Mete Yarar: Fırat'ı kim tutarsa, Suriye'nin anahtarı elindedir

Mete Yarar: Fırat'ı kim tutarsa, Suriye'nin anahtarı elindedir
Güvenlik Uzmanı Mete Yarar 'Fırat Kalkanı' operasyonunu tüm yönleriyle Habertürk TV'de Veyis Ateş'e değerlendirdi. Güvenlik Uzmanı Mete Yarar, Habertürk TV'de Veyis Ateş'in sunduğu "Akılda kalanlar" programına katıldı.
Cerablus'a yapılan 'Fırat Kalkanı Operasyonu'nun detaylarını anlatan Yarar, Suriye politikası ve gündemle ilgili dikkat çekici ifadeler kullandı. 

İşte Mete Yarar'ın açıklamaları;

"Hangi oeprasyona giderseniz gidin tugay sizi bandoyla uğurlar. Helalleşerek gidilen bir şey olduğu için bu bir uğurlamadır. Bu birliğin diğer arkadaşları tarafından gönderilmesidir. Türkiye içinde operasyona gidenler de böyle uğurlanır. Burası sınırdaki birliğin garajından çıkıyorlar, birazdan da Cerablus tarafına geçecekler. Buradaki şu ruh hali bizim için önemli. O coşku, insanların gözlerindeki nur. Bu görüntü benim için çok önemli. Sefere gidiyorsunuz. Sefere gidenler böyle uğurlanır"

"BİR ORDUYU AYAĞA KALDIRMAK İSTİYORSANIZ..."

"Paraşütle atlayan askerin ilk paraşütü açılmaz, yedek paraşütü açılır da yere inerse, hemen yeniden paraşütle atlatırlar. Yoksa bir daha atlamaya cesaret edemez. Bir orduyu ayağa kaldırmak istiyorsanız çok daha güç bir görev vereceksiniz. Ordular kendilerini böyle ispatlar. Kışlaya çekerek değil. Bugün yaşattıkları onurlar ve duruşlar, orduya vatandaşın bakışını da değiştirecek. Cuntacılar yüzünden zedelenmiş duvarlar yeniden onarılacak. Bir ordu kendisine verilen görevi ifa ede ede güveni kazanır."

"Bu ülke zaten zor şartlardan geçiyor. Birçok şeyle uğraşıyor. Ama bunu da yapaken hata yapabilirsiniz. Cuntacıların içinde barındırması da hatadır. TSK'nın bunu bertaraf edemesi de hatadır. Ancak bu harekat TSK'nın yeniden ayağa kalkış hareketidir"

"CERABLUS'A ER VE ERBAŞLAR GİTMEDİ DİYE BİLİYORUM"

"Artık Türkiye'de operasyon görevlerine gönderilenlerin hepsi profesyonel askerler. Karşıya geçen ekiplerin tamamına yakını uzman personel astsubay, subaylardan oluşan ekiplerden oluşuyor. Er ve erbaş karşıya geçirilmedi diye biliyorum. Bu fark etmez. Görev yaptığımda hoşuma giden en çok şey, askere kına yakılarak getirilmesi. Çocuklar askere o kadar temiz duygularla geliyor ki. Komutanı ya çok daha güzel duygularla geri gönderir, ya da acemi birliğinde hata yaparak yollar. Er ve erbaşlar çok daha motive geliyorlar askere. Onlar hayatlarında bu günü yaşamak için gelmişlerdir."

"Profesyoneller için bu işe hazırlığı profesyonelliğinden gelir. Onu motive etmezsin. Emir alır ve icra eder. Görev verilirken görevi icra etme sırasında ne kadar fedakarlık yapacağının motivasyonu farklıdır. Silah arkadaşın yaralandı. Onu çekmek için yanına gitme motivasyonu başkadır. Onu vermek için ekstra çaba sarfedersin o da zamanla olur."

