Erdoğan'ın oy potansiyeli başkanlığı kazandıracak hesap!
Yayınlanma:
Andy-Ar araştırma şirketinin yaptığı en son anket sonuçlarına göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oy potansiyeli yüzde 70'lerde. AK Parti'ye başkanlık referandumunu kazandıracak formül ise gri alandaki kararsızlar.
Andy-Ar araştırma şirketinin sahibi Faruk Acar, 15 Temmuz sonrasında, başkanlık sistemi yanlılarının ilk kez karşıtlarının önüne geçtiğini söyledi. Acar, başkanlığa destek oranının yüzde 35’lerden yüzde 42’ye çıktığını, karşı olanlarınsa yüzde 55-60 bandından yüzde 38-40’a gerilediğini söyledi.
AK PARTİ GRİ ALANDAKİLERİ İKNA ETMEK ZORUNDA
Acar’a göre oy vermeyi düşünmeyenler bir tarafa bırakılırsa yüzde 10’luk bir kitle gri alana geçti ve ikna edilmeyi bekliyor.
ERDOĞAN'IN OY POTANSİYELİ YÜZDE 70
Acar'a göre, Başkanlık tartışması Erdoğan üzerinden tartışıldığında destek yüzde 40 ile 45 arasında. Oysa bugün Erdoğan’ı lider olarak görenlerin oranı yüzde 70’lerde. Aradaki farkı kapatmak için ise AK Parti'nin seçmeni mevcut sistemin değişmesi gerektiğine ikna etmesi gerekiyor.
ERDOĞAN OLMASAYDI DARBE GERÇEKLEŞTİRDİ
Anketlerden çıkan çarpıcı bir diğer sonuç ise katılımcıların yüzde 70 oranında, "Cumhurbaşkanı Erdoğan olmasaydı bu darbenin bu kalkışmanın sonuç alacağı" yönünde olması.
Faruk Acar'ın açıklamalarının detayları şöyle:
BAŞKANLIĞA 'EVET' DİYENLER İLK KEZ ÖNE GEÇTİ
15 Temmuz sonrasında başkanlığa destek yüzde 40’ın üzerine çıktı. 15 Temmuz öncesinde araştırmalarımızda hep başkanlığa karşı olanların oranı taraftar olanlardan fazlaydı. Bu durum ilk defa değişti. 15 Temmuz öncesinde başkanlığa destek oranı 35-40 bandında seyrederken karşıtlık oranı yüzde 55-60 bandında seyrediyordu. Arada yani benim gri alan olarak tariflediğim yerde kalanların oranı çok düşüktü. Bugünse destek oranı çok büyük bir artış göstermese de karşıtlık oranında ciddi bir düşüş var. Başkanlığa destek oranı yüzde 42 civarında gözüküyor şu anda. Karşıtlık oranı ise yüzde 38-40 bandında. İlk kez başkanlığa olan destek, karşı çıkanların önüne geçti. Arada yüzde 10’luk gri alandaki seçmen belirleyici olacak. Fikri olmayanlar yüzde hesabına konmuyor, zira onların seçime katılmayacağı öngörülüyor. Bu durumda yüzde 10 civarı henüz kararını vermeyen seçmen var. Bu seçmen ikna edilmeyi bekliyor. Kararsızları dağıttığımızda başkanlık sistemi referandumu ucu ucuna geçiyor gibi gözüküyor.
GEZİ'DEN SONRA GRİ ALANLAR YOK OLMUŞTU!
Özellikle Gezi Olayları sonrasında Türkiye’de bir gri alan kalmadı, hatlar netleşti. Dolayısıyla bir havuz oluşamadı. Oydan daha kıymetli olanı aslında bir kredibilite alanının var olması. AK Parti’nin oyu yüzde 50 olsun, sempati ile yaklaşanların oranı yüzde 20 ise bu olumlu bir durumdur. AK Parti’nin oyu yüzde 60, karşıt kitlesinin de oyu yüzde 40 düzeyindeyse bu olumsuz bir durumdur. Son yıllarda liderlerin okuma yapması gereken konu bu iken liderler sadece bu durumu oya dönüştürmek için çaba sarfettiler.
