İşte gerçek 'fedakar anne'
Canik ilçesi Başalan Mahallesi'nde 32 senedir yatalak olan 3 çocuğu ve işitme ve konuşma engelli olan 1 oğluna bakan anne Şahsenem Arslan, gerçek anlamda fedakarlığın ne anlama geldiğini gözler önüne seriyor. 50 sene önce hala-dayı çocukları olduğu Yaşar Arslan ile dünya evine giren Şahsenem Arslan, bu evlilikten toplam 5 çocuk dünyaya getirdi. Çiftin dünyaya gelen ve 1’i işitme ve konuşma engelli olan çocuklarından 3’ü, 14 ile 16 yaşlarına kadar yaşamlarını sağlıklı bir şekilde sürdürdü. Ancak 3 çocuk, ilerleyen dönemlerde geçirdikleri kemik ve kas hastalığından dolayı yatalak hasta oldu. Aradan geçen 32 yıla rağmen bıkmadan usanmadan evini adeta bir hastane odasına çevirerek kendisini çocuklarına adayan anne Şahsenem Arslan, daha sonra diyabet hastalığına bağlı olarak bacağı kesilen ve tekerlikle sandalyeye mahkum olan eşi Yaşar Arslan’a da bakmak zorunda kaldı. 3’ü yatalak 4 engelli çocuklarına ve eşine bakan fedakar anne, yaptığı fedakarlık ile adeta insanlık dersi veriyor.
"Bana hiç zor gelmiyor onlara bakmak”
İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine konuşan anne Şahsenem Arslan, “50 yıl önce evlendim. Evlendikten sonra 5 çocuğum dünyaya geldi. Çocuklarımda 14-16 yaşlarına kadar hiçbir problem yoktu. Hepsi yürüyor, oynuyor ve okula gidiyorlardı. Ama sonra Rabbim böyle layık gördü ve böyle oldu. Her şeyi yapıyorlardı. Ama sonra geldi bu hastalık buldu onları. Kas ve kemik hastası oldular. 32 yıldır yatamadılar, yatırdım. Dönemediler, döndürdüm. Yiyemediler, yedirdim. Yine de bıkmadım, usanmadım. Onlar çok tatlılar ve benim için çok kıymetliler. Bana hiç zor gelmiyor onlara bakmak. Beni şu an zorlayan eşimin ayaklarını kaybetmesi oldu. Şu an devletten aldığımız bakım parasıyla ve eşimin emekli maaşıyla geçimimizi sağlıyoruz. Ama ben yine de katlanıyorum. Onlar beni hiç yormadılar” dedi.
Konuşurken duygulanan anne Şahsenem Arslan gözyaşlarını tutamadı.
“Eşimden Allah razı olsun”
Şeker hastalığı sonucunda sağ bacağının diz altından kesilmek zorunda kaldığını dile getiren baba Yaşar Arslan, “Benim şu an Bağkur'dan emekliliğim var. Şükürler olsun onunla geçiniyoruz. Bende şeker hastalığı vardı. Damar tıkanıklığı oldu. İyileşmiyordu. Daha sonra sağ bacağımı dizimin altından kesmek zorunda kaldılar. Biz de çocuklar gibi yatağa bağlı olduk. Bütün yük eşimin omuzlarında. Allah ondan razı olsun” diye konuştu.
“İlkokulu birlikte okuduk”
Anne Şahsenem Arslan’ın gösterdiği fedakarlığın canlı tanıklarından biri olan Başalan Mahallesi Muhtarı Zülfikar Esen, "Ben Şahsenem teyzemizin engelli olan oğlu Erkan Arslan ile ilkokulu birlikte okudum. 16 yaşında kadar sağlamdı. O zamana kadar herhangi bir sıkıntısı yoktu. Daha sonra birden yatağa bağlı oldu. Bu 3 çocuğa annesi fedakarlık yapıp, hepsinin her haline yetişmeye çalışıyor. Bu fedakar annenin benim mahallemde olmasından çok mutluyum" şeklinde konuştu.
Yaşlı çiftin sadece 1 çocuğu sağlıklı olarak yaşamına devam ediyor.