"ONU KURTARMAK İÇİN 2 ŞEHİT DAHA VERDİK"

"Ordu içindeki motivasyon anlatmak için bir örnek vereyim. İkiyaka bölgesinde operasyonlar başlamıştı. Askerler oraya gittiler özel kuvvet taburlarıyla birlikte. O kadar kötü bir araziydi ki yaşanan yer. Operasyonda üst teğmenimiz yaralandı. Yaralandıktan sonra yüksek bir yerden aşağı düştü. Düştüğü yer çok yüksekti. Ama ona ulaşmak için onun geçtiği rotadan geçmek zorundasınız. Orası hakim tepe ve orada teröristler var. Her taraf kayalık. Şunu kimse düşünmedi, zaten ağır yaralandı, bir de aşağı düştü acaba öldü mü ölmedi mi düşünülmedi. Sırf ona ulaşmak için 2 şehit daha verildi, 8 adam daha yaralandı. Ona ulaşmak, ona dokunmak isteği başka bir bakış açısıdır. Bunu sağlamak için beraber çalışmak lazım. O gün olmaz. Çalışa, çalışa olur. Bir kez gitmezsen kimse sana gelmeyecektir. Seni ayakta tutan şey ne olursa olsun arkadaşlarının sana geleceğidir. Seninle çok ortak arkadaşımız var. Birçok hikaye dinledin. Hiç içerisinde bırakmak var mı? Bir kişi için saatlerce çatışan insanları bilirsiniz. O ruh da sabah çıkarken hadi aslanım diyerek gazlanarak yapılacak bir şey değil. Profesyonel birlikte iyi bir birlikse, iyi bir komutan varsa o arkadaşlık vardır. Ekstra konuşma yapmana gerek kalmaz"

"BİR SENE BOYUNCA KAFAMIZI KALDIRTMADILAR"

"Suriye'ye operasyon 25 Temmuz 2015'te yapılacaktı. Bayram öncesi sınıra yığınak yaptık. Bayram bitecek, Türkiye'nin savunduğu bir bölgenin oluşturulması gibi bir durum vardı. 24 Temmuz'da Suruç'ta bomba patladı. IŞİD yaptı denilen saldırı, IŞİD üstlenmedi. Sonrasında Diyarbakır'da uyuyan iki polisin şehit edilmesi, PKK'nın hendek siyasetine girmesi ve 1 sene boyunca devletin bütün birlikleri angaje olduğu bir senelik uğraş. Tam kafanı kaldırıyorsun Rus uçağının düşürülmesi. Bunların her biri aynı anda oldu. Bütün komando tugayları bu operasyona dahil oldu. Bütün birliklerin bu haldeyken Suriye'ye girebilir misin? 1 sene boyunca bize kafamızı kaldırtmadılar"

"BİR İNSAN IŞİD'E YARDIM ETMEK İSTEYİP AYNI ANDA TEMİZLEMEK İSTER Mİ?"

"İlk konu güvenli bölgeydi. 98 kilometre beni bu adamla komşu yapıyorsunuz. Bırakın ben temizleyeceğim. Ne bırakıyorlar temizletiyorlar, girmiyorsunuz IŞİD'le iş birliği yapıyorsun diyorlar. İkide bir Kilis'e atılan roketler. Suriye'ye geçişleri durdurmuyorsun diyorlar. Türkiye o zaman bırakın IŞİD bulundurmayayım kimse karşıya geçmesin dedi. Kimse buna müsade etti mi? Türkiye'nin insanına anlatamadığımız konu buydu. IŞİD'i temizlemek istiyoruz, rapor yapıyorsunuz, kişilerin suçlandığı konu IŞİD'e yardım ediyorsunuz. Bir insan IŞİD'e yardım etmek isteyip aynı anda temizlemek ister mi? Bu tezatı kimse sormadı"

"IŞİD'E KARŞI OPERASYONLARIN KONTROLÜ DARBECİ SEMİH TERZİ YAPIYORDU"

"Türkiye IŞİD'le örtülü şekilde mücadele ediyordu. Bayrak göstermediği için açıklanmıyordu. Bazı şeyler deşifre olduğunda insanların canını da yakarsın. Türkiye'ye atılan roketleri engellemeye çalışan birçok faaliyet vardı. Bu da devletin ilgili birimleri tarafından icra ediliyordu. Burada karşılaşan sorunlardan bir tanesi o dönemde bu işi bir süredir yöneten kişi darbede cuntacı olan Semih Terzi'dir. Kontrolünü o yapıyordu."

