Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan net İdlib mesajı: 'Sizi rejim, bizi Suriye halkı çağırdı'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Lafta herkes Suriye'nin toprak bütünlüğünden söz ediyor. Ama uygulamaya baktığınız zaman, herkes parselasyonu yapmış, üsler kurulmuş. Türkiye olarak bizim ise öyle bir derdimiz yok” dedi. Azerbaycan dönüşü uçakta medya yöneticilerinin sorularını cevaplandıran Cumhurbaşkanı Erdoğan, İdlib'de sürecin bu şekilde devam etmesi durumunda katlanılması ağır sonuçların ortaya çıkabileceği uyarısında bulundu. Erdoğan'ın değerlendirmeleri ve sorulara verdiği cevaplar şöyle:
“Koalisyon güçleri içerisinde malum ABD farklı bir yerde duruyor. Almanya ve Fransa ile daha önce görüşmelerimiz oldu. Rusya ile zaten işin içindeyiz. Pazartesi (bugün) yapacağım görüşmede, ardından BM Genel Kurulu'nda, ayrıca Almanya'ya yapacağım ziyarette bu konuları ele alma fırsatımız olacak. İdlib'de durum iki üç gündür sakin. Yapılan girişimlerin bir neticesini aldık gibi görünüyor. Fakat hâlâ biz tatmin olmuş değiliz. Pazartesi günü (bugün) Sayın Putin ile yapacağımız görüşmeden alacağımız netice önemli olacaktır. Dediğim gibi ay sonuna doğru önce BM Genel Kurulu, akabinde Almanya ziyaretimiz var. Temenni ediyorum ki bu görüşmelerden alacağımız olumlu neticelerle bunu bir yere doğru inşallah taşıma imkânı buluruz.
Lavrov insani koridor açılmasından söz etti. Ortak bir operasyon söz konusu mu?
Bu konuları Soçi'de Putin'le ele alma imkânımız olacak. Dedik ki, ‘teröre karşı bir mücadele verelim.' Teröre karşı vereceğimiz bu mücadelede hepimizin ortak aklının olduğunu gördük. İdlib'de bizim 12 gözlem noktamız var, Rusya'nın 10 gözlem noktası var, İran'ın az sayıda var. Bu gözlem noktaları ile oradaki saf, temiz, masum insanları koruma gayreti içerisindeyiz.v
Ama şu anda rejimin acımasızlığını, oralarda nasıl terör estirdiğini herkes görüyor. Sayın Putin'in buraya bundan sonraki yaklaşımı ne olacak?
Tahran'da yaptığımız görüşmede ben Sayın Putin'i daha olumlu gördüm. Temenni ederim ki kendileri o olumlu yaklaşımlarını bundan sonra da devam ettirirler.
Türkiye oradaki 12 gözlem noktasını güçlendiriyor. Terör gruplarına ortak operasyondan söz edilmişti, teklifiniz olacak mı?
Gözlem noktalarını güçlendirmeyecek olursak, başkaları daha farklı yerlerde orada inisiyatif alıyorlar ve aldıkları bu inisiyatiflerle de oradaki masum, mağdur insanları zorda bırakıyorlar. Bu meselede en sıkıntılı olan ülke Türkiye'dir. Bizim dışımızda oraya sınırı olan yok çünkü. Buradan çıkacak insanların geleceği yer de Türkiye. Bu nedenle işin yükünü paylaşmaları lazım. Ama bu hususta yeterince duyarlı olduklarını söyleyemeyiz. O nedenle kusura bakmasınlar, biz de a'dan z'ye kendi tedbirlerimizi almak durumundayız.
Onların tek hedefi Suriye'yi parsellemek
İdlib meselesinin birden patlamasının nedeni nedir? Sadece Şam ile mi ilgili, yoksa doğu Akdeniz'de güç yarışı meselesi ile mi ilgili?
Tablo ortada. Lafta herkes Suriye'nin toprak bütünlüğünden söz ediyor. Ama uygulamaya baktığınız zaman, herkes parselasyonu yapmış. Bir ülkenin 22 üssü var, bir diğerinin 5 üssü var. Üsler kurulmuş. Türkiye olarak bizim ise öyle bir derdimiz yok. Parselasyon, şu, bu derdinde değiliz biz. Nihai düşüncemiz: Bir, anayasanın hazırlığı; ikincisi ise seçimlerin içeride ve dışarıda tüm Suriyelilerin katılımı ile yapılması. Bunun neticesinde orada kimler var ise gelin hep beraber Suriye'yi terk edelim. Bundan daha başka çıkış yolu olamaz.
ABD terk edecek mi?
