MHP 13 Mayıs Çarşamba Çorum mitingi canlı webden izle!Devlet Bahçeli halka sesleniyor

MHP 13 Mayıs Çarşamba Çorum mitingi canlı webden izle!Devlet Bahçeli halka sesleniyorDevlet Bahçeli 13 Mayıs Çarşamba günü saat 12:00'da Çorum'da halka seslenecek mitingi canlı olarak izleyebilirsiniz..

 MHP 13 Mayıs Çarşamba Çorum mitingi canlı seyret!Devlet Bahçeli 13 Mayıs Çarşamba günü saat 12:00'da Çorum'da halka seslenecek mitingi canlı olarak izleyebilirsiniz..



Değerli Vatandaşlarım,

Muhterem Nevşehirli Kardeşlerim,

Aziz Dava Arkadaşlarım

Saygıdeğer Hanımefendiler, Beyefendiler,

7 Haziran 2015 Pazar günü yapılacak 25.Dönem Milletvekilliği Genel Seçimleri’ne tam 27 gün kala, Kızılırmak vadisinin güney yamacına kurulmuş Nevşehir’imizde olmanın eşsiz haz ve kıvancını yaşıyorum.

Hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.

Kavuşmamızı nasip eden Cenab-ı Mevla’ya şükrediyorum.

Milli bir heyecan içinde biraraya gelen Nevşehirli kardeşlerimi yürekten kutluyorum.

Nevşehir’de yaşayan her insanımızı, her vatandaşımızı muhabbetle kucaklıyorum.

27 gün sonra yapılacak genel seçimlerin ülkemize, milletimize, Nevşehir’e ve geleceğimize hayırlı sonuçlar doğurmasını diliyorum.

Huzurlarınızda; Acıgöl’ü, Avanos’u, Derinkuyu’yu, Gülşehir’i, Hacıbektaş’ı, Kozaklı’yı, Ürgüp’ü gönülden selamlıyorum.

Bugünkü açık hava toplantısına katılan tüm kardeşlerime şükranlarımı sunuyor, hepinize hoş geldiniz diyorum.

 

Değerli Vatandaşlarım,

Muhterem Arkadaşlarım,

Nevşehir; büyük alimimiz, arifimiz ve gönül insanımız Hacı Bektaş Veli Hazretleri’nin diyarıdır.

Hacı Bektaş Veli, Horasan’ın Nişabur kentinden bu topraklara kadar ulaşan vicdan ve inanç kervanıdır.

Hem arınmış, hem arıtmış;  nitekim manevi hastalıklara şifa olmuş, dünyevi tamah ve nefsani tahakkümlere ihlas ve imanlı kalbiyle sur çekmiştir.

Hacı Bektaş Veli yozlaşmaya karşı panzehirdir.

Yalana ve riyaya karşı aşılması imkânsız bir siperdir.

Türklüğün iftiharı, adalet ve hoşgörünün izzetli yüzüdür.

Türk-İslam ruh ve mirası Nevşehir’in her yanına mühür vurmuştur.

Tarihsel, kültürel ve bin yıllık kardeşlik bağları Nevşehir’de canlı bir şekilde yaşamaktadır.

Çünkü Nevşehir’in geçmişinde ihtilaf, ikilik, ayrımcılık, tefrika yoktur, hiç de olmamıştır.

Nevşehir’in mazisi temiz, bahtı açık, ufku parlaktır.

Nevşehir bir olmanın, iri olmanın, diri durmanın feyziyle bugünlere gelmiştir.

Biz Nevşehir’den razıyız, Nevşehirli kardeşlerimin de bizden razı olmasını temenni ediyoruz.

Bu topraklarda duanın bereketi, milli şuurun görkemi vardır.

Bu topraklarda engin bilgi birikiminin, geniş ve kavrayıcı dünya görüşünün çıkmayacak, derinlere kazınmış izleri vardır.

Nevşehir açık hava müzesi gibidir.

Nevşehir dostluk ve yakınlık pınarı gibi akmaktadır.

Bozgunculuk buralara nüfuz edememiştir.

Fitne Nevşehir’in kapısından girememiştir.

Çünkü Nevşehirli kardeşlerim dürüst ve ilkeli bir hayatı rehber edinmişler, istikballerine, huzur ve geleceklerine gölge düşürmemişlerdir.

Kim Nevşehir’de yalan tezgahı açtıysa hak ettiği karşılığı bulmuştur.

Kim Nevşehir’de istismar ve inkar şakşakçılığı yaptıysa hüsrana uğramıştır.