15 TEMMUZ GRİ ALANLARI YENİDEN OLUŞTURDU
Şu anda gri alanlar olduğunu yaptığımız araştırmalar bize gösteriyor. Yüzde 50-50 artık bozuldu. Çünkü o gece herkes şu soruyu sordu? "Acaba 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan dışında bu ülkede önderlik eden ‘X’ bir kişi olsaydı ne olurdu?" Bu soru zihinlerde cevaplandı. Yüzde 70 dolayında, "Cumhurbaşkanı Erdoğan olmasaydı bu darbenin bu kalkışmanın sonuç alacağı" sonucuna varıldı. Buradaki popülarite ve beğeni Cumhurbaşkanı Erdoğan nezdinde karşılık buldu. Bu son yıllarda AK Parti ve doğal lideri için çok önemli bir gelişme diyebiliriz. 15 Temmuz öncesinde ya aşkla bağlanılan ya da nefret edilen bir lider vardı. Oysa bugün gri alanlar oluştu. Yaptığımız araştırmalar bize gösteriyor ki Erdoğan’a oy vermeyecek ama ona nefretle bakmayan bir ciddi bir kitle oluştu.
AK PARTİ SİSTEMİ TARTIŞIRSA REFERANDUMDAN 'EVET' ÇIKAR
Türkiye ilk kez sistemi tartışabilir. AK Parti’nin önce kendi seçmenlerine ve siyasetçilerine konuyu tam olarak anlatabilmesi gerekiyor. Sadece Cuhurbaşkanı ve etrafı bilgi sahibi olduğu sürece tartışma Erdoğan’a destek ve karşıtlık olarak kalacak. Bugün konu Erdoğan üzerinden tartışıldığında destek yüzde 40 ile 45 arasında. Oysa bugün Erdoğan’ı lider olarak görenlerin oranı yüzde 70’lerde. Dolayısıyla buradan oy alabilmek ancak sistem tartışmasını açmakla mümkün. Yine 15 Temmuz öncesindeki gibi ele almak AK Parti açısından mantıklı değil. AK Parti sistemi tartıştırırsa, konunun Erdoğan sonrası için de önemli olduğuna kamuoyunu ikna ederse Cumhurbaşkanlığı seçiminden daha yüksek bir oranda başkanlık referandumu sonuçlanabilir. Çünkü 15 Temmuz öncesinde AK Parti içinde de Başkanlık sistemine karşı ciddi bir kitle vardı, şimdi bunlar blok olarak evet diyecek. Sistem iyi anlatılırsa bahsettiğim gri alandan da destek gelir ve referandumdan evet çıkabilir.
MHP VE BAHÇELİ'NİN OYLARI YÜKSELİŞTE
Sahadan gelen veriler MHP’nin bir yükseliş trendinde olduğunu gösteriyor. Bu yükseliş şu anda onu anamuhalefet yapacak düzeyde değil. Radikal bir yükselişten bahsetmiyoruz, birkaç puanlık bir yükseliş var. 15 Temmuz’dan önce MHP kendi içindeki tartışmalar nedeniyle barajın altına geçmişti. Bugün rahatlıkla barajın üzerinde olduğunu söyleyebiliriz. 15 Temmuz’dan sonra Devlet Bahçeli kendi liderliğini pekiştirdi. Unutmayalım 15 Temmuz gecesi ve sonraki Demokrasi Nöbetlerinde ciddi bir kesim ülkücülerden oluşuyordu. Bugün bu söylemin değişimin nedenlerinden biri Bahçeli’nin "Yenikapı Ruhu"na bağlılık gösteren ve halka göre siyaset yapan bir lider olması. 15 Temmuz’un gerçeklerinden biri de liderin yön verdiği, işaret ettiği, arkasından seçmenin geldiği dönemin sona erdirmesidir. Bugün halkın söylemiyle liderin pozisyon alacağı bir durumun varlığını okumak gerekiyor. Bence Bahçeli de bunu okudu. Liderler ekrandan çağrılar yapsalar da darbeyi engelleyen, gazi olan, şehit veren halkın kendisiydi. Halk bugün siyasete karşı gücünü ortaya koyan bir fırsat yakaladı.