"VALİ'NİN 'HERKES ABDEST ALSIN' SÖZLERİNİN ASLI..."

"Biz şöyle bir tabir kullanıyorduk. Kilis'e roketler atıldı. Veya Kilis'e roket düştü. O zaman Kilis'e roket düşmüyor, roket atıyorlar demiştim. Kilis diye bir yer yok. Burası Türkiye Cumhuriyeti vatan toprağı. Bu lafı söyleyenlerden nefret ediyorum dedim. Kilis'e niye roket atılsın kardeşim. Roketlerin atılmasının iki sebebi vardı. İç siyasete malzeme yapmak. Türkiye Cumhuriyet topraklarını koruyamıyor diyorlardı. O günlerde yazılan çizilenlere baktığında karalama kampanyası vardı. Teknik olarak söylediklerinin içinde kelime hatası olabilir. Karşıdan atılan roketlerin sorumluluğu validen soruldu. Vali bundan sorumlu mu olacak yani. Kilis'i ziyaret ettim. Top atılan yerlere baktım. Vali ile de görüştüm. Vali'ye sorduğum bir soru var. Kilis Valisi'nin bir lafı vardı "abdest almadan sokağa çıkmayın" diye. Ben de gerçekten bunu söylediniz mi dedim. Evet söyledim, nasıl olduğunu anlatayım dedi. Kilis'e atılan ilk roketlerden birinde yaşlı bir amca yaralanmıştı. Amcamız hastaneye ziyarete gidiyor, vali de başına oturuyor. Amca geçmiş olsun, neler oldu diyor. Evladım ben akşam namazı kılacaktım tam abdestimi aldım, gümbürtü koptu sokağa çıktım sonra kalçamdan yaralanmışım diyor. Amcacım o kadar çok şey var ki biz de abdestsiz çıkmamaya çalışıyoruz sokağa diyor. Bu Kilis halkına uyarı, herkes abdest alsın sokağa çıksın diye anlatıldı."

"SURİYE KONUSUNDA BİR ŞEYLER ÖĞRENMEK İÇİN YERELLERİ TAKİP EDİN"

"Kilis'te çok manipülasyon oldu. Cerablus'taki ilk görüntüleri biz yayınladık. Bunları yaşayınca şunu öğreniyorsun, IŞİD'in bir saldırısı vardı. Bu adam Karkamış sınır kapısından geçmiş kayıtları da var. Aslında karşıya devamlı malzeme geçiriyorlar. 2014'ten beli sınır kapısı kapalı nasıl olur diye gittim baktım. Adamlar karşı tarafa mayın döşemişler. Sınır kapısının arkasına mayın döşemişler ve kepçeyle kapatmışlar. Kapalı bir sınırdan nasıl malzeme geçer diye baktım. IŞİD'e yardım diye tırlar geçiyor diyorlar. Bütün alan mayınlı. Biz onları çekince şunu öğrendim, gerçeklikle anlatılanlar arasında yüzde 1 pay olsa tutturdunuz. Amortinin şansı daha yüksek. İnsanlar, Suriye ve diğer konularda bir şeyler öğrenmek istiyorlarsa yerelleri takip etsinler. İnternetten baktığında tablo daha farklı oluyor."

"GAZİANTEP SALDIRISININ MİSİLLEMESİNİ YAPACAKLAR"

"Bundan sonra şöyle yapacaklar. Önce toplumu geriyorlar. İnsanın yüreğini hoplatacak, sinir uçlarına saldıracak demiştim. Antep'teki saldırıya baktığında bir düğün. Bir annenin 4 tane evladı hayatını kaybetti. Acı bir tablo var. Bunlar sinir uçları. Gruplara saldırı yapıyorlar. Belli gruplara. Bir müddet bunun üzerine oynayacaklar. Biz uyanık olduğumuzda oyun yapmaktan vazgeçiyorlar. Hep beraber haykıracağız, sizin oyununuzu görüyoruz. Engelleyemiyor olabiliriz. Bu güvenlik güçlerinin sıkıntısı. Biz toplum olarak bunu bildiğimizi göstermeliyiz. Antep'te düğüne saldırdı. Antep'i bilenler bilir, önemli bir grubun olduğu yere saldırdı. Arkasından şunu yapacaklar, aksi bir saldırı daha yapacaklar. Eline kalaşnikof tutturacaklar, çok önemli bir mahallede misilleme yapacaklar. Sanki o saldırı öbürleri yapmıştı da, bak ben de sana misillemek yapıyorum diyecekler. Herkes üslubuna dikkat etmeli. Ölenlerin kimliğine, mezhebine baktığımızda adamların ateşine odun taşıyorsunuz."