Hatırlarsanız, 8 Kasım 2014 tarihinde, “4.Uluslararası Hacı Bektaş Aşure Günü” etkinlikleri düzenlenmişti.

Başbakan da bu etkinliğe katılmış, son derece talihsiz bir konuşma yapmıştı.

Sözde Dersim katliamını modern bir Kerbela olarak tanımlamıştı.

Ehl-i Beyt’in ruhunu sızlatmış, acıları deşmiş, husumetleri kanatmış, teröristleri Efendimizin emanetleriyle bir tutmuştu.

Bu sakat yaklaşım, bu densiz ve cahilce bakış tüm inananların, samimi Müslümanların tepkisini çekmişti.

Çok şükür Nevşehir bu sorumsuz, bu edepsiz açıklamaya itibar etmedi, dikkate dahi almadı.

Ehl-i Beyt’in aziz ve mübarek isimleriyle isyankarları yan yana getirme ilkelliğini Nevşehirli kardeşim hiç hoş görmedi, hiç masum bulmadı.

Zira Nevşehir’in yolu birlik ve dirliğe açılmaktadır.

Nevşehir’in yolu doğruluk ve samimiyetle buluşmaktadır.

Tarihten husumet çıkarmaya çalışanlara Nevşehir’de ekmek yoktur.

Teröristlere methiye düzenlere Nevşehir’de müsamaha yoktur.

Dersim hainliğine Kerbela diyenler, Ermeni çetelerinin katliamını da görmedi, görmek istemediler.

Özür lobisi kurdular, tuzağa düştüler.

Ortak acılara vurgu yaptılar, tarihimizle ters düştüler.

Ermeni diasporasına mektuplar yazdılar, 1915 olaylarını çarpıtmaktan geri durmadılar.

Çanakkale’deki nehir gibi akan şehit kanlarını unutarak müstevlilere barış çubuğu uzattılar, kınalı kuzularımızı kefensiz mezara sokanları saygıyla andılar.

Klipler eşliğinde vatan, şehit, bayrak, ezan, Mehmetçik sömürüsünde rekor kırdılar.

Şehide kelle dediler, katile sayın hitabıyla milli bariyerleri yıktılar.

Türk milletine nerede düşmanlık besleyen varsa AKP’den el aldı.

Türkiye’ye diş bileyen kim varsa AKP’den alkış topladı.

Nevşehir olan bitenleri kaygıyla seyretmektedir.

Nevşehir kirli emelleri, karanlık hedefleri açıklıkla görmektedir.

Ve Nevşehir kiminle yürüyeceğini şimdiden belli etmektedir.

Bu muhteşem ilgi buna işarettir.

Soruyorum sizlere; açık yüreklilikle cevap vermenizi istiyorum:

7 Haziran geldiğinde, sandık başına gittiğinizde, geçmişte yaşananları gözünüzün önüne getirdiğinizde;

√        AKP’ye demokratik nitelikli ve unutamayacağı bir ders verecek misiniz? (Evet)

√        İşsiz kalmanızın, yoksul bırakılmanızın, borçlu olmanızın hesabını soracak mısınız? (Evet)

√        Dersim isyanıyla Kerbela hadisesini bir gören ahlaksızlara haddini bildirecek misiniz? (Evet)

√        Elbette MHP’yle birlikte yürüyecek misiniz? (Evet)

Onurlu bir geleceğe ulaşmak istiyorsanız, bizimle yürüyün.

Huzurlu bir geleceğe varmak istiyorsanız, bizimle yürüyün.

Sosyal ve ekonomik meseleleriniz bitsin diyorsanız, şüphesiz bizimle yürüyün.

Bizim yürüyüşümüz ilkelidir.

Bizim yürüyüşümüz adil, adaletli ve ahlaklıdır.

Bizim yürüyüşümüz Türkiye ve Türk milletinin beka ve tarihsel menfaatlerini gözetmektedir.

Vatan topraklarını bırakıp kaçanlar bizim yürüyüşümüzü anlayamazlar.

Haçlılarla, BOP amaçlarıyla uygun adımda yürüyenler, bizim etrafımızda bulunamazlar.

Yürüyüşümüz hainlerin korkulu rüyasıdır.

Yürüyüşümüz terörle müzakere edenlerin kabusudur.

Yürüyüşümüz yolsuzluğa bulaşanları, rüşvete saplananları, kul hakkı yiyenleri tepeleyecek, silip süpürecektir.

Bizimle yürümeye var mısınız? (Evet)

Bizimle gönül gönüle, kalp kalbe, kafa kafaya verip yürümeye söz veriyor musunuz? (Evet)

İşte Nevşehir’in kararı, işte Nevşehir’in cevabı bu kadar asil, bu kadar tereddütsüz, bu kadar berraktır.

