Baki Karaca; Son iki yıllık olaylar açıklığa kavuşursa
Yayınlanma:
Her şey netleşiyor, şeffaflaşıyor, zaten berraklaşmaktan başka çaremizde yok.
KARANLIKTAN AYDINLIĞA ÇIKMAK İSTİYORSAK?
Her şey netleşiyor, şeffaflaşıyor, zaten berraklaşmaktan başka çaremizde yok. Önümüzde karanlık ta kalan, aydınlanması gereken birçok soruda duruyor. Ülkenin ve yaşayanlarının rahat nefes alması için.
Bu ülkeyi karanlığa gömmüşler, yargıda, ordunun içinde ve emniyette herkes kendine göre devlet kurmuş. Bu çetelerden kurulan devlet içindeki devletçikler paralel devlet diye nitelenen bir sonucu ortaya çıkarmış.
Öyle ki bu eşkıyalar burunlarını sokmadık yerler bırakmamış.
Sonuçları yavaş yavaş ortaya çıkıyor, daha çıkacak çok mesele olduğu da kesin.
15 Temmuz Türkiye için bir milat olacak.
Bana göre ülke yeniden kurulacak, yeniden inşa edilecek çok meselesi var masanın üzerinde.
Yeni Türkiye için yeni sisteminde tartışılması, çok dikkatlice sorgulanması gerek.
Çünkü bu mevcut sistem kokuşmuş birçok soruna cevap verme niteliğini kaybetmiş durumda.
Yeni bir milattan kastım çok önemli bir fırsat kapımıza dayandı treni kaçırmayalım, yapılabilecek her şeyi tamda yapma zamanı.
Karanlık güçler bu ülkenin her halini de kendileri gibi karanlığa gömmüşler. Bu alçaklıkları yaparken de hiçbir sınır tanımamışlar.
Unutmayın ve iyi hatırlayın bu paralel çetenin ilk dergisinin adı sızıntıydı. Yani önce her yere sızdılar, sonrada yine hatırlarsanız ikinci dergilerinin adı da aksiyon idi yani sonra gördüğünüz gibi 15 Temmuzda aksiyon filmlerini aratmayacak Kahbelikte ülkeyi kana buladılar ve 246 yiğidimizi kaybettik.
Hatta Kur’an okuyan İslami bilince ve şuura sahip olan, şuan ki İslami STK’larda görevli kardeşlerim iyi hatırlar.
Yaklaşık 15 yıl önce bu paralel çeteleri ile tartıştığımızda o zaman farzları bitirdiklerini nafile ibadetlerine başladıklarını derlerdi.
Tartışmalarımızda bizlerle bilgi üzerine konuşamazlardı abileri ablaları ne deselerdi onlara kayıtsız şartsız itaat ederlerdi bize de siz anlamazsınız bizim neler yapacağımızı bekleyin sabredin göreceksiniz derlerdi.
İşte gördük neler yapacaklarını farzlarını ve nafilelerini.
Bu şeytan ve dostları, önce Kur’an’ı siz anlayamazsınız diyerek bu toplumun çoğunu kuran okumaktan uzaklaştırdılar.
Sonra Kuranı kerim yerine kırmızı kitaplarını bu topluma okutarak bu toplumun dinini bozdular.
Keşke bu alçaklar sahte din, sahte kitaplar, sahte rivayetler ile bu toplumun dinini, yani Allah’ın kitabı olan Kur’an-ı Kerim’i bu toplumdan uzaklaştırdıkları zaman da ayağa kalksaydık.
Allah bizi affetsin. Allah bu hatamızdan dolayı bizi hesaba çekecek mutlaka.
Bu toplumu bilerek ya da bilmeyerek hala Kur’an’ sızlaştırmaya çalışan kesimler hala duruyor. Bazı resmi kurumlarda bilerek ya da bilmeyerek bu tuzağa düşerek destek veriyor bu zavallılara.
İşte böylesi kirliliklerle bulanan çete Allah’ın dininden sapınca, olacaklarda kaçınılmazdı.