Ne diyorum? Hep beraber. Bize diyorlar ki: ‘Bizi buraya rejim çağırdı'. Biz de diyoruz ki: ‘Sizi rejim çağırdıysa bizi de buraya Suriye halkı çağırdı'. Aramızdaki fark bu. Biz rejimi tanımıyoruz, Suriye devletini tanımıyoruz, onlar tanıyor. Biz Suriye halkını tanıyoruz. Şu anda kimse orada İdlib'te ellerinde Rus bayrakları ile dolaşmıyor, ABD bayrakları ile dolaşmıyor, Alman ya da Fransız bayrakları ile dolaşmıyor. Türk bayrakları ile dolaşıyor. Bunun bir anlamı var.
Batı basınında, TSK'nın KKTC'de kalıcı ve kapsamlı bir deniz üssü kurmak istediğine yönelik iddialar yer aldı...
Bizim KKTC'de üs diye bir sorunumuz yok. Niye? Orası bize çok yakın mesafede. İhtiyaç duyacak olursak üs de kurabiliriz. Yok efendim neymiş, asker sayımızı azaltmalıymışız! Kusura bakmasınlar, biz orada asker sayımızı azaltmayacağız. Artıracağız, azaltmayacağız.
Biz Türkiye'yiz, ABD karşısında geri adım atmayız
ABD'ye teklifimizi ta başta yaptık. Biz, iki ileri bir geri, böyle bir mantıkla hareket eden bir ülke değiliz, gereğini yaparız.
YPG en büyük tehdit, ABD bunları buraya yerleştirmek için elinden geleni yapıyor. ABD ile Türkiye ilişkileri toparlanabilecek mi?
Bizim tavrımız son derece net. Tavrımız ne ise böyle devam edecek. Niye geri adım atalım? Biz, iki ileri bir geri, böyle bir mantıkla hareket eden bir ülke değiliz. Biz Türkiye'yiz. Gereği neyse bunun gereğini yapacağız. ABD'ye teklifimizi ta başta yaptık. Dedik ki: ‘Rakka'da siz terör örgütleri ile birlikte adım atıyorsunuz. Eğer Rakka'dan terör örgütlerini, DEAŞ'ı boşaltacaksanız, gelin bunu beraber yapalım.' Bunu, bizzat Trump'a söyledim. Dediler ki: ‘Biz YPG-PYD ile yapacağız'. Biz de, ‘O sizin takdiriniz. Siz yolunuza biz yolumuza!'. Akabinde adımımızı attık. Biz DEAŞ'tan orayı temizledik. Afrin'i malum o terör örgütlerinden temizledik. Bunun için kimseden izin almadık.
Wall Street Journal'da bir makaleniz yayınlandı, ‘dünya Esad'ı durdurmalı' dediniz, HTŞ ile mücadelede Rusya ve İran'a bir strateji öneriyor musunuz?
Biz bunları Tahran zirvesinde konuştuk. Her üç tarafın dışişleri bakanları, savunma bakanları, istihbarat teşkilatları çalışmaları birlikte yapıyorlar. Buralardan taviz vermeyeceğiz. Nerede tıkanırsanız biz devreye gireceğiz.
Rıza Zarrab'ın bir lokantada yemek yerken görüntülenmesi, ardından Amerikalı hukukçuların, Zarrab'ın serbest kalmasının mümkün olmadığını söylüyor...
Demek ki o hukukçular bu işi iyi bilmiyor, çünkü görüntülendiği yanındaki bayan onun avukatı zaten.
Serbest olmasının mümkün olmadığı söylendi...
Tabii ki mümkün değil. Bir taraftan öyle diyorlar, şu diyorlar, kelepçeli diyorlar ama demek ki orada bu kelepçelerin dışında başka kelepçeler de var.
CHP NEDEN RAHATSIZ?
Katar Emîri'nin size hediye ettiği uçak muhalefet tarafından gündeme satın alındığı iddiasıyla getirildi...
İşin aslı şu; Katar bu uçağı satıyordu, hatta rakam bildiğim kadarıyla 500 civarındaydı. Katar Emîri ilgilendiğimizi duyunca uçağı Türkiye'ye hibe etti. Bu CHP'yi niye rahatsız ediyor? Sözünü ettikleri uçak şu anda boyanıyor. İnşallah her şey bitikten sonra bir seyahati de onunla yaparız.
CHP'nin bir tv kanalını satın aldığı iddiası var. Bu, Anayasa mahkemesinin ilgilenmesi gereken bir suç değil mi?
Bir tv kanalı açmış açmamış çok önemli değil. Ama daha önemli bir suç var. Siyasi partiler banka kurabilir mi? Hayır, kuramaz. Ama şu anda CHP İş Bankası hisselerinin yüzde 28'inin sahibi durumunda. Oradan para alamıyor ama yönetim kurulunda dört üyesi var. Bu dört üye ne iş yapar? Buna bir bakılması lazım. Ben diyorum, Atatürk'ün bu tür bir varlığı herhangi bir siyasi partinin etiketi altına giremez. Girse girse hazineye girer.