CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Çanakkale'de konuştu!CHP Çanakkale mitingi..Kılıçdaroğlu Çanakkale’de; “Ayrıştırmadan, bölmeden, böldürmeden, germeden barış içinde kardeşçe yaşayacağız”dedi.
“Yoksulluğu bitireceğiz dediler, 17 milyon yoksulumuz var. Yasakları bitireceğiz dediler. Neredeyse sokağa çıkmak yasak…”
Kılıçdaroğlu Çanakkale’de; “Ayrıştırmadan, bölmeden, böldürmeden, germeden barış içinde kardeşçe yaşayacağız”
-“Artık şikayetten bıktık. Artık düşünmek ve Türkiye’nin sorunlarını çözmek zamanıdır. Biz buna talibiz. Türkiye’nin sorunlarını, halkın sorunlarını eğer bir parti çözecekse o partinin adı CHP’dir. Yetkiyi verecek olan sizlersiniz. Yetkiyi verin Türkiye’yi 21.yüzyılın en görkemli ülkesi yapalım.
-“Eğer Ortadoğu’da akan Müslüman kanını durduracak bir parti varsa o partinin adı CHP’dir. Eğer AB’ye tam üyelik konusunda elinden gelen her çabayı gösterip bu ülkeye birinci sınıf demokrasiyi getirecek bir parti varsa o partinin adı CHP’dir.”
-“Bir; hiç kimsenin etnik kimliğini siyasete malzeme etmeyeceğiz. İki; hiç kimsenin inancını siyasete malzeme etmeyeceğiz. Bu ülkenin değerlerine saygılı olacağız. Üç; hiç kimsenin yaşam tarzını siyasete malzeme etmeyeceğiz. Bizim için insan değerlidir, bizim için insan Allah’ın yarattığı en değerli varlıktır ve bizim başımızın üstünde yeri vardır.”
-“Çanakkale şehitlerini, gazileri asla unutmadık ve unutmayacağız. Kurtuluş savaşımızın önsözü Çanakkale’de yazılmıştır. Kurtuluş savaşının liderleri, komutanları Çanakkale’den çıkmıştır. Çanakkale bu açıdan çok ama çok önemlidir.”
-“Çanakkale geçilmez dediler, evet Çanakkale geçilmez. Çanakkale’nin doğasına sahip çıkan bütün çevreci arkadaşlarıma selamlarımı saygılarımı gönderiyorum. Çanakkale’ye sahip çıktığınız gibi bizde Türkiye’ye, Türk milletine sahip çıkacağız. Hep beraber yüreklice sahip çıkacağız. Bu ülkeyi kimseye muhtaç yapmayacağız. Onurumuzla, gururumuzla yaşayacağız ve huzur içinde yaşayacağız”
-“Sizden bir tek isteğim var, tek isteğim. Sandığa giderken geçen seçimlerde CHP’ye oy vermemiş şu veya bu nedenle oy vermemiş bir vatandaşı beraber götürün ve ona şunu söyleyin. Türkiye’nin yeni bir başlangıca ihtiyacı var. Türkiye’nin huzura ihtiyacı var. Türkiye’nin geçinmeye ihtiyacı var. Türkiye’nin işsizliğe karşı durmaya ihtiyacı var. Türkiye’de esnafın kazanmaya ihtiyacı var deyin ve ikna edin ve onlarla beraber güle oynaya, omuz omuza sandığa gidin. 7 Haziran’da Altıok’un altına basacağınız her evet mührü güzel bir Türkiye’ye, yaşanacak bir Türkiye’ye merhaba olacaktır.”