Paralel terör çetelerinin ilk darbe girişimi 17-25 Aralık tarihiydi. Şimdi o tarihten bu yana Türkiye’de işlenen cinayetler, faili meçhuller, şehirlerdeki birçok patlamalar ve hayatını kaybeden binlerce insanımızın durumu aydınlanmayı bekliyor.
Bu dediğim çok önemli üzerinde çalışmalar yapılması gereken konular.
Diyarbakır’daki Demirtaş’ın mitingindeki patlama, Ankara’daki patlamalar, İstanbul’daki patlamalar, askeri birlikler, Karakollar ve emniyet karakollarındaki patlamaları kimler yaptı?
Uludere katliamı gibi katliamlar bunların yaptığı katliamlar gibi duruyor. Bunlar bu saatten sonra çok rahat aydınlığa kavuşacak.
Şimdi bana göre meydanlarda en çok yürümesi gereken HDP’ lilerdir. Görünen o ki 40 yıldır devletin içine sızan bu alçaklar bölge başta olmak üzere ülkedeki birçok faili meçhul cinayetleri işlemiş gibi görünüyor.
Ama ne acıdır ki sanki HDP ile paralel birbirlerine sahip çıkarak aklamaya çalışıyorlar.
Bu kirli ilişki de tarih sayfalarında yerini alacak umarım hep birlikte göreceğiz.
Kürtlere Kürt halkına en çok ihanet edenler ile işbirliğinin sonuçları Kürt halkı tarafından hesabı sorulacaktır sanırım.
Bir önemli konuda paralel teröristlerin hala devletin önemli yerlerinde durmaları ve alttaki insanların gözaltına alınması da kafalarda soru işareti bırakmaya devam ediyor.
Bekleyip göreceğiz bunun şuan için bir taktik olduğunu düşünüyorum inşallah öyledir ve asıl alçakların ne zaman içeri alınacağı söz konusudur.
Daha önceki yazımda söylemiştim bunlar o kadar alçak bukalemun ki halkın içine girip kendilerini darbe karşıtı gösterecekler diye.
İnanın o alçaklar yani paralelin önde gelen alçakları şu an yürüyüşlerde halktan çok tekbir getiriyorlar.
Bu namussuzları halkın ifşa etmesi gerek. Hatta yapılan basın açıklamalarında en önde fotoğraf karelerinde görünmek için her şekle giriyorlar.
İnsan hatasından dönmez mi diyeceksiniz inşallah dönmüşlerdir ve inşallah samimi bir şekilde basının önüne çıkıp mertçe açıklamalarda yapacaklardır.
Kalpleri Allah bilir ama bu çakallar sürüsü tam bir münafıklar ordusunu andırıyor.
Ayrıca kimsenin kimseye iftira atarak paralelcidir demesi kişisel meselelerini iftiraya dönüştürmesi ahlaki değil iftiranın vebalini kimse Allaha ödeyemez dikkatli olunmalı.
Bir topluma olan kininiz sizleri adaletsizliğe itmesin ayetini herkese hatırlatırım.
Eğer bu paralel pislikleri her yerden temizlenmez ise, bunlar fırsat bulduklarında kendileri gibi olmayanlara yetkilerini kullanarak her türlü iftirayı atacaklardır haberiniz ola.
Bunlar eğer güvenlik birimlerinden temizlenmez ise halkın evlerini basarak uyuşturucu, silah ve benzeri suç araçlarını kendi elleriyle evlere koyacaklardır sonra gözaltına alacaklardır.
Her şeye hazırlıklı olmalıyız.
246 yiğidimizi kaybettik, meydanları boş bırakmayan namuslu topluluklar, hiçbir zaman manipülasyon tuzaklarına düşmemeliyiz, aldanmamalıyız ancak gösteri ve eylemlerde de kaybettiğimiz yiğitlerimizin acısını unutmadan içimizde hissederek davranmayı da göz ardı etmemeliyiz.
Bu karanlıklardan kurtulmanın yolu düşünmek, akletmek ve idrak etmekten geçer.
Bu nedenle darbe girişimindeki istihbarat zafiyeti genelkurmayda, mitte yaşananların karanlığa gömülmemesi gerek.
