Cuma namazı sonrası Yukarı Norşin Camisi önünde bir araya gelen binlerce kişi, buradan yürüyüşe geçerek Cumhuriyet Caddesi üzerinden Kent Meydanı'na geldi. Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından kalabalık adına konuşan dönem sözcüsü Cevdet Arvas, 27 Şubat günü akşam saatlerinde İdlib’de gerçekleşen hain saldırı sonucu vatanın huzuru, güvenliği ve mazlumları müdafaa etmek üzere üstlendikleri görevde şehit olan tüm kahraman askerlere Allah’tan rahmet diledi. Arvas, “Rabbim şehadetlerini kabul etsin, mekânlarını cennet eylesin. Yakınlarına sabır ve metanet, yaralılarımıza acil şifalar nasip eylesin. Milletimizin başı sağ olsun. Katil ve zalim Esed rejimini destekleyen katil Rusya, ABD ve destekçilerini kınıyor ve telin ediyoruz. Suriyeli mazlum çocukların, yüreği acıyla dolu annelerin ve zavallı ihtiyarların ahı sizleri kahru perişan etsin. Akıttığınız bunca kanın içinde boğulasınız inşallah” dedi.
“Bu saldırı, asla kabul edilemez”
Askerlerimizin İdlib’de hem ülke sınırlarını ve hem de mazlumları koruduğunu dile getiren Arvas, “Zira Suriye’de yaşanan zulümlere, yüz binlerce sivilin zalimce katledilmesine, milyonların evinden, toprağından sürülmesine dünya sessiz kaldı. Türkiye’nin barış ve huzur odaklı çabaları ise ne yazık ki pek çok ülkede karşılık görmedi. Tüm dünyaya buradan tekrar sesleniyoruz. Karşımızda insanlıktan nasibini almamış, tüm ahlaki, insani ve dini değerleri hiçe sayan, kendi yurttaşlarını bile topraklarından eden, canlarına kasteden bir rejim bulunuyor. Suriye’yi her geçen gün daha da ağır bir yıkıma sürüklüyor. İşte rejim güçleri katil Rusya’dan aldıkları destek ile yapılan anlaşmalara uymayarak, askerlerimizi ve rejim karşıtı muhalifleri kalleşçe pusuya düşürdü. Bu saldırı, asla kabul edilemez. Dolayısıyla, masum insanları katleden ve ülkemizin güvenliğine de açık tehdit oluşturan bu rejim ve destekçilerine karşı sessiz kalmamız beklenemez. Dini, tarihi ve kültürel bağlarımız bulunan, rejimin zulmünden kaçan Suriyeli kardeşlerimizin yaşama hakkını korumak; tarihi, insani ve vicdani sorumluluğumuzdur” ifadelerini kullandı.
“Bunca acıya kör, sağır ve dilsiz olmanızı kınıyoruz”
“Ülkemiz, bu acımasız saldırının sahipleri olan katil Esed rejimine ve destekçilerine gereken cevabı en güçlü şekilde vermiştir” diyen Arvas, şöyle devam etti:
“Katil Esad ve destekçileri elbette bunun bedelini ödeyecektir. Bahar Kalkanı harekâtıyla da bu bedeli ödemeye de başlamışlardır. Umudumuz odur ki Bahar Kalkanı, ümmet perspektifi ile daha da ileriye gider, mazlumları tek çatı altında buluşturur, ümmetin ve tüm mazlum halkların her türlü derdi ile dertlendiğimiz bir sürece vesile olacaktır. Buradan ülkemiz ve tüm Müslümanların toprak bütünlüğüne kasteden odakların zalim yöneticilerine ve sözde temsilcilerine sesleniyoruz; ülke olarak, hep birlikte mücadele etmeye, şer odaklarına karşı durmaya ve fitnelerinizle ilgili oyunlara karşı sizleri fitnelerinizde boğmaya hazırız. İnsan hakları savunuculuğu olarak kendisini dünyaya pazarlayan Avrupa Birliğine sesleniyoruz. Katil bir rejimden, bombardımandan kaçarak evini, yurdunu terk etmek zorunda kalan, hayatından endişe eden ve size sığınan mültecilere gösterdiğiniz muamele insan hakları karnenizi ortaya koyuyor. Mültecilere yönelik her türlü şiddetinizi, mazlum sığınmacıların eşyaları gasp etmenizi ve onları öldürmenizi kınıyoruz. Bunca acıya kör, sağır ve dilsiz olmanızı kınıyoruz. İran’a sesleniyoruz. Mezhebi politikalardan, zalim ve katil Esad rejimine destek vermekten vazgeçin. Ümmetin birliğine ve dirliğine katkı sunun. Emperyalist güçlere karşı ümmetin yanında durun. Unutmayalım ki kurtuluş, barış ve huzur ne ABD, ne İsrail ne de Rusya’dadır. Çare ensar ve muhacir kardeşliğindedir.”
Arvas, dün akşam sağlanan ateşkesin bir nebze de olsa sivil halka yönelik umut verici bir gelişme olduğunu, ancak Rusya’nın her zaman uyguladığı “masada oyala, sahada ilerle” politikasına karşı daha dikkatli olunması gerektiğini kaydetti. Arvas, “Çünkü Rusya’nın Çeçenistan’da, Kırım’da yaptıkları ortada. Hiçbir anlaşma ve sözleşmeye uymayan bir ülkeye güvenmek beyhude bir bekleyiştir. O yüzden sahada çekilmemeli ve rejim karşıtı muhalif unsurlarla sahadaki kazanımlar korunmalıdır. Ülkemizde bulunan mültecilere yönelik düşmanca eleştirilerde bulunanlara, onları dışlayıp ötekileştirenlere ve son dönem bazı yerlerde mültecilere yönelik fiziki saldırıları yapanlara sesleniyoruz. İçinizdeki vicdana, merhamete kulak verin. Ülke olarak, millet olarak bizi geleceğe taşıyacak olan mazluma gönlümüzü açmak, onlara kol kanat germek ve aramızdaki kardeşliği tesis etmek insanı ve dini bir görevdir. Onlar muhacir, biz ensarız” diye konuştu.
Sivil toplum örgütleri olarak ülkenin ve İslam ümmetinin menfaatlerini her şeyin üstünde tuttuklarını belirten Arvas, “Katil rejime ve emperyalist güçlere karşı kararlı bir şekilde mücadele eden ülkemizin, kahraman ordumuzun ve rejim karşıtı muhalif savaşçıların yanındayız. Ayrıca rejim karşıtı muhalif unsurlar güçlendirilerek kendi halkını kendileri korumalarının önü açılmalıdır. Alınacak her kararın, atılacak her adımın arkasındayız. Van Sivil Dayanışma İnisiyatifi olarak küresel emperyalizme ve bölgedeki uşaklarına bir kez daha haykırıyoruz! Bizi bu topraklarda asla yok edemeyecek ve esaret altına alamayacaksınız. Hak için bir ölür bin diriliriz. Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır. Cenab-ı Hak ülkemizi korusun, milletimizin birliğini ve dirliğini ümmet anlayışı ile muhafaza etsin, ümmetin dirilişini ve zalimlere karşı onurlu bir duruşu ortaya koymamızı nasip etsin” şeklinde konuştu.
Yapılan duanın ardından kalabalık sessizce dağıldı
Yürüyüşe Van Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Emin Bilmez, Cumhuriyet Başsavcısı Oğuzhan Dönmez, Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanı Erhan Çavuşoğlu, İl Emniyet Müdürü Ali Karabağ, Edremit Belediye Başkanı İsmail Say, Tuşba Belediye Başkanı Salih Akman, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katıldı.