-“Emekli kardeşlerim, İlk ramazan, ilk kurban bayramında birer maaş ikramiyenizi alacaksınız. Diyorlar ki, parayı nereden bulacaksın? Bu soruyu sormak bile başlı başına bir ayıptır. Adam geçinemiyor, perişan vaziyette. Hiçbirisinin gemisi, yatı katı, kaçak sarayı yok. Hiç kimse endişe etmesin parayı da bulacağız, emekliye de vereceğiz. Sen kaçak sarayına para bulurken iyi, Emekliye gelince para nerede diye soruyorsun.” Diyen Kılıçdaroğlu’nun büyük ilgi, sevgi gördüğü ve sık sık “Başbakan Kemal “ sloganlarının atıldığı Çanakkale mitinginde yaptığı konuşma şöyle ;
“8 Haziran’da yaşanacak bir Türkiye’yi inşa etmeye hazır mıyız? Size sözüm söz nasıl Çanakkale’de huzur içinde yaşıyorsanız Türkiye’nin bütün illerinde bütün vatandaşlarımız, yaşlı, genç, kadın, erkek herkesin huzur içinde yaşayacağı bir Türkiye sözü veriyorum.
Hiç kimseyi ayrıştırmadan, bölmeden, böldürmeden, germeden bu güzel ülkede hepimiz huzurda yaşayacağız, barış içinde yaşayacağız, kardeşçe yaşayacağız. Bu güzel ülkeyi yaşanacak bir Türkiye yapacağız. Bunun sözünü veriyorum.
13 yıldır iktidardalar. Seçmenler büyük bir kredi açtılar. Ne diye krediyi açtılar? Dediler ki, biz yoksulluğu bitireceğiz. 17 milyon yoksulumuz var. Biz yasakları bitireceğiz dediler. Neredeyse sokağa çıkmak yasak. Biz yolsuzluğu bitireceğiz dediler. Bitirdiler mi? Onlara 13 yıllık bir kredi açıldı. Ortaya çıkan tablo şu; 13.yılın sonunda 6 milyon 200 bin işsizimiz var. 17 milyon yoksulumuz var. İzledikleri dış politikanın sonucu olarak 2 milyon Suriyelimiz var. Onlara harcanan 5,5 milyar dolarımız var. Başka? Aylığı 1000 liranın altında olan 8 milyon emeklimiz var. Başka? Yatağa aç giren çocuklarımız var. Başka? Kadına yönelik şiddetin %1400 arttığı bir Türkiye var. Şimdi ben ne diyorum? Yaşanacak bir Türkiye için 7 Haziran’da yeni bir başlangıç yapmamız lazım. Bu ülkede herkes kazanmalı, işçisi kazanmalı, çiftçisi kazanmalı, esnafı kazanmalı, sanayicisi kazanmalı, emeklisi kazanmalı. Herkesin kazandığı ama hortumcuların kaybettiği bir Türkiye sözü veriyorum size.
Yaşanacak bir Türkiye’yi nasıl kuracağız? Yaşanacak bir Türkiye’yi herkesin huzur içinde yaşadığı bir Türkiye’yi nasıl kuracağız? İsterseniz önce emeklilerle başlayalım. Emekliler var mı aranızda? Şöyle bir el kaldırabilir mi? Maşallah fena sayılmaz. Emekliler var. Size bir söz verdiler emeklilerin durumunu düzelteceğiz diye. Ama ilk yaptıkları iş bir kanun çıkardılar. Dediler ki, emeklilere refahtan fay verilmez. Yani ikinci sınıf yurttaştır emekliler dediler. Herkes büyüyebilir, herkes kalkınabilir, herkes refahtan pay alabilir ama sadece emekliler alamaz. Biz ne diyoruz? Bu ülkede hiçbir yurttaşı ikinci sınıf vatandaş olarak görmeyeceğiz. Herkes bu ülkenin birinci sınıf vatandaşıdır diyoruz. Ve ilk söylediğimiz söz emeklilere Ramazan bayramında, kurban bayramında birer maaş ikramiye vereceğiz. Neden? Emekliye vefa borcumuz var. Emeklinin de bu ülkenin kalkınmasında alın teri, emeği var. Neden? Emeklinin çoluk çocuğu var, torunu var. Ben emeklilerden sadece şunu istiyorum. Hayır ve duanızı lütfen eksik etmeyin. Ben sizin için çalışacağım. Size vefa borcumuzun olduğunu söylüyorum. Bu ilk adım. İlk ramazan, ilk kurban bayramında birer maaş ikramiyenizi alacaksınız. Bana diyorlar ki, parayı nereden bulacaksın? Bu soruyu sormak bile başlı başına bir ayıptır. Zaten adam geçinemiyor, zaten perişan vaziyette. Hiçbirisinin gemisi yok, hiçbirisinin yatı katı yok, hiçbirisinin kaçak sarayı yok. Hiç kimse endişe etmesin parayı da bulacağız, emekliye de vereceğiz. Sen kaçak sarayına para bulurken biz sana sorduk mu parayı nereden buluyorsun diye. Emekliye gelince para nerede diye soruyorsun. Bu ülke zengin parası da var vereceğiz.