Yukarıda yazdıklarım açıklığa kavuşursa Türkiye düzelir aksi halde kendimizi kandırmaktan öteye gidemeyiz.
Her şey netleşiyor, şeffaflaşıyor, zaten berraklaşmaktan başka çaremizde yok. Önümüzde karanlık ta kalan, aydınlanması gereken birçok soruda duruyor. Ülkenin ve yaşayanlarının rahat nefes alması için.
Bu ülkeyi karanlığa gömmüşler, yargıda, ordunun içinde ve emniyette herkes kendine göre devlet kurmuş. Bu çetelerden kurulan devlet içindeki devletçikler paralel devlet diye nitelenen bir sonucu ortaya çıkarmış.
Öyle ki bu eşkıyalar burunlarını sokmadık yerler bırakmamış.
Sonuçları yavaş yavaş ortaya çıkıyor, daha çıkacak çok mesele olduğu da kesin.
15 Temmuz Türkiye için bir milat olacak.
Bana göre ülke yeniden kurulacak, yeniden inşa edilecek çok meselesi var masanın üzerinde.
Yeni Türkiye için yeni sisteminde tartışılması, çok dikkatlice sorgulanması gerek.
Çünkü bu mevcut sistem kokuşmuş birçok soruna cevap verme niteliğini kaybetmiş durumda.
Yeni bir milattan kastım çok önemli bir fırsat kapımıza dayandı treni kaçırmayalım, yapılabilecek her şeyi tamda yapma zamanı.
Karanlık güçler bu ülkenin her halini de kendileri gibi karanlığa gömmüşler. Bu alçaklıkları yaparken de hiçbir sınır tanımamışlar.
Unutmayın ve iyi hatırlayın bu paralel çetenin ilk dergisinin adı sızıntıydı. Yani önce her yere sızdılar, sonrada yine hatırlarsanız ikinci dergilerinin adı da aksiyon idi yani sonra gördüğünüz gibi 15 Temmuzda aksiyon filmlerini aratmayacak Kahbelikte ülkeyi kana buladılar ve 246 yiğidimizi kaybettik.
Hatta Kur’an okuyan İslami bilince ve şuura sahip olan, şuan ki İslami STK’larda görevli kardeşlerim iyi hatırlar.
Yaklaşık 15 yıl önce bu paralel çeteleri ile tartıştığımızda o zaman farzları bitirdiklerini nafile ibadetlerine başladıklarını derlerdi.
Tartışmalarımızda bizlerle bilgi üzerine konuşamazlardı abileri ablaları ne deselerdi onlara kayıtsız şartsız itaat ederlerdi bize de siz anlamazsınız bizim neler yapacağımızı bekleyin sabredin göreceksiniz derlerdi.
İşte gördük neler yapacaklarını farzlarını ve nafilelerini.
Bu şeytan ve dostları, önce Kur’an’ı siz anlayamazsınız diyerek bu toplumun çoğunu kuran okumaktan uzaklaştırdılar.
Sonra Kuranı kerim yerine kırmızı kitaplarını bu topluma okutarak bu toplumun dinini bozdular.
Keşke bu alçaklar sahte din, sahte kitaplar, sahte rivayetler ile bu toplumun dinini, yani Allah’ın kitabı olan Kur’an-ı Kerim’i bu toplumdan uzaklaştırdıkları zaman da ayağa kalksaydık.
Allah bizi affetsin. Allah bu hatamızdan dolayı bizi hesaba çekecek mutlaka.
Bu toplumu bilerek ya da bilmeyerek hala Kur’an’ sızlaştırmaya çalışan kesimler hala duruyor. Bazı resmi kurumlarda bilerek ya da bilmeyerek bu tuzağa düşerek destek veriyor bu zavallılara.
İşte böylesi kirliliklerle bulanan çete Allah’ın dininden sapınca, olacaklarda kaçınılmazdı.
Paralel terör çetelerinin ilk darbe girişimi 17-25 Aralık tarihiydi. Şimdi o tarihten bu yana Türkiye’de işlenen cinayetler, faili meçhuller, şehirlerdeki birçok patlamalar ve hayatını kaybeden binlerce insanımızın durumu aydınlanmayı bekliyor.