"ÇUVAL GEÇİRME OLAYININ ÖRNEĞİ BAŞKA YERDE YOK"

"Bu dönemde yaşadıklarımızı geçmişe dönüp sorgulamadığımız sürece, deşifreyi yaparken yanlış yapıyoruz. 15 Temmuz'a giden süreci deşifre etmeliyiz. Çuval geçirmeden bile başlatırım sana. Böyle br örnek dünyanın hiçbir yerinde yok. Bir müttefikin, diğer müttefik askerine bunu yapması. Suç var dersin tutuklarsın. Çuval geçirme olayı oldu, o sırada özel kuvvetlerdeydim. Olayın olduğu yere gittim. İzlenimleri anlatırım. Tuzak o zamanlarda kurulmuştu. Süleymaniye'deki özel kuvvetlerin timinin suçlandığı konu Kerkük'teki valinin öldürülmesiydi. Bu ihbar üzerine de ABD'deki Kerkük'teki alaya bağlı askerler Süleymaniye'ye gidiyorlar, çuval geçiriyorlar askerimize. Burada başlayan süreçte Türk-ABD ilişkisine sabotaj yapıldı. Bu TSK'nın karizmasını ilk çizmeye çalıştıkları olay."

"ÇUVAL GEÇİRMEK AŞAĞILAMADIR"

"Üzerimizde bir elbise, belimizde tabancayla geziyorduk. ABD askerleri tam teçhizat geziyorlardı. İrtibat subayı 'ne kadar rahat geziyorsunuz' demişti. Siz yokken de biz buradaydık dedim. Burada yaşananlarla bize olan güvenin yok olacağını mı zannediyorsunuz dedim. Bu coğrafyada artık Türkiye yok dediler. Çuval geçirme olayı psikolojik bir olaydır. Bunu ilk uygulayanlar İsrail'dir. ABD ortadoğu'ya gelmeden önce ABD'li subayların eğitimini İsrail vermiştir. Filistinlilere yapılırdı tamamen psikolojik bir şeydir. Çuval geçirdiğinde aşağılamadır. Hiçbir müttefik, başka bir müttefiki böyle aşağılamaz. Bunu yapıyorsan arkasında bir sebebi vardır."

"HER ŞEY CERABLUS'LA BAŞLAYACAK, CERABLUS'LA BİTECEK"

"Bugün Cerablus'a giren ordunun hiç olmasını istediler. Onların oyun planı bu coğrafyadakş BOP'tu. Bu projenin esası Türkiye'nin ordusunun olmaması üzerine kuruluydu. Bunu tek bir şekilde yapabilirsiniz. Ordunun savaş arzusunu kırarak. Irak ordusunun elindeki tank ve füzesine baktığınızda Türk ordusunun o kadar tankı yoktu. Ama hiç direnmediler. Çünkü orduyu bitirmişlerdi zaten. Her şey Cerablus'la başlayacak, Cerablus'la bitecek. Lawrence'ın Osmanlı'ya geldiğinde ilk bulunduğu şehir Cerablus'tur. Orada başlar bu hikaye."

"ECEVİT VE ERBAKAN KIBRIS İÇİN KİMSEYE SORDU MU?"

