Baydemir: "Kürtler, namlunun ucunda sandığa gitti"
HDP Sözcüsü ve Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir, "Ortada bir zafer yok. Bunca baskıya rağmen, 'hayırı' savunanların faşizme ve tekçiliğe karşı büyük bir iradi direnişi var. Baskı ve şantajlara rağmen 24 milyon yurttaşımızın 'hayırda' buluşması var." dedi.
HDP TBMM Grup toplantısında gündemdeki konuları değerlendiren Baydemir, bugün, dünden çok daha umutlu, kararlı ve heyecanlı olduklarını bildirdi.
Tüm baskılara, tutuklama, OHAL'e rağmen milyonların eşitlik, özgürlük, adalet iradesini ortaya koyduğunu belirten Baydemir, "HDP bileşenlerinin tümünün susturulmaya çalışıldığı, tüm ekranların 'hayırlara' kapatıldığı, ülkede darbe ve karşı darbe koşullarının, Kürt coğrafyasında ise sıkı yönetim koşullarının olduğu bir atmosfer içerisinde milyonlar, bir kez daha baskıya ve zulme boyun eğmedi." ifadesini kullandı.
"Kürtler, namlunun ucunda sandığa gitti"
Baydemir, ortada bir zaferin olmadığını savunarak, şöyle devam etti:
"Bunca baskıya rağmen, 'hayırı' savunanların faşizme ve tekçiliğe karşı büyük bir iradi direnişi var. Baskı ve şantajlara rağmen 24 milyon yurttaşımızın 'hayırda' buluşması var. İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir, Adana, Diyarbakır, Van gibi 17 büyükşehirde bu anayasadan bir mutabakat çıkmamıştır. Bu anayasa meşru değildir. Bu anayasa toplumun ihtiyaçlarına yanıt vermemektedir.
Bütün bu atmosfer içerisinde Kürtler namlunun ucunda sandığa gittiler. Temmuz 2015'ten günümüze kadar 11 bin insanımız gözaltına alındı. 5 bin insanımız tutuklandı. Eş genel başkanlarımız, 13 milletvekilimiz, 84 belediye başkanımız, 750'yi aşkın il ve ilçe yöneticimiz tutuklanarak cezaevine konuldu. Sadece referandum süresi boyunca neredeyse günde ortalama 29 aktivistimiz gözaltına alındı. Toplamda, 2 bin 165 'hayır' aktivisti gözaltına alındı."
Baydemir, selamlarını alan yurttaşların bile kameralarla kayıt altına alındığını, kampanya sürecinde milletvekillerinin gözaltına alındığını dile getirerek, seçim şarkılarının yasaklandığını, otobüslerine el konulduğunu ve ekranların kendilerine kapatıldığını öne sürdü. Baydemir, 1-31 Mart tarihleri arasında TRT kanallarında, Cumhurbaşkanı ve danışmanlarına 2 bin 511 dakika, AK Parti'ye 4 bin 46 dakika, CHP'ye 381 dakika, MHP'ye 68 dakika, HDP'ye ise hiç yer verilmediğini bildirdi. Baydemir, tüm bu iletişim kanallarının kapatılması üzerine referandum çalışmalarını sosyal medya üzerinden yürütmeye çalıştıklarını, bir müddet sonra onların da kapatıldığını veya engellendiğini söyledi.
"700'ü aşkın tutanağa itiraz ettik"
Osman Baydemir, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Baskı ve şantajlara rağmen Kürtler, ölümü göze alarak sandık başına gitti. Şehirlerinin yakılıp yıkılmasına, yüzbinlerce insanın evsiz bırakılmasına, belediyelere kayyum atanmasına, darbe ve sıkıyönetim koşullarına rağmen Ağrı, Diyarbakır, Hakkari, Mardin, Muş, Siirt, Dersim, Van, Batman, Şırnak, Iğdır'da yüzde 62 oranında zulme, faşizme, baskıya 'hayır' dediler. Kürt halkı özgürlüğe, demokrasiye, diline ölümü pahasına sahip çıktı."
Oy kullanma ve sayımı sırasında yaşananları anlatan Baydemir, şu ana kadar 700'ü aşkın tutanağa itiraz ettiklerini, yurt dışı oyların sayımı sırasında müşahitlerinin sandıklardan uzak tutulduğunu, açık sayım ilkesinin ihlal edildiğini ve "seçime şaibe düşürüldüğünü iddia etti. YSK'nın mühürsüz oy pusulalarına ilişkin kararını eleştiren Baydemir, kararın seçime "darbe" olduğunu ileri sürdü.
Baydemir, " 12 Eylül cunta anayasasının yüzde 92 ile kabul edilmiş olmasına rağmen, 35 yıldır meşruiyeti nasıl kabul edilmediyse, bu şaibe seçim sonucunun da dayatmış olduğu tekçilik, katı merkeziyetçilik, retçilik kaç yıl sürerse sürsün yine meşruiyet kazanmayacaktır. Nihai çözüm, bütün farklılıkların, zenginliklerin kendisini içerisinde bulduğu yeni bir anayasanın inşası ile ancak mümkün olacaktır." dedi.
Baydemir, ayrıca, bazı cezaevlerinde "açlık grevlerinin" devam ettiğini kaydetti.