AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Beşir Atalay, seçim kampanyalarının tek başına belirleyici olmadığını, bir partinin yürüttüğü seçim kampanyasının seçim sonucuna pozitif etkisinin en fazla yüzde 2 ile 5 arasında olduğunu, sonucu rasyonel seçmenin belirleyeceğini kaydetti.
HDP’nin barajı aşıp aşamayacağı konusunda şimdiden bir şey söylemek için erken olduğunu söyleyen Atalay, “Çünkü henüz kararsızlar tükenmedi. Dolayısıyla kararsızları biraz beklemek lazım” dedi.
Partinin seçim kampanyasını yürüten beyin takımında yer alan Medya ve Tanıtımdan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Atalay, “Üç dört firmaya kamuoyu yoklaması yaptırıyoruz. Bugünkü görüntü rahat bir AK Parti iktidarını gösteriyor” dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Atalay, Dünya Gazetesi'nin sorularını cevapladı.
► 8 Haziran sabahı ne öngörüyorsunuz, AK Parti tek başına iktidar olabilecek mi?
Elimizde kamuoyu yoklamaları var ama parti olarak sonuçlarını çok fazla açıklamıyoruz. Üç dört firmaya kamuoyu yoklaması yaptırıyoruz, onlardan da şartımız açıklamamaları şeklinde. Bugünkü görüntü rahat bir AK Parti iktidarını gösteriyor. CHP ve MHP’nin durumunda çok bir değişiklik yok. Onların zaten iktidar olmak gibi bir hedefleri de yok. En çok tartışılan parti HDP. Onu da göreceğiz. HDP’nin barajı aşması ya da aşmaması seçimin sonucuna etki edecek ama bir şey söylemek için biraz daha erken çünkü. Henüz kararsızlar tükenmedi. Dolayısıyla kararsızları biraz beklemek lazım.
►Anketlerin AK Parti’yi tek başına iktidar olarak gösterdiğini söylediniz. AK Parti Anayasa değişikliğini referanduma götürecek milletvekili sayısını yakalıyor mu?
Burada HDP’nin barajı aşıp aşmaması etkiler. Çünkü Doğu ve Güneydoğu’da HDP tek rakibimiz. HDP barajı geçse de geçmese de bizim hedefimiz tek başına AK Parti Hükümeti. Milletten talebimiz de anayasanın bu dönem değiştirilerek yeni anayasa yapmak. Zaten bütün partilerin de ortak gündemi yeni anayasa. Anayasaların mümkün olduğunca konsensusla yapılması da önemli.
►Kararsızlardan bahsettiniz. Önümüzdeki günlerde kararsızların tercihini belirlemesinde siyasi konuşmalar mı yoksa vatandaşın bütçesini doğrudan etkileyen pazardaki fiyatlar, piyasa mı etkili olur?
Seçim kampanyaları tek başına belirleyici değil. Bir partinin yürüttüğü kampanyanın seçim sonucuna pozitif etkisi en fazla yüzde 2 ile 5 arasında. Normalde de yüzde 2-3 oranında. Rasyonel seçmeni önemli görmek lazım. Türkiye’de tabii ideolojik siyaset fazla, şu anda da görüyoruz etnik siyaset, inanç siyaseti yapılıyor. Bir parti var ki orada etnik siyaset yine önemli, CHP ideolojik siyaseti ilk kez ikinci plana attı, biraz daha ekonomi önde. Biz zaten hayatı, hizmeti önemseyen bir partiyiz ve Türkiye’nin her kesimine hitap ediyoruz. AK Parti’nin iktidar oluşunda bunun payı çok büyük, her yerde varız ve her kesimden oy alıyoruz. Biz etnik ve ideolojik siyaset yapmayız, hizmet siyaseti bizim için önemlidir. Tabii ki ilkelerimiz var ama şemsiyeyi çok geniş tutmaya çalışırız. Bu manada baktığımızda öncelikle AK Parti’nin yaptıkları, geleceğe bakışı daha çok etkiliyor. Her partinin ideolojik katı kitlesi olsa da seçimin sonucunu genelde rasyonel seçmen belirler.
►Rasyonel seçmen neye göre karar verir?
Rasyonel seçmen olup bitene, ekonomiye, kendi planlarına, çocuklarının geleceğine, ülkenin gidişatına bakıyor ve bütün bunları birlikte değerlendiriyor. Seçim kampanyaları başlarken araştırmalardan da görürsünüz, biraz dağılma olur ama seçime doğru tekrar toparlanır, yani sandık yaklaştıkça herkesin irdelemesi ve daha rasyonel incelemesi artar. Onun için pazardaki fiyat etiketlerini, ailelerin bütçelerini yabana atmamak lazım. Seçmen macera istemez. 1950 seçiminden beri her seçimin seçmen davranışı ve geri planında neler var diye irdeliyoruz. Bizim milletimiz müthiş hesap eder, seçmenimizin çok derin bir irfanı ve önsezisi vardır. Her seçimin sonucunu da rasyonel seçmen belirler. Türkiye gibi ülkelerde bazen seçimlerde siyasi gerginlik, ideolojik seçmen tahriki olsa da ben giderek rasyonel seçmen oranının arttığına inanıyorum. Hizmeti, yapılanı, yapılacağı değerlendirerek oy verme eğilimi artıyor.