2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü nedeniyle açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Lokman Aslan, Türkiye’nin coğrafi yapısı, konumu ve çeşitli ekolojik şartlarıyla önemli özellikler taşıdığını ve bu özelliğiyle büyük bir kıtanın belirgin karakterini, küçük ölçekte de olsa toprakları üzerinde bulundurduğunu söyledi. Türkiye’nin coğrafi konumu nedeniyle kıtalar arasında tabii bir köprü durumunda olduğunu ifade eden Doç. Dr. Lokman Aslan, bundan dolayı fauna ve florasının büyük zenginlik gösterdiğini kaydetti. Doç. Dr. Lokman Aslan, “Tabiatın rahmi olan sulak alanlar, yeryüzünün en zengin ve en üretken ekosistemlerini oluşturmaktadır. Pek çok tür ve çeşitteki canlılar için uygun beslenme, üreme ve barınma ortamı olan sulak alanlar, yalnız bulundukları ülkenin değil tüm dünyanın doğal zenginlik müzeleri olarak kabul edilmektedir. Yakın çevresinde yaşayan halkın yaşamında önemli yer tutan, bölge ve ülke ekonomisine katkılar sağlayan sulak alanlar; doğal dengenin ve biyolojik çeşitliliğin korunması yönünden de diğer ekosistemler içinde önemli ve farklı bir yere sahiptirler” dedi.
“VAN GÖLÜ HAVZASI, KUŞ POPÜLASYONU YÖNÜNDE ÇOK ZENGİNDİR”
“İklim değişikliğinin insanlar ve yaban hayatı üzerinde etkileri artıkça sulak alanların hızla değişen koşullara uyum yeteneği vazgeçilmez bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır” diyen Doç. Dr. Lokman Aslan, şöyle dedi:
“Dolayısıyla da dünya çapında sulak alanlara ve onların işlevlerine verilen değer üzerine araştırmaların artması doğaldır. Van Gölü Havzası’nda sulak alanlarda yaşayan nesli tükenmekte veya koruma altında olan çok sayıda kuş türü bulunmaktadır. Bunun yanı sıra karasal olarak zengin bir doğal hayvan popülasyonuna sahiptir. Araştırmalar yapıldığında, bu hayvan türleri sayısı artacak ve nesli tükenmekte olan hayvanların korunmasına büyük katkı sağlanacaktır. Van Gölü Havzası fazla tahrip olmamış bir doğaya ve Türkiye’deki sulak alanların beşte birine (418.560 Hektar) sahip olması nedeniyle birçok kuş türüne ev sahipliği yapmaktadır. Göçmen ve yerleşik kuş popülasyonu yönünden de çok zengindir.”
KARAS'DA BÜYÜK TEHLİKE
Van’da birçok sulak alan bulunduğunu da dile getiren Doç. Dr. Lokman Aslan, “İlimizde Bendimahi, Çelebibağı, Erçek Gölü, Dönemeç Deltası, Turna Gölü, Akgöl ve Karasu Deltası sulak alanları gibi büyük sulak alanlarının yanında birçok küçük sulak alan da bulunmaktadır. Bu sulak alanlarda çok sayıda göçmen ve yerleşik kuşların yanında çeşitli canlı türleri yaşama şansı bulmaktadır. Yaşayan bu canlılar Van Gölü Havzası’na ve ülkemize değer katmaktadır. Bütün bu güzelliklerin yanında her geçen gün sulak alanlar çeşitli sebeplerle yok olmaktadır. Son olarak Karasu Sulak Alanı da yok olmak üzeredir. Karasu Sulak Alanı, ülkemizin doğusunda yer alan Van Gölü Havzası içinde yer almakta olup, Van Gölü'nün doğusundaki Karasu Nehri'nin beslenme alanında yer almaktadır. Sahip çıkıldığı taktirde kuş cennetine dönüşecek, halk tarafından benimsenecektir” şeklinde konuştu.