KAYNAK; İNTERNETHABER.COM
AK PARTİ GRİ ALANDAKİLERİ İKNA ETMEK ZORUNDA
Acar’a göre oy vermeyi düşünmeyenler bir tarafa bırakılırsa yüzde 10’luk bir kitle gri alana geçti ve ikna edilmeyi bekliyor.
ERDOĞAN'IN OY POTANSİYELİ YÜZDE 70
Acar'a göre, Başkanlık tartışması Erdoğan üzerinden tartışıldığında destek yüzde 40 ile 45 arasında. Oysa bugün Erdoğan’ı lider olarak görenlerin oranı yüzde 70’lerde. Aradaki farkı kapatmak için ise AK Parti'nin seçmeni mevcut sistemin değişmesi gerektiğine ikna etmesi gerekiyor.
ERDOĞAN OLMASAYDI DARBE GERÇEKLEŞTİRDİ
Anketlerden çıkan çarpıcı bir diğer sonuç ise katılımcıların yüzde 70 oranında, "Cumhurbaşkanı Erdoğan olmasaydı bu darbenin bu kalkışmanın sonuç alacağı" yönünde olması.
Faruk Acar'ın açıklamalarının detayları şöyle:
BAŞKANLIĞA 'EVET' DİYENLER İLK KEZ ÖNE GEÇTİ
15 Temmuz sonrasında başkanlığa destek yüzde 40’ın üzerine çıktı. 15 Temmuz öncesinde araştırmalarımızda hep başkanlığa karşı olanların oranı taraftar olanlardan fazlaydı. Bu durum ilk defa değişti. 15 Temmuz öncesinde başkanlığa destek oranı 35-40 bandında seyrederken karşıtlık oranı yüzde 55-60 bandında seyrediyordu. Arada yani benim gri alan olarak tariflediğim yerde kalanların oranı çok düşüktü. Bugünse destek oranı çok büyük bir artış göstermese de karşıtlık oranında ciddi bir düşüş var. Başkanlığa destek oranı yüzde 42 civarında gözüküyor şu anda. Karşıtlık oranı ise yüzde 38-40 bandında. İlk kez başkanlığa olan destek, karşı çıkanların önüne geçti. Arada yüzde 10’luk gri alandaki seçmen belirleyici olacak. Fikri olmayanlar yüzde hesabına konmuyor, zira onların seçime katılmayacağı öngörülüyor. Bu durumda yüzde 10 civarı henüz kararını vermeyen seçmen var. Bu seçmen ikna edilmeyi bekliyor. Kararsızları dağıttığımızda başkanlık sistemi referandumu ucu ucuna geçiyor gibi gözüküyor.
GEZİ'DEN SONRA GRİ ALANLAR YOK OLMUŞTU!
Özellikle Gezi Olayları sonrasında Türkiye’de bir gri alan kalmadı, hatlar netleşti. Dolayısıyla bir havuz oluşamadı. Oydan daha kıymetli olanı aslında bir kredibilite alanının var olması. AK Parti’nin oyu yüzde 50 olsun, sempati ile yaklaşanların oranı yüzde 20 ise bu olumlu bir durumdur. AK Parti’nin oyu yüzde 60, karşıt kitlesinin de oyu yüzde 40 düzeyindeyse bu olumsuz bir durumdur. Son yıllarda liderlerin okuma yapması gereken konu bu iken liderler sadece bu durumu oya dönüştürmek için çaba sarfettiler.
