Müftü Demirel’den engellilere ziyaret
Tuşba Müftüsü Zahit Demirel, beraberindeki Müftülük Şube Müdürü İlhan Özmen ve müftülük çalışanlarıyla Bedensel Engelliler Spor Kulübü ile Altı Nokta Görme Engelliler derneklerini ziyaret etti. Tuşba Müftüsü Zahit Demirel, Bedensel Engelliler Spor Kulübü Başkanı Hanefi Baykara ve Altı Nokta Görme Engelliler Derneği Başkanı Şahabettin Kayhan ve engellilerle bir araya gelerek bir süre sohbet etti. Engellilerin haftalarını tebrik eden Müftü Demirel, “Engelli vatandaşlarımızı hatırlamak her birimizin görevidir. Onlar sadece bu hafta değil sürekli ziyaret edilmeli ve dinlenilmelidirler. Unutulmaması gereken önemli bir hususta, her birimizin birer engelli adayı olduğumuzdur” dedi.
“İnsanda bulunan engel her ne olursa olsun, insan için bir eksiklik teşkil etmez”
Müftü Demirel, insanın en üstün varlık olduğunu hatırlatarak, “Allah insanı yaratırken eşrefi mahlûkat olarak yaratmıştır. Bu sebeple fiziki olarak insanda bulunan engel her ne olursa olsun insanı eşrefi mahlûkat olmaktan veya üstün bir varlık olmasına engel teşkil etmeyecek. İnsanda bulunan engel her ne olursa olsun, insan için bir eksiklik teşkil etmez. Cenab-ı Allah, Kur'an-ı Kerim'de Hac suresi 46. ayette ‘yeryüzünde hiç dolaşmıyorlar mı ki ibret almış kalplere, yahut işitmiş kulaklara sahip olsunlar! Şu bir gerçek ki gözler körleşmez, fakat göğüslerdeki kalpler körleşir’ buyurarak, insanın bu dünyada sahip olduğu engelinin insanın uzuvlarındaki engel olmadığını, asıl engelin kalplerin görmemesi ve duymaması olduğunu bize ifade buyurmuştur. Eğer insanları anlayacak ve görecek derecede kalpte bir eksiklik hissediliyorsa, işte asıl engel o zaman başlar” diye konuştu.
“Her bir insan birer engelli adayıdır”
Cenab-ı Allah'ın insana vermiş olduğu bir engelin dinimize göre engel sayılmadığını dile getiren Demirel, “Çünkü engelin tanımı yapılırken, insanı eşit olanından daha düşük seviyeye indirecek bir şey olarak tanımlanır. Oysa Allah’ın insandan fiziki olarak aldığı göz, kulak, el, ayak, insanın manevi olarak mertebesinden, mevkilisinden hiçbir şey azaltmaz. Tam tersi yükseltir. O halde bu şekildeki insanlara engelli muamelesi yapılmamalıdır. Fiziki olarak değil de manevi olarak görmeyen gözler, duymayan kulaklar, hissetmeyen kalpler varsa işte asıl engelli bunlardır. Cenab-ı Allah'ın insana verdiği bir nimeti, Cenab-ı Allah onu tekrar geri almış ise, o engel sayılmaz. Allah her birimizi de bu engellerden biriyle imtihan edebilir. Yani şu anda sağlıklı olan bir insan, bir saat sonra sağlığını kaybedebilir” ifadelerini kullandı.
“Her insan birer engelli adayıdır”
Her insanın birer engelli adayı olduğunu da sözlerine ekleyen Müftü Demirel, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Şayet insan Allah'ın verdiği bu engellerden dolayı sabrederse, Allah onun o sabrını karşılıksız bırakmaz. Zira Peygamber Efendimiz (s.a.s), bir hanım sahabeye 'hastalığından dolayı sana dua edip hastalıktan kurtulmanı mı, yoksa bu hastalığa sabredip cennete gitmeyi mi istersin' sorusuna, hanım sahabe 'ben hastalığa sabredip cennete gitmek isterim' şeklinde cevap vermiştir. Peygamber Efendimiz bu kadını cennetle müjdelemiştir. Bizim bu dünyada Allah'ın bize verdiği bir hastalığın, diğer dünyada cennetle mükâfatlandıracağını bilerek sabretmemiz en doğrusudur.”
“Engelli vatandaşlarımızı daima baş tacı yapmalıyız”
Yüce dinimiz İslam’ın, hastaları ziyaret etmeyi çok büyük bir sevap kabul ettiğini de belirten Müftü Demirel, “Dolayısıyla bir hastayı ziyaret etmenin bu kadar mükâfatı varken, bir engelliye yardım edip el atarak hatırlamanın sevabı daha da büyüktür. Onların bizi görmelerini beklemeden bizim onları görmemiz yeterlidir. Onlara yol göstermek yerine beraber yürümemiz yeterlidir. Çevremizdeki engelli vatandaşlarımızı daima baş tacı yapmalıyız. Şunu unutmamalıyız ki asıl engelliler, engelli vatandaşları görmemezlikten gelenlerdir" şeklinde konuştu.
Müftü Demirel, 10-16 Mayıs Engelliler Haftası münasebetiyle de bütün engellileri sevgi ve saygıyla selamladığını belirterek, haftalarını tebrik etti.