapishaneye kör bıçak olarak girip keskin bir ustura olarak tahliye olan bu insanlık dışı mahlûkların ıslahının mümkün olmadığı gibi daha elim ve feci olaylarda yer aldığına şahit olmaktayız.
Âlemleri yoktan var eden Yüce Yaratıcımız Bakara Suresi 179. Ayeti Kerimede buyurduğu gibi ‘Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki (bu hükme uyarak) korunursunuz:’.
Ayrıca; Şehit Liderimiz Muhsin YAZICIOĞLU’nun dediği gibi, ‘Evet kısasta hayat vardır, ne kadar suç o kadar ceza diyoruz.’
Devletimiz dört beş yaşındaki masum evladını koruyamayacaksa, onun çalınan çocukluğunu, kirletilen dünyasının intikamını en şiddetli şekilde alamayacaksa, bunun önüne geçemeyecek ise bu devletin yapacağı şey nedir?
AB uyum yasaları çerçevesi sürecinde kaldırılan idam cezası herhangi bir fayda sağlamazken, tam aksine; devlet, millet ve masumiyet düşmanı hainlerin, ırz ve namus düşmanlarının daha çok ve rahat bir şekilde yaşamasına ve istedikleri gibi hareket edebilmelerine zemin hazırlamaktadır, medeniyeti bizlerden öğrenen Avrupa devletleri, toplumumuzu dibi görünmeyen kör kuyuya atabilme çalışmalarını, uyum yasaları adı altında ülkemize apaçık dayatmaktadır.
Avrupa’nın bize dayatmaya çalıştığı, genlerimiz ile yakından ve uzaktan uyuşmayan bu saçmalıklar ile Ülkemiz gün geçtikçe uçuruma yuvarlanmaktadır. Bir gecede feshedilen İstanbul Sözleşmesi örneğinde görüldüğü gibi, önlerine konulduğunda imzalayabileceklerini belirten yetkililerimiz, İDAM cezasını getirmekte artık neyi beklemektedir. Kendi ülkelerinde yaşanan olaylara misliyle ceza veren Avrupa ülkeleri, bizden, karşılaştığımız olaylara karşı sessizliğe bürünmemizi istiyor, bizler Avrupa Birliği kapısında bekletilen ve kandırılan bir devlet olmaktan kurtulup biran önce özümüze ve öz değerlerimizle mücehhez bir hale kavuşmalıyız.
Bizler, çocuklarımızın masumiyetine kadar uzanan bu hayvandan bile aşağı mahlukların nasıl ortaya çıktığını ve hortlatıldığını çok iyi biliyor ve iki metre yağlı urganın çözemeyeceği meselenin olmadığını savunuyoruz, Vatana ihanet, terör ve tecavüz suçlularına idam istediğimizi belirtiyoruz.
Değerli basın mensupları,
Üç tarafı denizlerle, dört bir yanı hainler ile sarılmış cennet vatanımızda, yarınımız için büyüttüğümüz göz aydınlığı çocuklarımız, hayvandan aşağı yaratıkların insafına terk edilmiş olarak bırakılamaz.
Yetkililerimizden, bu olayların takipçisi olduklarını ve faillerinin en ağır şekilde cezalandırılmalarını temenni ettikleri gibi açıklamalar yapmaları yerine, devlet yasa, millet şuuru ile bu pis olayların kökünü kazımalarını bekliyoruz.
Masum bir evladımıza, onun ailesine ve milletimizin iffet ve ismet duygularına kasteden bu alçakların idam edilmeyip iyi hal indirimi aldığı bir ülke bizim ülkemiz olamaz.
Milletimizi şuura, devletimizi acilen idam cezası için yasa çıkarmaya davet ederken, Antalya Elmalı’daki korkunç olayda şiddete ve tacize uğrayan çocuklarımız başta olmak üzere, tüm masumlara ilanımızdır ki; size dünyayı zindan edenlere yaşama hakkını tanıyan yasalara karşı hiçbir zaman sessiz kalmadığımızı ve bundan sonra da sessiz kalmayacağımızı haykırmak istiyoruz!
Acilen devletimizden cinsel sapıklar ve terör suçluları için idam cezası getirmesini beklediğimizi yinelerken, Türkiye’nin her yerinde yaşayan milyonlarca vatan evladının bu soysuzların en şiddetli ceza ile cezalandırılmasını beklediğini hatırlatır, herkesi saygı ve sevgi ile selamlarız.