Sizlerle gurur duyuyorum, sizlere sonuna kadar güveniyorum.

 

Aziz Vatandaşlarım,

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Türkiye dardadır, darboğazdadır.

Nevşehir ekonomik sorunlarla boğuşmaktadır.

Nevşehir’in her hanesinde bir işsiz kardeşim vardır.

Nevşehir’in her hanesinde bir mazlum kardeşim feryat etmektedir.

Borçlarınız birikti, hüzünleriniz çoğaldı.

Bankalar peşinizde, alacaklılar kuyruktadır.

Tefeciler ensenizde, komisyoncular kapınızdadır.

Çiftçimiz ektiğinin, diktiğinin ve ürettiğinin karşılığını alamamaktadır.

Ekmeğimizi kendi unumuzdan yoğurmak istiyoruz, çok görüyorlar.

Şekerimizi kendi pancarımızdan almak istiyoruz, önümüze geçiyorlar.

Kumaşımızı kendi pamuğumuzdan dokumak istiyoruz, elimizi tutuyorlar.

Hükümet iğneden ipliğe her şeyi ithal ediyor, buna da başarı diyor.

Nevşehir’in ürettiği ne varsa para etmiyor, karın doyurmuyor.

Tarlada 50 kuruş ile 1 liradan alıcı bulan patates pazarda ateş pahasına satılmaktadır.

Şimdi de patatesin ithalatı hükümet tarafından gündeme alınmıştır.

Samanı, fasulyeyi, eti, tohumu, gübreyi, yulafı, buğdayı ithal etmek yetmezmiş gibi sıraya patates girmiştir.

AKP, kabahati stokçulara yüklemektedir.

AKP, suçu spekülatörlerin üzerine atmaktadır.

Aracıları, komisyoncuları, kabzımalları iştahlandıran, teşvik eden hükümet, gıda ürünlerindeki fahiş zam ve fiyat artışlarından yakayı kurtarmak için çırpınmaktadır.

Dünyada gıda fiyatları bir yılda yüzde 20 gerilemiştir.

Çelişkiye bakınız ki, Dünyada gıda ürünleri ucuzlarken, biz de artmaktadır.

Bu nasıl bir sömürü çarkıdır?

Türkiye’nin üzerinden kimler geçinmektedir?

Nevşehirli kardeşimi bu zalim ve acımasız düzene kimler mahkum etmiştir?

Ülkemizde son bir yıl içinde gıda enflasyonu yüzde 14’ün üzerinde artış göstermiştir.

Mutfaklar alev almıştır.

Tencereler tamtakırdır.

Buzdolapları bomboştur.

Soruyorum sizlere;

√        AKP’nin iktidar yıllarında hayat pahalığınız azaldı mı? (Hayır)

√        Geliriniz yükseldi mi? (Hayır)

√        Cebiniz para gördü mü? (Hayır)

√        İhtiyaçlarınız karşılandı mı? (Hayır)

√        Dünya gözüyle refah ve bolluğa ulaştınız mı? (Hayır)

Hayır diyorsunuz, hakkınız vardır.

Hal böyleyken, Cumhurbaşkanı’ndan Başbakan’a kadar sıra sıra anlatılan zenginleşme, büyüme iddiaları tamamen yalan, tamamen tezvirattır.

Asgari ücretle geçinen milyonlarca insanımız açlık sınırının altındadır.

Emeklilerimiz açlık sınırının altındadır.

Memurlarımız, işçilerimiz, çiftçilerimiz inim inim inlemektedir.

Kiralar belinizi büküyor.

Pazarlardan, marketlerden, alışveriş merkezlerinden boş girip neredeyse boş çıkıyorsunuz.

AKP’nin vaat ve sözleri çöptedir, ekonomi krizin eşiğindedir.

Bunlar olurken, sizler bu kadar fecaatle karşı karşıya bulunuyorken, uydu Başbakan ne yapıyor? Saraya kurulmuş Erdoğan neyle uğraşıyor?

Nevşehirli işsizliğin çözülmesini, fukaralığın bitmesini isterken; Başbakan har vurup harman savurmaktadır.

Nevşehirli “Yeter artık, bu zorluklar ne zaman bitecek” diye seslenirken; buna karşılık uydu Başbakan saray namına ve hesabına başkanlık planları yapmaktadır.

Hükümet cenahından Nevşehirli’nin sesini duyan yoktur, taleplerini dinleyen görülmemektedir.

Bunun yerine Başbakan ve hükümetinin gündemi bambaşkadır.

