, 1990’lı yıllarda güvence altına alınan ve imzalanan antlaşmalar ile dünya çapında uygulanabilir bir küresel plan olarak karşımıza çıkmıştır. Her ülkenin kendine özgü bir sosyal gelişme ve ekonomik kalkınma için hedefleri mevcuttur. Bu hedeflerin içerisinde sürdürülebilir kalkınma da kendisine yer bulmuştur. İstisnasız her birey karşılaması zorunlu olan temel ihtiyaçlarını sağlayabilmek adına hayat boyu çalışmalarını sürdürür. Geleceğe yönelik olan planlarda ve karşılanması gereken hususlarda iyi oluşturulmuş sürdürülebilir kalkınma planı kişiye yarar sağlayabileceği gibi, göz ardı edilmiş, hiç önemsenmemiş ve iyi düşünülmemiş bir kalkınma planı bireyin temel ihtiyaçlarının dahi karşılanmasını güç bir duruma sokabilir.
Birey, bugünkü ihtiyaçlarını kolaylıkla karşılayabilir iken, göz ardı edilmiş bir sürdürülebilir kalkınma ile geleceğini yok sayabilir. Toplum olarak büyüme ve ekonomik anlamda büyüme sınırı olan kavramlardan değildir. İkisinin de bir sonu yoktur. Sınırsız bir büyüme ise çevresel olarak pek çok büyük zararın önünü açabilir. Çevresel etkenlerde meydana gelen bozulmaların ise pek çoğu ne yazık ki geri döndürülebilir bir boyutta olmadığı için toplum bu olumsuz büyümeden nasibini mutlaka alacaktır. Çevre, ekonomik kalkınma ve sosyal yapı ile etkileşim içine girdiğinde ayrılamaz bir bütün olarak addedilmeli, şimdiki ve gelecek kuşakların da bu sürdürülebilir kalkınmadan yararlanabilmeleri için temel yapı taşları oluşturulmalıdır.
Çevreyi korumak adına yapılan bireysel davranışların önemi her ne kadar büyük de olsa, toplum olarak elden geleni yapmak ve gelecek nesiller için de bir nebze olsun çaba içine girmek bizleri refah düzeyi yüksek bir geleceğe adım adım taşıyacaktır. Ekonomik olarak refah düzeyine ulaşabilmek ancak ekoloji dostu bir bakış açısıyla nihayetine erecektir. Yoksulluğun önüne bir set kurmak ve çevre sorunlarının üstesinden toplum olarak gelebilmek ve yeniden bir yapılanmanın sağlanması adına dönemi uzun sürecek olan bir yenilenme ve sürdürülebilir kalkınma zamanına girilmesine yönelik adımlar atılmaya başlanmıştır. Uzun vadede kalıcı bir ekonomik kalkınma için doğa ile bu adımları dengeleyen ilişkiler içinde bulunmak, sürdürülebilir kalkınma için iyi bir stratejidir.