Erdoğan'dan İnce'nin Gülen iddiasına yanıt!

Erdoğan'dan İnce'nin Gülen iddiasına yanıt!
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İnce'nin Gülen iddiasına yanıt!

Balıkesir’deki mitinginde binlerce kişiye hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vakit birlik vaktidir. İrade, erdem ve cesaretle Türkiye şahlanacak. Kardeşlerim Balıkesir Türkiye’nin vitrinlerinden biridir. Bunun için son 16 yılda Balıkesir’e 25 katrilyon yatırım yaptık. Konuşuyorlar, laf ola beri gele. Bunlar daha çırak bile değil. Biz yol aldık yol. Çıraklığı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde bıraktık, Başbakanlıkta kalfalık, Cumhurbaşkanlığında ustalık, muhteşem kadromuzla hamdolsun Türkiye’mizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıdık" dedi.


Siyasette rekabet güzel olduğunu ancak siyasetteki bu rekabetin millete, memlekete daha çok hizmet vermek için yapılıyor olması gerektiğine vurgu yapan Erdoğan, Türkiye bizi 1994 yılındaki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığımızdan beri bilir. Ne yaptığımızı, söylediğimizi, kimlerle mücadele ettiğimizi sizler iyi bilirsiniz. Ülkemizi bugüne getirene kadar darbecilerden uluslar arası güçlere kadar çok farklı kesimlerin saldırılarına maruz kaldık. Davos’ta ‘one munite’ dedik dünya hareketlendi. ‘Dünya 5’ten büyüktür’ dedik. Yine dünya hareketlendi. Bir adaletsizlik, haksızlık vardı. Niye ‘one munite’ dedik. Oradaki kişi terbiyesizlik yapıyordu. Çünkü o, çocukları öldürmesini gayet iyi bilen Siyonistlere karşı oradaki temsilcisini savunuyordu. Biz o çocukları öldürenlere karşı dik durmak zorundaydık. Biz kim olursa olsun, her zaman haklının hakikatin yanında olacağız. Bugüne kadar hiçbirine eyvallah demedik. Önce Allah’a güvenerek, ardından milletimizle gönül gönüle vererek üstesinden geldik. Demokrasinin standartlarını yükseltirken, sadece milletimizin gözüne baktık. İcazeti de iradeyi de tasdiki de asla başka yerde aramadık. Kimseyi yerinden etmek için değil, millete hizmet için talip olduk" dedi.

“DAVULU BİR BAŞKASININ ELİNE VEREREK ÜLKEYİ YÖNETMEYE TALİP OLUNUR MU?” 

Ana muhalefetin ilkokul müsameresi kıvamında oyunlarla yönetildiğine dikkat çeken Erdoğan, "Adayları takip ediyorsunuz değil mi? Ülkemizin milletimizin hayrına bir şey söylediklerini duyanınız var mı? Ana muhalefetin adayı başka, projeleri açıklayan başka. Cumhurbaşkanı adayı duruyor, genel başkanları proje açıklıyor. Bay Kemal niye aday olmadı. Adayları bir kere çıktın yenildin, iki kere çıktın yenildin, üç kere çıktın dört kere çıktın yenildin. Hala duruyorsun diyordu. Bu nasıl iştir. Sonunda aday oldu. Beyannameyi o açıklıyor. Ya niye Cumhurbaşkanı adayınız değil de adayı o açıklıyor. Projeler kimin projesi. Cumhurbaşkanı adayının projeleri nerede. Yok. O mu idare edecek o mu idare edecek. Belli değil. Kaybedeceğini bildiği için milletin karşısına aday olarak çıkmaya yüreği yetmeyen ana muhalefetin başındaki zat koltuğu bırakmak istemediği için bu garabeti yaşıyoruz. Partinizi emanet etmediğiniz kişiyi milletin karşısına çıkartıp emanet edin, nasıl bir şeydir. Türkiye sizin partinizden daha mı kıymetsiz. Bu kafayla milletimiz bunlara ülkeyi emanet etmez de olan demokrasimize olur. Davulu bir başkasının eline vererek ülkeyi yönetmeye talip olunur mu? Ana muhalefet ilkokul müsameresi kıvamında oyunlarla yönetiliyor" diye konuştu.
"SEN KİMSİN Kİ AMERİKA’NIN YETKİLİ MERCİLERİ SANA BİLGİ VERİR " 

CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce’nin yerli otomobil projesini iptal edeceği şeklindeki söylemlerine de değinen Erdoğan, şunları kaydetti: 