Bütün sorun şurada değerli arkadaşlarım. Bütçede toplanan parayı kimin için kullanacaksın ve ne için kullanacaksın? Sen kaçak saray için kullanıyorsun, ben emekli için kullanacağım. Bu kadar basit. Sen yandaşın için kullanıyorsun, ben emekli için kullanacağım. Sen hortumcular için kullanıyorsun ben emekli için kullanacağım. Niye para yok? Sana gelince para var, emekliye gelince para yok. Tabloyu ne yapacağız 8 Haziran’da? Tersine çevireceğiz. Bu ülkenin insanı için harcayacağız parayı. Sadece bu mu? Hayır. Diyelim bir esnaf. Esnaf kardeşlerim beni iyi dinlesinler. Bir esnaf 2 ay sigorta prim borcunu ödemedi diyelim, sıkıntısı oldu, para bulamadı, yatıramadı, hastalandı diyelim. Hastaneye gittiği zaman diyorlar ki bir dakika senin prim borcun var biz seni tedavi etmeyiz. Bu insanlıkla bağdaşır mı?
İki; hadi diyelim ki o prim borcunu yatırmadığı için ona bakmıyorsun. Eşi hastalandığı zaman ona da bakmam diyorsun. Yaşlı annesi, babası var bakmakla yükümlü olduğu zaman onlar hastalandığında onlara da bakmam diyor. Ne yapıyor? Mecburen gidip cebinden borç harç alıp tedavisini oluyor. Peki prim borcu bitiyor mu? Hayır. Onu veriyor icra dairesine faiziyle beraber parayı alıyor. Sen hizmet vermedin niye alıyorsun o parayı? Bundan da kurtaracağım esnafı hiç kimse endişe etmesin.
Üç; diyelim ki çalıştınız, priminizi yatırdınız zamanı geldi emekli oldunuz. Alıyorsunuz emekli aylığı 700 lira, 800 lira geçinemiyorsunuz. İşinize devam ediyorsunuz. Geçinmek istiyorum diyorsunuz, dükkanınızı kapatmıyorsunuz. Vay siz misiniz çalışan? Çalışanın emekli aylığından %15 sosyal güvenlik destek primi kesiliyor. Bunu da kaldıracağım. Cumhuriyet meydanından, Çanakkale’den sözüm söz bunu da kaldıracağım. Ne zamandan beri çalışmak cezalandırılıyor? Dünyada yok böyle bir uygulaması. Bunu da kaldıracağız. Yani bu ülkede refahı tabana yayacağız. Bu emekli sayfası.
Geçiyorum çiftçi sayfasına. İki Trakya büyüklüğünde alan son 13 yılın sonunda geldik ekilmiyor, çiftçi ekmiyor, ekemiyor. Ektik mi zarar ediyoruz diyor. Nasıl geçineceğim diyor. Girdi fiyatları çok pahalı, mazot desen pahalı, elektrik desen pahalı, gübre desen pahalı. Hepsi pahalı. Sattığım ürününde karşılığını alamıyorum. En iyisi ekmeyim diyor. Peki biz ne yapacağız? Sözüm söz dedim mazotu 1,5 lira yapacağım. Çiftçi kardeşim üzülmesin senin için mazotu 1,5 lira yapacağım.