Davutoğlu geçtiğimiz günlerde, Şanlıurfa’ya gittikten sonra, kameralar eşliğinde Suriye’nin Eşme Köyü’ne geçerek aziz ceddimiz Süleyman Şah’ın ruhuna Fatiha okumuştur.

Başbakan Süleyman Şah’ın huzurunda divana durduğunu söylemiştir.

Şanlıurfa’nın bundan sonra Süleyman Şah ile anılacağını, al bayrağımızın ebediyete kadar dalgalanacağını ifade etmiştir.

Davutoğlu ne yapacağını şaşırmıştır.

Davutoğlu kaybedeceğini gördükçe, bittiğini anladıkça çareler aramaktadır.

Sayın Davutoğlu, madem Süleyman Şah’ın türbesini ziyaret edecektin, sınırlarımıza 38 kilometredeki eski yerini nasıl bir korkaklıkla terk ettin?

Vatan topraklarını gece yarısı operasyonuyla nasıl bırakıp kaçtın?

Elleri öpülesi ceddimiz Süleyman Şah’ın türbesini ve Saygı Karakolu’nu bombalarken aklın neredeydi, vicdanını kimlere teslim etmiştin?

Vatanı satmak, vatandan vazgeçmek, topraklarımızdan geri çekilmek ne zaman, tarihin hangi devrinde zafer, başarı ve kutlanması gereken büyük bir olay şeklinde sunulmuştur?

Suriye’nin Eşme Köyü’ne gittin gitmesine, peki kimleri devreye soktun, kimlerden izin ve icazet aldın?

Bölgede PKK’lı teröristlerin hakimiyet kurmasından, türbenin yeni yerine çok yakın bir mesafede İmralı canisinin posterleri ve örgütün paçavralarının dalgalanmasından hiç mi rahatsız olmadın?

Ecdadımızın maneviyatını ziyaret etmek maksadıyla gidecek idiysen, eski yerindeyken neden bunu aklına getirmedin?

Seni korkutan nedir, esasen ve gerçekte kimlerin huzurunda divana duruyorsun?

Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolu’nda Türk bayrağını indiren Davutoğlu ve Erdoğan’dır.

Şah-Fırat diyerek mat olan ve vatanımıza sırt dönen bu iki müflis şahsiyettir.

Bunların yatacak yeri, sığınacak limanı kalmamıştır.

Ecdat yadigarı topraklarımızı satan adam, şimdi türbe ziyaretinden nemalanmanın arayışındadır.

Sayın Davutoğlu, alan aldı, satan sattı; bundan sonra sana düşen, sana kalan ömrün boyunca duyacağın vicdan azabıdır.

Nevşehirli kardeşim, bu tezgaha, bu tertibe, bu kurnazlığa inanacak mısınız? (Hayır)

Bir bakıma PKK’nın kortej ve kontrolünde, Eşme’ye giden Türkiye Cumhuriyeti Başbakan’ını haklı bulacak mısınız? (Hayır)

Davutoğlu, Nevşehir’den soruyorum sana;

Eşme’ye giderken, PKK terör örgütüyle temasın oldu mu?

Kuryeler gidip geldi mi?

Bunlara cevap ver, bunları açıkla.

Manevi emanetleri kamyonlara yükleyip kaçanlar, gece yarısı vatanı bırakıp sıvışanlar, Süleyman Şah’ın huzuruna çıkacak ne yüzünüz, ne de siyasi şerefiniz kalmıştır.

Siz, ziyaret edecekseniz Kandil’e gidin, Kürdistan’ı kurmak için tur atan ve az kaldı diyen Barzani’ye koşun, İmralı’da dolaşın, Türk düşmanlarının kollarına atılın.

Sizin yeriniz Süleyman Şah değil, ecdada kılıç sallayan, ecdada kurşun sıkan, Mehmetçiğe top atan, Müslümanlara ölüm saçan rezillerdir.

Size yakışacak budur, sizin layığınız da bunlardır.

İşte Türkiye’yi böylesine çürümüş bir zihniyet yönetmektedir.

Şimdi siz söyleyiniz;

7 Haziran’da, vatanı korumaktan aciz düşmüş sefilleri gönderecek misiniz? (Evet)

Bayrağın indirilmesine tepkisiz kalanlara dersini verecek misiniz? (Evet)

Bunlara karşılık MHP’ye oy ve destek verip bizimle birlikte yürüyecek misiniz? (Evet)

Maşallah, Allah iki cihanda yüzünüzü güldürsün.

Var olun, sağ olun.