15 TEMMUZ GRİ ALANLARI YENİDEN OLUŞTURDU
Şu anda gri alanlar olduğunu yaptığımız araştırmalar bize gösteriyor. Yüzde 50-50 artık bozuldu. Çünkü o gece herkes şu soruyu sordu? "Acaba 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan dışında bu ülkede önderlik eden ‘X’ bir kişi olsaydı ne olurdu?" Bu soru zihinlerde cevaplandı. Yüzde 70 dolayında, "Cumhurbaşkanı Erdoğan olmasaydı bu darbenin bu kalkışmanın sonuç alacağı" sonucuna varıldı. Buradaki popülarite ve beğeni Cumhurbaşkanı Erdoğan nezdinde karşılık buldu. Bu son yıllarda AK Parti ve doğal lideri için çok önemli bir gelişme diyebiliriz. 15 Temmuz öncesinde ya aşkla bağlanılan ya da nefret edilen bir lider vardı. Oysa bugün gri alanlar oluştu. Yaptığımız araştırmalar bize gösteriyor ki Erdoğan’a oy vermeyecek ama ona nefretle bakmayan bir ciddi bir kitle oluştu.
AK PARTİ SİSTEMİ TARTIŞIRSA REFERANDUMDAN 'EVET' ÇIKAR
Türkiye ilk kez sistemi tartışabilir. AK Parti’nin önce kendi seçmenlerine ve siyasetçilerine konuyu tam olarak anlatabilmesi gerekiyor. Sadece Cuhurbaşkanı ve etrafı bilgi sahibi olduğu sürece tartışma Erdoğan’a destek ve karşıtlık olarak kalacak. Bugün konu Erdoğan üzerinden tartışıldığında destek yüzde 40 ile 45 arasında. Oysa bugün Erdoğan’ı lider olarak görenlerin oranı yüzde 70’lerde. Dolayısıyla buradan oy alabilmek ancak sistem tartışmasını açmakla mümkün. Yine 15 Temmuz öncesindeki gibi ele almak AK Parti açısından mantıklı değil. AK Parti sistemi tartıştırırsa, konunun Erdoğan sonrası için de önemli olduğuna kamuoyunu ikna ederse Cumhurbaşkanlığı seçiminden daha yüksek bir oranda başkanlık referandumu sonuçlanabilir. Çünkü 15 Temmuz öncesinde AK Parti içinde de Başkanlık sistemine karşı ciddi bir kitle vardı, şimdi bunlar blok olarak evet diyecek. Sistem iyi anlatılırsa bahsettiğim gri alandan da destek gelir ve referandumdan evet çıkabilir.
MHP VE BAHÇELİ'NİN OYLARI YÜKSELİŞTE
Sahadan gelen veriler MHP’nin bir yükseliş trendinde olduğunu gösteriyor. Bu yükseliş şu anda onu anamuhalefet yapacak düzeyde değil. Radikal bir yükselişten bahsetmiyoruz, birkaç puanlık bir yükseliş var. 15 Temmuz’dan önce MHP kendi içindeki tartışmalar nedeniyle barajın altına geçmişti. Bugün rahatlıkla barajın üzerinde olduğunu söyleyebiliriz. 15 Temmuz’dan sonra Devlet Bahçeli kendi liderliğini pekiştirdi. Unutmayalım 15 Temmuz gecesi ve sonraki Demokrasi Nöbetlerinde ciddi bir kesim ülkücülerden oluşuyordu. Bugün bu söylemin değişimin nedenlerinden biri Bahçeli’nin "Yenikapı Ruhu"na bağlılık gösteren ve halka göre siyaset yapan bir lider olması. 15 Temmuz’un gerçeklerinden biri de liderin yön verdiği, işaret ettiği, arkasından seçmenin geldiği dönemin sona erdirmesidir. Bugün halkın söylemiyle liderin pozisyon alacağı bir durumun varlığını okumak gerekiyor. Bence Bahçeli de bunu okudu. Liderler ekrandan çağrılar yapsalar da darbeyi engelleyen, gazi olan, şehit veren halkın kendisiydi. Halk bugün siyasete karşı gücünü ortaya koyan bir fırsat yakaladı.
KAYNAK; İNTERNETHABER.COM
Gündem