"Biz hiç Suriye ile ilgilenmedik 1 buçuk senedir. Suriye'nin içinde aktif bir gücümüz yok. İran gibi 5 bin, 10 bin askerimiz yok. Her gün generaller ölmüyor. Rusya, ABD, İngiliz ya da Fransız gibi değiliz. Hepsinin orada askeri var. Hepsi bayrak gösteriyor. Biz bunların hiçbirini yapmadık. PKK vazgeçti mi? IŞİD için karşıya geçmemize müsade etmediler. IŞİD bomba patlatmaktan vazgeçti mi? Vazgeçmedi. O zaman sizin yapacağınız hamle, şu olmalıydı. Oyunu oyunla bozarım arkadaş demekti. Sen ne yaparsan yap ben yolumdan vazgeçmiyorum dediğinde karşı tarafın elinden manevraları alıyorsun. Bu tipik Ortadoğu manevrası. Bir şey yapmaktan vazgeçirmek için iç karışıklık ya da provoke ediyorlar. Osmanlı'nın son 100 yılının hikayesidir. Kurtuluş Savaşı'nın başlangıcından ilk 25 senenin hikayesi bu. Türkiye artık senin manevralarınla ilgilenmiyorum diyecek. Bu enerji boşuna. Burada enerji kaybetme. Bu yaptıklarını unutmayacağım. Ben fil gibi bir devletim. Rahmetli Erbakan, rahmetli Ecevit 74'te Kıbrıs harekatına karar verdiklerinde birilerine sormuşlar mıdır? Ambargo olur diye çekinmişler midir? Devletler kendi toplumunun tepkisine odaklanmalı. Türkiye toplumunun kararı veya kararsızlığının bedelini hep beraber ödüyoruz"

"FIRAT'I KİM TUTARSA, SURİYE'NİN ANAHTARI ELİNDEDİR"

"Fırat önemli bir nehir. Fırat'ın üzerine kurulmuştur bütün yaşam merkezleri. Suriye ve Irak'ta. Irak'ta da nehirlerin üzerindedir şehir. O kadar çöl ki, hayat damarları buradadır. Fırat'ın Batı ve doğusunu elinde tutan Suriye'yi elinde tutar. Su olmadan yaşam yoktur. Rakka'nın altındaki bölümün yüzde 30'u çöldür. Yaşam Fırat'ın üzerine kuruludur Suriye'de. Fırat'ı kim tutarsa, Suriye'nin anahtarı elindedir. Cerablus, Karkamış, Menbiç'i tutunca bütün barajlar elinde. Kimseye su vermezsin. Menbiç YPG'de, Cerablus'u da aldığını düşün su senin kontrolünde. Türkiye şunu yapmya çalışıyor, su ve kontrol tek kişinin elinde olmasın. Toprak bütünlüğü diyor Türkiye. Biz arkadaşlar öbür tarafta kalmanızı istiyoruz dedik. Öbür tarafa yapacak hamlemiz yok şu anda. Arkasından Menbiç'le başlayan süreç önümüzdeki günleri de belirleyecek. Şu an kavga büyük onu söyleyeyim"

"İLGİLENMEDİĞİMİZ YERDEN DEVAMLI DAYAK YİYORUZ"

"Birisinin oyunun bozmak istiyorsan, onun bir hamle değerinin olmadığını göstermen lazım. Bende patlattığın bombayla Cerablus'a girmeyeceğimi zannediyorsan yanılıyorsun. Birisinin manevra yeteneğini boşa çıkarmanın en önemli hareketi kendi manevranı yapmaktır. Türkiye'nin dış politikasını patlayan bombalar üzerine kuramazsın. Biz ilgilenmedik, ilgilenmediğimiz yerden devamlı dayak yiyoruz. Bırakın ilgilenelim. Bunun bir anlamı olmadığını gösterelim. PYD beni barikatların arkasına yığdığında hamlemi yapabilmeliydim. Suriye bir bataklık ve Suriye'ye girdiğimizde bataklıktan çıkamayacağız. Ama bu bataklık bize doğru yürüyor. Bunu Ankara'da mı göğüsleyeyim, sınırda mı durdurayım yoksa bir adım öne mi gideyim? Türkiye'ye yangın çıkarmaya çalışanları önlemeliydik. Sıkıntı burada başladı."