 

Değerli Nevşehirli Kardeşlerim,

Erdoğan Cumhurbaşkanı makamını felç etmektedir.

Açık açık siyasete soyunmaktadır.

Her gün meydan meydan dolaşmakta, Avrupa’ya gitmekte, durmadan başkanlık ve yeni Anayasa propagandası yapmaktadır.

Devlet ve hükümet akıl tutulması yaşamaktadır.

Akla hayale sığmayan yanlış ve gaflet dolu uygulamalar arkası arkasına sahnelenmektedir.

Erdoğan, 17-25 Aralık faciasının hesabını verip yolsuzluk ve rüşvet iddialarından dolayı mahkeme önüne çıkmak yerine başkanlık için canını dişine takmaktadır.

Yüce Kitabımız Kur’an siyasetin gündemindedir.

Kabe, Kudüs, İmam Hatipler, başörtüsü ve Diyanet İşleri siyasetin konusudur.

Nevşehirli’nin sorunlarından bahseden yoktur.

Libya açıklarında Türk gemisine düzenlenen saldırı verilen notalarla geçiştirilmiş, sözde diplomatik girişimlerle durum idare edilmiştir.

Libya’nın Tobruk Limanı’nın13 milaçığında, yani uluslararası sularda gemimiz saldırıya uğramıştır.

Uçaklarımız düşürülmüş, Mavi Marmara baskını yaşanmış, bu defa da bir Türk gemisine havadan ve karadan saldırı yapılmıştır.

Bu ne kepazeliktir? Bu ne acziyettir?

Önüne gelen Türkiye’ye bindirmekte, gücü yeten  çemkirmektedir.

Hükümet ise başka gündemlerin elinde, Cumhurbaşkanı ise başkanlık rüyasındadır.

Dün Rize’ye giden Erdoğan yine bildik ve malum tekrarlarını sıralamıştır.

Erdoğan kutlu dinimizi şirret ve hayasız niyetlerine alet etmektedir.

Diyanet İşleri Başkanlığı üzerinden atıp tutmaktadır.

Bildiğiniz gibi, Diyanet İşleri Başkanı’na lüks ve pahalı bir otomobil alınmıştı.

Bu konu çok tartışılmış, çok sorgulanmıştı.

Artan kamuoyu baskısı yüzünden yüksek rakamlara alınan bu otomobilin satılmasına sonunda karar verilmiştir.

Yani, gecikmeyle de olsa yanlıştan dönülmüştür.

Ne var ki Erdoğan bundan rahatsız olmuştur.

Rize’de diyor ki, “Benim bilgim olsa, ben derdim ki, Mehmet Hocam ne yapıyorsun, niye satıyorsun? Senin bineceğin Mercedes’in fiyatı ne ya? Gazetelerin attığı manşetlere niye bakıyorsun?”

Nevşehirli kardeşlerim duyun bu sözleri.

Sizlere kuru ekmeği bile fazla bulanlar, piyasa fiyatı 1 milyon 6 bin 641 lira olan bir otomobilin alınmasına sıcak bakıyor, normal görüyor.

Erdoğan da, ne var bunda, diyor.

17-25 Erdoğan’a sesleniyorum, sana göre devletin malı deniz, hırsızın ve haram yiyenlerin cebi derindir.

Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanı’na otomobil almak istiyorsa, buna da meraklıysa, bankalardaki milyarlarından küçük bir bölümünü buna ayırmasında hiçbir mahsur yoktur.

Devlet kesesinden cömertlik yapmak kimsenin haddi değildir.

İsrafa kaçmak kimsenin, hele ihlaslı bir şahsın hiç hakkı sayılamayacaktır.

Erdoğan 1 trilyon 370 milyara kaçak ve karanlık saray yaptırdı, ne var bunda dedi. İtibar sözleriyle eleştirileri göğüsledi.

Sizlerin alın terini sarayına gömdü.

Sizlerin nafakasını villasına yığdı.

Sizlerden aldı, havuzculara verdi.

Sizlerin emeğini lüks uçaklara, helikopterlere, otomobillere harcadı.

Döndü “Ne var ya bunda” dedi.

Çok şey var Sayın Erdoğan, çok şey var.

Aksaray’ın hakkı var, kul hakkı var, mazlum hakkı var, yetim payı var, gariplerin ve biçarelerin hissesi var. Ve Türk milletinin tamamının alacağı var.

Erdoğan ‘ne var ya bunda’ derken, ayakkabı kutularına yağmur gibi haram yağdı.

Yatak odalarına haram şantiyeleri kuruldu.

Bakanları rüşvetçilerin eline düştü.

AKP hırsızlığa battı, Erdoğan yoldan çıktı.