Yine koro halinde bağırıyorlar nasıl yapacaksın biz zaten petrolü dışarıdan alıyoruz. Bende biliyorum dışarıdan alındığını, bende biliyorum Türkiye’ye geldiğini, rafineride mazotun üretildiğini bende biliyorum. Peki fiyatı ne? Petrol gelir, rafineride işler, rafineri sahibi karını koyar, benzin istasyonuna gönderir. Fiyatı nedir? Kar dahil 1 lira 21 kuruş. Biz çiftçiye kaçtan vereceğiz? 1,5 liradan. Zarar eden var mı? Zarar eden yok. Kimler zarar eder? Hortumcular zarar eder.
Parayı nereden bulacaksın diyorlar. Söyledim sen kendi çocuklarının gemilerine mazotu kaçtan veriyorsun? 1 lira 21’in bile altında. Biz birde kar koyuyoruz üstüne 1,5 liradan satıyoruz.
Bakın mazotu onlara verirken vergisiz veriyorsun. Hiçbirisi aldığı o mazotla tarlaya gidip çalışmıyor, sabahın köründe kalkmıyor, ürün ekmiyor, biçmiyor, üretmiyor. Ne yapıyor? Yatına biniyor geziyor. Ona veriyorsun. Köylüye gelince, çiftçiye gelince parayı nereden bulacaksın diyorsun. Kardeşim ben adam gibi çalışacağım çiftçiye de mazotu 1,5 liradan vereceğim. Efendim diyorlar ki, o zaman herkes gider mazot alır ben çiftçiyim der. Hiç kimse meraklanmasın çiftçi kayıt sistemi var. Hangi çiftçinin ne ektiği, kaç dönüm ektiği belli. O dönümün sürülmesi içinde, biçilmesi içinde kaç liralık mazot harcanacağı da belli. Hepsini biliyoruz. Hepsinin kuruşuna kadar hesabını yaptık. Sözüm söz mazotu çiftçiye 1,5 liradan vereceğim. Hiç çekinmeye, hiç korkmaya, hiç üzülmeye, onlar üzülecekler biliyorum gerek yok. Bu ülkede kim üretirse, kim alın teri dökerse, kim istihdam yaratırsa ona her türlü kolaylığı sağlayacağız.
Geliyorum taşeron işçilerine. Var mı içinizde taşeron işçisi bilmiyorum. Taşeron işçiliği şudur arkadaşlar bilmeyen vatandaşlarıma anlatayım. Diyelim ki bir iş yapacak devlet, gidiyor bir taşeron buluyor bana diyor şu işi yap ben sana para vereceğim. Yandaş olduğunu biliyorum. Buluyor kaç işçi çalıştırıyor? 100 işçi, 150 işçi, 300 işçi. Aslında kadrolu işçilerin yaptıkları işin aynısını yapıyorlar. Dedim ki, taşeronu kaldıracağız, hepsine kadro vereceğiz, hiçbir ayrım yapmayacağız, bütün vatandaşların iş güvencesi olacak, sendikalı olacaklar, toplu sözleşme hakları olacak, bir sorunumuzda olmayacak. Hemen gene koro halinde parayı nereden bulacaksın? Bu işin devlete yükü sıfır arkadaşlar. Zaten parayı devlet veriyor. Kime veriyor? Taşerona veriyor. Taşeron kime veriyor? İşçiye veriyor. Ben ne yapacağım? Aradan köle tüccarını, yani taşeronu kaldıracağım devlet doğrudan işçiye verecek. Bu kadar basit. Doğru mu? Sonuna kadar doğru. İnsanimi? Sonuna kadar insani. O çalışan işçilerin iş güvencesi olacak mı? Sonuna kadar iş güvenceleri olacak. Onlar bizim kardeşlerimiz. Hiçbir ayrım yapmayacağız. Bugün taşeronda çalışanlar CHP iktidarında hiçbir ayrım yapmadan, siyasi görüşleri sorulmadan. Çünkü bizim bir özelliğimiz var biz CHP’yiz. Biz kimsenin ekmeğiyle uğraşmayız. Kimseyi aç ve açıkta bırakmak istemeyiz. Biz ülkemizi de, insanımızı da seviyoruz. Onlara kadro hakkı vereceğiz onlarda bu ülkenin onurlu birer yurttaşı olarak yaşayacaklar.