"Yerli marka otomobil projesinin ne olduğuna dair fikri olmayan zat çıkıyor, ben bu projeyi iptal ettireceğim diyor. Sebep olarak da 20 yıl geride kalmış proje diyor. Halbuki bu işi takip eden bakanlığımıza veya projede yer alan firmalardan birine gitse, kendilerine yerli marka otomobil projesinin geleceğin teknolojisine göre tasarlandığını öğrenecek. Derdi bu değil. Bunlar yıkmayı, yasaklamayı engellemeyi bilir, yapmaktan ön açmaktan hiç anlamazlar. Bizim şu anda otomotivde ihracatımızın miktarı 30 milyar doların üzerinde. Ben ne diyeyim, bunların ismini anmak bile bana zor geliyor. Bilmiyorlar. Bunlara 5 tane koyun verin, kaybedip gelirler. En çok da gönül yıkmayı bilirler. İşlerine gelmeyince önlerine çıkana bağırır çağırır hakaret eder sonra da hiçbir şey yokmuş gibi sırıtarak yollarına giderler. Aynı kişiyi Amerika’dan arayıp işletmişler. Ondan da haberi yok. Söylediği tüm bilgiler tüm rakamlar yanlış. Samimiysen dürüstsen Milli İstihbarat Teşkilatı’na başvur, sana bu bilgiyi aktaran kim, Amerika mı? Amerika’nın yetkilileri mi, söyle açıkla. Yalan söylüyor. Yok böyle bir şey. Sen kimsin ki Amerika’nın yetkili mercileri sana bilgi verir. Türkiye’yi yönetmeye talipler ama internetten buldukları iftiralarla dolu haberler üzerinden seçim kampanyası yürütüyorlar. Bizim FETÖ ile Amerika’ya verdiğimiz 85 koliye gazete küpürü diyor, zavallı zavallı. Adalet Bakanlığımızın bütün resmi tutanakları o kolilerin içinde, o resmi tutanaklarla beraber tabii ki gazete küpürleri de var. Ama adamların hayatı yalan üzerine kurulu. Bir yandan genel başkanlık koltuğunda oturan aslı, diğer yanda sahaya sürdükleri karikatürü gece gündüz aynı yalanları sıralıyorlar.”

"YENİ DÖNEMDE KÖHNE SİYASET ANLAYIŞINI KÖKÜNDEN KAZIYACAĞIZ" 

Yeni dönemde bu köhne siyaset anlayışını kökünden kazıyıp atacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Cumhurbaşkanı olarak ülkeyi yönetmeye talip olan hiç kimse boş atıp dolu tutma hesabıyla milletimizin karşısına çıkamaz. Artık yüzde 15 ile yüzde 20 ile ülkeyi yönetme imkanı ortadan kalkıyor. Halkımızın yüzde 50’sinin desteğini almak artık kolay olmayacak. 24 Haziran eski demir siyasetinin tarihe karıştığı gün olacaktır. Yeni dönemde terör sevicilere, sadece takoz olmayı siyaset sananlara artık yer yok, artık dönem millete söyleyecek sözü sunacak projesi olanın dönemidir, artık dönem milletin değerleriyle beklentileriyle dalga geçenlerin değil. Bunlara saygı duyanların olduğu dönemdir. Artık dönem millete hizmet edebilecek siyasetçilerin kadroların dönemidir" diye konuştu.

"BU SİSTEM SÜREKLİ DARBE MUHTIRA VESAYET ÜRETİYOR, DEĞİŞTİRMEMİZ LAZIM " 

27 Mayıs tarihinin önemli bir gün olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şu şekilde sürdürdü: 

"Türk Demokrasisi’nin kara günlerinden biri. Tam 58 yıl önce bugün milletin oylarıyla işbaşına gelen bir hükümet darbeyle devrildi. Darbeciler sadece milli iradeyi çiğneyip geçmekle kalmadılar. Tarihimizin en utanç veren cinayetine imza attılar. Türkiye’nin başbakanı tamamı deli saçma ithamlarla idam sehpasına çıkarıldı. Menderes’i asanlar ilmiği sadece onun boynuna değil, tüm milletimizin iradesine geçirdiler. İşte o zaman bunların arkasında yine CHP zihniyeti vardı. Buradan rahmetli Menderes ve onunla birlikte idam edilen Hasan Polatkan, Fatin Rüştü Zorlu’yu bir kez daha rahmetle yaad ediyorum. Aziz hatıraları demokrasimize neden daha çok sahip çıkmamızın cevapları olarak milletimizin vicdanında yaşamayı sürdürecektir. Türkiye’de darbeler asla rastgele yapılmaz. Hepsinin bir sebebi vardır. Hatta hepsinin sebebi aynıdır. Türkiye ne zaman demokraside ekonomide atağa kalksa, zemini hazırlanıyor. Bir darbe ve muhtıra ile önü kesiliyor. 70’de bunu yaşadık, 1980’de, 1997’de bunu yaşadık. 27 Nisan 2007’de elektronik muhtıra ile başlayan 17-25 Aralık’ta süren, 15 Temmuz’da kanlı darbe girişimiyle benzer sıkıntılara maruz kaldık. Artık devir eski devir değil. 15 Temmuz’da F16 lar, helikopter, tank, toplarla saldırdılar. Milletim onların önünde eğilmedi. Ne dedi; ‘İmandır o cevher ki ilahi ne büyüktür, imansız olan paslı yürek sinede yüktür.’ Bugüne kadar bu kardeşiniz ve bizler beşer planında hiçbir gücün önünde eğilmedik. Biz sadece ve sadece Rabbimizin huzurunda rüku ve secdede eğiliriz. İçeriden yıkamadıkları Türkiye’yi dışarıdan kuşatma çabalarını da aynı planın çabası olarak görüyorum. Milletimizle birlikte bu teşebbüslerin hepsini de bozguna uğrattık. Artık bu sistem sürekli darbe muhtıra vesayet üretiyor, değiştirmemiz lazım. Bunu da yerli ve milli anlayışla gerçekleştirmemiz gerekiyor. Türkiye bu günlere durduk yere gelmedi. Bu arayışın birkaç asırlık mazisi var. Yakın dönemde de 2007 yılında başlamış süreç var. Her biri üzerinde düşünülmesi, tartışılması hadiseleri yaşadık. Birileri şahsileştirmeye çalışsa da mesele Ahmet Mehmet meselesi değil. Mesele Türkiye’nin ülkesi ve milletiyle birliği beraberliği geleceği meselesidir." 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mitingin ardından vatandaşlarla birlikte toplu iftar yaptı.