Haramın sınırlarını biz kullar çizemeyiz.

Neyin haram olduğunu, neyin helal kılındığını Rabbimiz bizlere emretmiştir.

Rüşvet haramdır, hırsızlık haramdır, hakkı olmayanı gasp etmek haram kere haramdır.

Erdoğan başkanlık piyangosu sana vurmayacak, çünkü sen haramla sözleştin, haramla yollarını kesiştirdin.

Türk milleti bu vefasızlara, millet kesesinden geçinen soygunculara prim vermez, artık destek göstermez.

Nevşehirli kardeşim, siz yoksulsunuz; ama onlar saraylarda yaşıyor.

Nevşehirli kardeşim siz muhtaç ve sefalet içindesiniz; ama onlar sefahat içinde yüzüyor, keyif sürüyor.

Gemi filoları onlara, yaya kalmak size düşüyor.

Haksızlık yapmak onlara, buna razı olmak size öğütleniyor.

Bu kirli ve karanlık yönetime daha fazla tahammül edecek misiniz? (Hayır)

Erdoğan’ın sizin üzerinizden saltanat sürmesine daha fazla onay verecek misiniz? (Hayır)

Hayırsa, MHP’yle yürümek için evet diyecek misiniz? (Evet)

Kundaktaki yavrularımızın hakkını, haramzadelerin burnundan fitil fitil getirmek için bizim yanımızda duracak mısınız? (Evet)

Kur’anla aldatanlara hadlerini bildirecek misiniz? (Evet)

İşte milli iradenin gür sesi, işte Nevşehir’in yılmaz nefesi.

İşte helalin çığlığı, işte doğruluğun tercihi.

Allah hepinizden razı olsun. Yolumuz Nevşehir’in yoludur.

Bizimle Yürü Nevşehir.

 

Değerli Vatandaşlarım,

3 Mayıs’ta, Seçim Beyannamemizi Toplumsal Onarım ve Huzurlu Gelecek adıyla ilan ettik.

Ne mutlu bizlere ki, Türk milleti söz ve hedeflerimizi heyecanla karşılamıştır.

Beş ana projemizle milletimizin tüm sıkıntılarını çözmek için yola koyulduk.

Kararlıca diyorum ki, yoksullukla savaşacağız, yolsuzlukla ve terörle mücadele edeceğiz.

Devlet ve yönetim reformuyla çürümenin önüne geçeceğiz.

Ahlak ve kalitenin tesisiyle çöküşü engelleyeceğiz.

Üreten Ekonomi Programımızla sanayinin, işadamlarımızın, aç ve açıkta kalan milyonlarca masum vatandaşımızın sorunlarını gidereceğiz.

Ekonomi büyüyecek, insanımız refah ve zenginliğe ulaşacaktır.

Türkiye, MHP iktidarıyla, milli varlığına, tarihi misyonuna sahip çıkarak bugün içinde bulunduğu ataletten kurtulacaktır.

Ülkemizi 2023’de bölgesel güç ve küresel aktör, 2053’te de küresel güç mertebesine çıkaracağız.

Hedeflerimiz büyük, ülkülerimiz berrak ve herkesi kapsamaktadır.

Kaynaklarını hesaplayarak açıkladığımız plan ve projelerimiz bir yönüyle iktidar programıdır.

Emekli kardeşim biliyorum, sıkıntıdasın, geçinemiyorsun. Zor hayat şartlarına mahkumsun. Hatta karnını doyurmakta güçlük çekiyorsun.

Emeklilerimize sesleniyorum, Mart ayında 1400, Eylül ayında 1400 lira olmak üzere yılda toplam 2800 lira Emekli Destek Ödeneği almak için bizimle yürüyün.

Mazlumlar, mağdurlar, kimsesizler, yetimler, darda kalanlar; davetim sizlere, gelin bizimle yürüyün.

Emeklilerimizin banka promosyonu alabilmeleri, esnafın emekli aylığından kesilen sosyal güvenlik destek priminin kaldırılması için kararlı adımlarla yürüyoruz.

Şahit olun, takip edin, sözümüz sözdür:

Emekli aylıkları arasındaki eşitsizliği gidereceğiz, emekli aylığı hesabındaki refah payını mutlaka yükselteceğiz.

Kamu çalışanlarımıza çeşitli isimler altında ödenen tüm ek ödenekleri emekli aylıklarına aynen yansıtacağız.

Emeklilikte yaşa ve prim gün sayısına takılan vatandaşlarımızın mağduriyetlerini kökten gidereceğiz.