Bu dediğim çok önemli üzerinde çalışmalar yapılması gereken konular.
Diyarbakır’daki Demirtaş’ın mitingindeki patlama, Ankara’daki patlamalar, İstanbul’daki patlamalar, askeri birlikler, Karakollar ve emniyet karakollarındaki patlamaları kimler yaptı?
Uludere katliamı gibi katliamlar bunların yaptığı katliamlar gibi duruyor. Bunlar bu saatten sonra çok rahat aydınlığa kavuşacak.
Şimdi bana göre meydanlarda en çok yürümesi gereken HDP’ lilerdir. Görünen o ki 40 yıldır devletin içine sızan bu alçaklar bölge başta olmak üzere ülkedeki birçok faili meçhul cinayetleri işlemiş gibi görünüyor.
Ama ne acıdır ki sanki HDP ile paralel birbirlerine sahip çıkarak aklamaya çalışıyorlar.
Bu kirli ilişki de tarih sayfalarında yerini alacak umarım hep birlikte göreceğiz.
Kürtlere Kürt halkına en çok ihanet edenler ile işbirliğinin sonuçları Kürt halkı tarafından hesabı sorulacaktır sanırım.
Bir önemli konuda paralel teröristlerin hala devletin önemli yerlerinde durmaları ve alttaki insanların gözaltına alınması da kafalarda soru işareti bırakmaya devam ediyor.
Bekleyip göreceğiz bunun şuan için bir taktik olduğunu düşünüyorum inşallah öyledir ve asıl alçakların ne zaman içeri alınacağı söz konusudur.
Daha önceki yazımda söylemiştim bunlar o kadar alçak bukalemun ki halkın içine girip kendilerini darbe karşıtı gösterecekler diye.
İnanın o alçaklar yani paralelin önde gelen alçakları şu an yürüyüşlerde halktan çok tekbir getiriyorlar.
Bu namussuzları halkın ifşa etmesi gerek. Hatta yapılan basın açıklamalarında en önde fotoğraf karelerinde görünmek için her şekle giriyorlar.
İnsan hatasından dönmez mi diyeceksiniz inşallah dönmüşlerdir ve inşallah samimi bir şekilde basının önüne çıkıp mertçe açıklamalarda yapacaklardır.
Kalpleri Allah bilir ama bu çakallar sürüsü tam bir münafıklar ordusunu andırıyor.
Ayrıca kimsenin kimseye iftira atarak paralelcidir demesi kişisel meselelerini iftiraya dönüştürmesi ahlaki değil iftiranın vebalini kimse Allaha ödeyemez dikkatli olunmalı.
Bir topluma olan kininiz sizleri adaletsizliğe itmesin ayetini herkese hatırlatırım.
Eğer bu paralel pislikleri her yerden temizlenmez ise, bunlar fırsat bulduklarında kendileri gibi olmayanlara yetkilerini kullanarak her türlü iftirayı atacaklardır haberiniz ola.
Bunlar eğer güvenlik birimlerinden temizlenmez ise halkın evlerini basarak uyuşturucu, silah ve benzeri suç araçlarını kendi elleriyle evlere koyacaklardır sonra gözaltına alacaklardır.
Her şeye hazırlıklı olmalıyız.
246 yiğidimizi kaybettik, meydanları boş bırakmayan namuslu topluluklar, hiçbir zaman manipülasyon tuzaklarına düşmemeliyiz, aldanmamalıyız ancak gösteri ve eylemlerde de kaybettiğimiz yiğitlerimizin acısını unutmadan içimizde hissederek davranmayı da göz ardı etmemeliyiz.
Bu karanlıklardan kurtulmanın yolu düşünmek, akletmek ve idrak etmekten geçer.
Bu nedenle darbe girişimindeki istihbarat zafiyeti genelkurmayda, mitte yaşananların karanlığa gömülmemesi gerek.
Yukarıda yazdıklarım açıklığa kavuşursa Türkiye düzelir aksi halde kendimizi kandırmaktan öteye gidemeyiz.
Gündem