Van’da 2015 yılından bu yana madde bağımlılığı konusunda faaliyet yürüten Hayatın Renkleri Solmasın Derneği, 2021 yılı faaliyetleri kapsamında çeşitli broşür ve diğer yazılı doküman bastırarak faaliyetlerini sürdürüyor.
Basın yayın kuruluşlarıyla ve diğer kurumlarla ilişkiye geçen dernek, hem online hem yüz yüze bilgilendirme çalışmalarına devam ediyor.
BAĞIMLILIK HAKKINDA
Hayatın Renkleri Solmasın Derneği Başkanı Sosyolog Osman Turğut, yürüttükleri çalışmalar sırasında bağımlılık konusundaki tüm ayrıntıları muhataplara anlattıklarını söyledi.
Bilgilerin daha geniş çevrelere ulaşması için gazetemize de ayrıntılı açıklamalarda bulunmak istediğini belirten Turğut, bağımlılık hakkında şu ön bilgileri verdi:
“Bağımlılık sadece kullanan kişiyi değil tüm aileyi de etkileyen bir hastalıktır. Bu sebeple tüm aile yakınları hastalık sebebiyle bazı ortak duygu ve düşünceler yaşamaktadırlar. Herkes bağımlı olabilir. Bağımlılık bir beyin hastalığıdır. Kişi istemese bile beyin maddeyi ister. Bağımlılığın gelişimi de kullanılan maddenin cinsine, saflık oranına, kullanma süresine ve kullanan kişinin kişilik özelliklerine göre değişir. Bu nedenle bağımlılığın ne zaman gelişeceği belli olmaz.”
BAĞIMLILK SEYRİ
Bağımlılık seyrinin nasıl geliştiğine ilişkin de bilgi veren Turğut, şöyle devam etti:
“Bağımlılık, tansiyon hastalığı gibidir. Tamamen iyileşmez, ancak düzelir. Eğer bağımlı kişi madde kullanmazsa yaşamı normale döner. Bağımlı kişi madde kullanmayı bıraktıktan bir süre sonra tekrar madde kullanmaya başlarsa çok kısa zamanda eski kullandığı miktarlara ulaşır. Bu nedenle sabırlı olmak gerekiyor. Hayal kırıklıklarına uğrayıp yarı yolda durmamak gerekiyor. Çünkü bu uzun sürecek bir mücadeledir.”
BAĞIMLI YAKINLARINA ÖNERİLER
Bağımlı yakınlarının özellikle hastalığı gizleme, saklama yoluna gittiğini, bunun hem kendileri için hem hasta için başvurulan yanlış bir yöntem olduğunu belirten Turğut, şunları söyledi:
“Aileler bağımlı hastaları için farklı duygular besler ve farklı tepkiler gösterirler. Mesela birçok aile, yakınlarının hastalığı hakkında konuşmaktan çekinir. Çevrenin duymaması için hastalığı gizlerler. Bu yanlış bir tercihtir. Başka insanlara açıklama yaparken eğilip bükülmeyin. Çevrenize kararlı ve net bir ses tonuyla onun hasta olduğunu söyleyin. Dik durun. Yoksa onlar sizi eleştirmeye başlar.”
Prestij Özel Haber: Adil HARMANCI