Asgari ücretle çalışan kardeşlerim, bunalımdasınız, sorun yaşıyorsunuz, zor hayat şartlarına direniyorsunuz. Bunun farkındayım.

Asgari ücreti net 1400 liraya çıkarmak, büyük şehirlerde her ay 100 lira şehir içi ulaşım desteği vermek, evi olmayan muhtaç ailelere 250 lira kira yardımı yapmak için hevesle yürüyoruz, siz de bize katılmaya hazır mısınız?

Büyükşehirlerimizde evi olmayan asgari ücretle geçinen kardeşimizin 1750 lira alabilmesi için bizimle yürümeye var mısınız?

Asgari ücretten vergi almayacağız, ücretlilerin asgari ücret kadar gelirini vergi dışı bırakacağız.

İmamsız ve müezzinsiz cami kalmaması için çalışacağız.

Köy ve mahalle muhtarları maaşlarının en az asgari ücret kadar yükselmesi, yani en az 1400 lira olması için gereğini yapacağız.

Köy ve mahalle ihtiyar heyetinde görev alan kardeşlerimin her ay 150 lira huzur hakkı alması için lazım gelen tedbirleri alacağız.

Elleri toprak kokan çiftçi kardeşim, Allah’ın izniyle yüzünü güldüreceğiz. Başta mazot, gübre ve yem olmak üzere temel girdileri ucuzlatacağız.

Allah’ın izniyle, Nevşehir’in desteğiyle; mazotta, gübrede, ilaçta, tohumda, yemde, fidede, ÖTV ve KDV’yi tamamen kaldırmak için biz yürüyoruz, bize katılmaya var mısınız?

Çiftçilerimiz, belinizi büken mazotu 1 lira 75 kuruşa çekeceğiz.

Tarımı canlandırmak, çiftçimizi, hayvan üreticimizi borçtan dertten kurtarmak için bizimle yürüyecek misiniz?

Hayvan üreticilerimizin yem ve kepek başta olmak üzere, kullandıkları girdilerdeki KDV’yi yüzde 1’e düşürmek için yürüyüşümüzü hızlandıracağız, bizimle olmaya var mısınız?

Orman köylüsünün mağduriyetini gidermek için, 2/B sorununu adil bir şekilde çözmek için hazırlıklıyız.

Canlı hayvan kaçakçılığını önlemek, et ve sütte garanti fiyat uygulamak için heyecanlıyız.

Esnaf ve sanatkar kardeşim, yeni işyeri açtıysan, meraklanma beş yıl süreyle gelir vergisinden seni muaf tutacağız.

İlave olarak, kendi adına ödediğin sigorta primlerinin yarısı beş yıl süreyle devlet tarafından karşılanacaktır.

Şoför esnafımız seni ihmal etmedik, aldığın yeni ticari araçtan 10 yıl kullanmak kaydıyla KDV ve ÖTV almayacağız. Hayırlı olsun.

Kamyon, otobüs, dolmuş ve taksi şoförlerimiz çalışma sürelerinizin her 4 yılı için bir yıl fiili hizmet zammı alacaksınız. Kutlu olsun.

Esnaf, Bağ-Kur emeklilerimizin aylıklarını iyileştireceğiz. Gerçek manada intibak düzenlemesini yapacağız. Emekli aylıkları arasındaki eşitsizlikleri gidereceğiz. Herkesin gözü aydın olsun.

Esnaf ve sanatkarımızın emekli aylığından sosyal güvenlik destek primi kesilmesine son vereceğiz.

Bizimle yürümeye söz veriyor musunuz?

İşsiz kardeşlerim üzülmeyin, Üreten Ekonomi Programımızla her yıl 700 bin insanımıza iş sağlayacağız, sorunlarınızı bitireceğiz.

Bizimle yürüyecek misiniz?

Yoksul kardeşim, 27 gün daha dayan, senin sorunlarını hepten bitireceğiz.

Bugüne kadar kim hangi ad altında, hangi tutar ve miktarda yardım alırsa alsın, anasının ak sütü gibi helali olan sosyal yardım ve desteklerden kesinlikle mahrum bırakılmayacaktır.

Ve de bu yardımlar refah artışı kapsamında artırılıp yüzleri güldüreceğiz.

Muhtaç durumda olan ailelerimizin en az bir ferdine iş vereceğiz. Uğurlu olsun.

İş sağlanana kadar, asgari ücretin yarısı kadar, yani 700 lira “Aile Desteği” adı altında ödeme yapacağız.

65 yaşını doldurmuş kardeşlerim, rahat olun, size ödenen aylığı 300 liraya çıkaracağız.