"Bir grup Çobanbey'de, bir grup Azez'de ilerliyor. Bugün yapılan harekatı Cerablus'tan değerlendiriyoruz. Cerablus'la beraber 3 bölgede operasyonlar sürüyor. Özgür Suriye Ordusu'na temizlenmiş bir bölge verme çalışması. Uyguladığımız taktik ABD'nin uyguladıklarının birebir aynısı. Özel kuvvetlerin hepsi aynıdır. 911 km suriye sınırımız var. 600 km PYD ve YPG unsuruna ait. Bu kadar büyük bir sınırın var büyük bir alanın kontrol edilmesi için gereken silahlı güç ne kadar biliyor musun? Uçağın ve İHA'nın olmadığını düşündüğünde 150 bin kişilik silahlı gruba ihtiyacın var. Onların kullandıkları 40 bin güç var. ABD, PYD'nin önünü açmaya çalışıyor. Irak savaşında yaptıkları sorti sayısından 3 kat daha fazla sorti yaptılar sadece Kobane bölgesinde. Korkunç bir hava desteği var. IŞİD kafasını kaldırdığında uçaklar vuruyor. Bu uçaklar bölgeyi tarıyorlar. İHA'lar bölgeyi tarıyorlar. ABD, Kamışlı ve Kobane'ye yakın yerlerde küçük askeri üsleri var. Operasyonları buradan yapıyorlar."

"CERABLUS'A GİREN ÖSO'NUN EĞİTİMİNİ BU ÜLKELER VERİYOR"

"Türkiye'nin desteklediği ÖSO operasyon yapıyor diyoruz ya, öyle bir tabir yok. ÖSO'yu destekleyen ülkeler Fransa, İngiltere, Türkiye, ABD, Suudi Arabistan, Ürdün, BAE, Katar gibi ülkeler. Bir ara Almanya da vardı. ÖSO'yu biz desteklemiyoruz. 36 bin fiili muhalifi bu ülkeler destekliyor. ÖSO olarak desteklenen ve Cerablus'a giren adamların eğitimlerini yapan ülkeler bu ülkeler. Sen ülkesin ve IŞİD'le mücadele edeceğim diyorsun. ÖSO'nun mücadelesine İncirlik'ten destek istiyorsun. IŞİD, Azez'e saldırıyor diyorsun, destek ver. İkisini de ABD destekliyor. Biri YPG, diğeri ÖSO ikisi de IŞİD'le mücadele ediyor. YPG için 2000 sorti yaparken ÖSO'ya 5 sorti yapıyorsun"

"ABD, YPG İÇİN 2 BİN SORTİ YAPTI, ÖSO İÇİN 5"

"Sizin desteklediğiniz adamların aşağı inmesine müsade etmiyorsun da Fırat'ın batısından adam getirtip Menbiç'te temizlik yapıyorsun sorunun cevabını Türkiye'ye veremediler. Bölgede oluşturulmak istenen bir kuşak var. BOP projesini incelediğinde, bölgede etnik ve mezhepsel küçük devletin kruulmasını engelleyen bir projedir. Bunun için bölgeyi federatif sisteme alıştırman lazım. Sonra bölgenin kendi içinde parçalanması. Tek parçalı bir ülkenin federatif sisteme dönüp tek parça kaldığını göremezsiniz. Böyle bir şey yok. Bu bölgede yapılan organizasyonun tablosu bunu gösteriyor. Bu örnek üzerine çalıştılar. Türkiye, IŞİD'i temizlemek istiyorum diyor, yok arkadaş sen otur oturduğun yerde diyorlar. Ben 300 km öteden adam getireceğim ve onlarla temizleyeceğim Menbiç'i diyor. Komik değil mi? Bölge hakları bu oyunu görüp bunu çözmediği sürece çok zor. Bu oyunu Türkiye tek başına bozamaz. Toprak parçalanmaları sınırlarla olmaz, duygusal kopuşlarla başlar."

"TÜRKİYE, SALİH MÜSLİM'İN HAYATINI KURTARDI"

"Salih Müslim Türkiye'de üniversite okumuş, tahsilini yapmış ve Türkiye tarafından zaman zaman korunmuş bir adamdır. Salih Müslim, Suriye'de yakalanmak ve infaz edilmek üzereyken Türkiye'nin desteklediği operasyonla hayatı kurtarılmış bir adamdır. PKK'nın en fazla saldırdığı grup Barzani'dir. Barzani'nin yaklaşık 40 köyü PKK tarafından işgal altındadır. Barzani'nin PKK ile mücadele sırasında verdiği kayıp 3 bin peşmergedir. Yani Barzani'nin evet yanlışları vardır, o coğrafyanın kurallarına göre oynamıştır ama başka bir toprağın çocuğu, onun ne kadar yapabileceğinin kıstaslarını koyarak konuşmak lazım.

"BARZANİ, PKK DESTEKLİ DARBEYE HAZIRLIK YAPIYOR"

"Bugün bölgedeki bulunan TSK'nın orada kalmasını sağlayan Barzani'nin desteğidir. Irak merkezi Hükümeti, Türk askerlerinin PKK ile mücadele etmesini istemiyor. Buna karşı çıkan Barzani'dir. Zaman zaman kızdığım söylemleri olmuştur. Başka bir coğrafyanın adamı daha fazla ne yapabilir bilmiyorum.

 Barzani, PKK'nın bir numaralı hedefinde. Kendisine yapılacak olan darbe girişimine hazırlık yapıyor Erbil'de. PKK destekli bir ayaklanmanın ve başka bir ülkenin desteği ile ayaklanmasına hazırlık yapıyor. Barzani'nin arkasından gelecek kişinin Türkiye ile ortak hareket edeceği konusunda kesin bir şey yok. Türkiye, Taliban'a karşı Barzani'yi korudu."

"SURİYE'DE MAZLUMDAN YANA OLDUK AMA ÖBÜR TARAFLA BAĞIMIZI KOPARDIK"

"Rusya ile ilgili ambargo olduğunuda ben uyamayacağım diye tek ülke bizdik. Buradaki tek sıkıntı, Esad'la ilgili politikada dış politikada son yapacağın hamleyi ilk yaptığında bir daha manevra alanın kalmıyor. Yönetebileceğin riskleri teker teker yukarı çıkmalısın ki en son yapacağın bir şey kaldı. Türkiye, Esad'la çok sert şekilde ilişkiyi kestiğinde bize öyle bir noktaya getirdiler ki, Suriye ile ilgili manevra yapma hakkımız kalmadı. Esad'ın yaptığı katliamları kabul ediyoruz anlamına gelmedi. Ama kopunca ilişkiler düzeltme şansımız kalmadı. Senle ben kavgalıyım ama konuşabiliyorum da. Öyle bir hale geldi ki hiç konuşamıyoruz. Bir açık kanal kalmak zorunda. Bu sistem böyle çalışmıyor. Devletler arasında daha da zor. O yüzden büyükelçiliğini kapatmazsın. Protesto çekersin böyle götürürsün. Biz Suriye politikası içerisinde evet mazlumdan yana olduk. Ama taraf olurken öbür tarafla bağımızı koparttık. Taraf olmakta hiçbir sıkıntı yok. Bunu devlet olarak yapamazsınız. Devlet olarak ilişkiyi sürdürüp onların hakkını süreceksin. Orada biraz duygusal olduk. Sorunların içine girdiğinizde sorunu çözme yeteneğini kaybedersiniz. Bir adım geri alıp düşünüp karar vermek zorundasınız. Sorunun içine çok girdik. Taraf olduk. Taraf olunca da doğru kararları veremez hale geldik"

"AFRİN DAHA POLİTİK, DAHA SERT YAPISI VAR"

"Türkiye'de öldürülen 10 PKK militanı varsa, 6 tanesi Afrin'dendir. Afrin daha politiktir, daha sert bir yapısı vardır. Afrin'e çok adam geçirdiler. Afrin bölgesine hem Esad yönetimi, hem de bir dönem Rusya çok silah verdi. Anormal silah verdi. O kadar fazla Afrin'de silah var ki, Azez'den başlayıp, Halep'e giden bir yol var. O geçidi top atışlarıyla ateş altında tutup geçişi engelleyen potansiyel güçleri var. Afrin'deki harekat, Azez'e bağlayıp alttan almaya çalışıyor."
"Cerablus'ta kalanların çoğu Araplar. Şehre girildiğinde anonslarla problem yok denildi. Zekai paşa da bu toplantılara katıldı. Başlarına herhangi bir şey gelmeyeceği söylendi. Oradaki halkla görüşmeleri ÖSO komutanı yapıyor."