Yaşlısına bakmakla yükümlü ailelerimize sosyal bakım yardımını helalinden vereceğiz.

Kamuya ait atıl arazileri yoksullarımıza tahsis etmekle kalmayacak, istihdam oluşturmak amacıyla, büyük ya da küçükbaş hayvanları bedelsiz dağıtacağız.

Bizimle yürümeye söz veriyor musunuz?

Evi olmayan muhtaç ailelerimize sosyal konut sağlayacağız.

Veya 250 lira kira yardımı yapacağız.

İlköğretime ve ortaöğretime devam eden evlatlarımızın annelerine muhtaçlık durumlarını dikkate alarak en az 50 lira vereceğiz.

6 yaş altı bebek ve çocuklar ile hamile veya lohusa annelere şartlı sağlık yardımını artıracağız.

200 kilowatsaat elektrik tüketen ve ödeme gücü olmayan vatandaşlarımıza yüzde 75 indirim yapacağız. Hayırlı olmasını diliyorum.

Engelli kardeşim seni asla unutmayız.

18 yaşını doldurmuş ve başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyen engellilerimize 600 lira, 18 yaş altı engelli aylığını 400 liraya çıkaracağız.

Muhtaç durumdaki ailelere aylık temel ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri Harcama Kartları, yani Hilalkart uygulamasına geçeceğiz. Güle güle harcayınız.

Aylık almayan, annesi ya da babası veya her ikisi de vefat etmiş evlatlarımız, cebinize her ay 100 lira koyacağız.

Öğretmenlerimizin 3600 ek göstergeden istifade etmelerinin önünü açacağız.

Ek ders ile eğitim ve öğretim tazminatlarını yükselteceğiz.

Kadrosu olmadan çalışan öğretmenlerimizi kadroya almanın yanında, atanamayan öğretmen çilesine son vereceğiz.

Her öğrencimize, başarılı olmak kaydıyla, 10 bin liraya kadar yükseköğretim kuponu vereceğiz.

Üniversite sınavlarını kaldıracağız.

Yuva kuracak gençlerimize 10 bin lira tutarında, iki yıl vadeli, faizsiz kredi imkanı sağlayacağız.

Emniyet mensuplarımızın çalışma şartlarını ve özlük haklarını iyileştirecek, bu kapsamda polislerimizin ek göstergesini 3600’e çıkaracağız. Hayırlı, uğurlu olsun.

Astsubaylarımızın intibaklarını yapacak, haklarını verecek, uzman jandarma ve uzman erbaşların tüm mağduriyetlerini gidereceğiz.

Cemevi gerçeğini siyasi kaygılardan uzak bir şekilde kabul edecek ve devlet yardımının önünü açacağız.

Alevi inanç önderlerinin akademik seviyede eğitilmesi için İlahiyat Fakültelerinde “Tasavvuf İlimleri Bölümü” kuracağız.

Gelir dağılımındaki adaletsizliği gidereceğiz.

Devletin asli ve sürekli hizmetlerinde çalıştırılan taşeron işçilere kadro vereceğiz.

Köleliği andıran işçi çalıştırma düzenine son vereceğiz.

Kapatılan belde belediyeleri, özel idareleri ve köyleri yeniden kuracağız.

Siyasi ahlak yasasını çıkaracağız.

Kamuda sözleşmeli, geçici, 4/B’li, 4/C’li, vekil ve benzeri şekilde istihdam edilenlerin alayını kadrolu yapacağız.

Bölücülüğün ve terörün kökünü kazıyacak, milli birliğimizi ve kardeşliğimizi güçlendirecek yeni bir anayasayı milletimize hediye edeceğiz.

Biliniz ki başaracağız.

Temiz siyaset, dürüst yönetim için Bizimle Yürü Nevşehir.

Dik baş, tok karın, mutlu yarın için Bizimle Yürü Nevşehir.

7 Haziran’da MHP’ye oy verecek misiniz? (Evet)

7 Haziran’da vatana, millete ve geleceğinize sahip çıkacak mısınız? (Evet)

Genel seçimler, büyük milletimizi tıpkı asırlar öncesinde olduğu gibi lider ülke Türkiye ülküsüne götürecek yolun başlangıcı olacaktır.

Tek başına iktidarımız, Türkiye’nin yeniden ayağa kalkmasını sağlayacaktır.

Türkiye sizinle tarih yazacaktır.

İşte Nevşehir, her şeyin tanığıdır.

Rabbim hepinizden razı olsun.

Sizleri bir kez daha sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.

Hepinizi Cenab-ı Allah’a emanet ediyorum.

Siyaset Haberleri