Söyledim 17 milyon yoksul. Ne demek bu biliyor musunuz? Aylık geliri 200 liranın altında olan aileler demek. 3 milyon 750 bin hanede oturuyorlar bunlar. 21.yüzyılın Türkiye’sinden söz ediyoruz. 2015 yılından söz ediyoruz. Dünyanın en büyük 19. ekonomisine sahip olan bir Türkiye’den söz ediyoruz. 17 milyon yoksul. Yoksulluğu tarihe gömeceğiz. Size sözüm söz 4 yıl içinde söylüyorum Ankara’dakilerde duysunlar 4 yıl içinde Türkiye’de hiçbir aile çıkıp ben yoksulum demeyecektir. Aile sigortasını getireceğiz. 720 liranın altında, ev hanımları bunu iyi yazsınlar ve unutmasınlar. 720 liranın altında hiçbir ailenin geliri olmayacaktır. 500 liramı geliri var 220 lirasını devlet ödeyecek. 300 liramı geliri var? 720’ye devlet tamamlayacak. Hiç mi geliri yok? Aylık 720 lirayı verecek. Evde kadının banka hesabına yatacak bu. Kadın gidecek onurlu bir yurttaş gibi bankadan parasını çekecek çoluk çocuğun rızkını sağlayacak. Bu ülkede fakirliği bitireceğiz, bu ülkede yoksulluğu bitireceğiz, bu ülkede yoksulluk edebiyatı yapmaya da artık son vereceğiz. Benim inancımda, benim kitabımda, benim siyasi görüşümde, benim ahlakımda temel felsefe şudur sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. Sosyal devletin koruması altında olacak.
5 milyon vatandaş borç batağında. Kredi kartı borcu, tüketici kredisi borcu vatandaşı perişan etmiş vaziyette. 1 milyon 220 bin vatandaş taahhüdü ihlal etti diye mahkemeye verildi. Bunlardan 89 bini hapse girdi ve çıktı. 3 ay hapis yatıyorlar. 500 bine yakın vatandaş hapse girmek için sıra bekliyor. Poliste bunları yakalamıyor. Çünkü hepsini alacak hapishane yok Türkiye’de. Biz ne yapacağız? Diyorlar ya CHP ne yapacak? Cumhuriyet meydanından söylüyorum 520 bin vatandaşı hapisten kurtaracağız. Taahhüdü ihlal cezasını kaldıracağız. Ekonomik suça ekonomik ceza verilecek. Ve onların yüklendikleri, onlara fatura edilen faizlerinde en az %80’ini sileceğiz. Diyorlar ki, kaynağı nereden bulacaksın? Bunun devlete yükü yok arkadaşlar. Örnek veriyorum, bankaların bu şekliyle alacakları miktar 19 milyar lira. 19 milyar liralık alacaklarını varlık yönetim şirketine 2 milyar 800 milyon liraya satıyorlar. Varlık yönetim şirketi ne yapıyor? 19 milyarı 2 milyar 800 milyona aldı bir avukat ordusu tutuyor parayı tahsil edeceğim diye. Biz ne yapacağız? Varlık yönetim şirketine dur kardeşim diyeceğiz. Bankaya da diyeceğiz ki, sen 19 milyarlık alacağını 2 milyara satıyor musun? Satıyorum diyor. O zaman sil kardeşim bunu devlete sat, bana sat. Sil bunu. Vatandaş kalan borcunu 5 yıl içinde gelsin sana ödesin. Hiç kimseye yükü yok. Vatandaşta rahatlıyor.
Bizim çözümlerimiz sokaktaki vatandaşın, esnafın, çiftçinin, emeklinin, sanayicinin herkesin sorunlarına değinen çözümler üreten bir projedir bizim projemiz. Bizim seçim bildirgemiz bir hükümet programı gibidir. O nedenle size diyorum yeni bir başlangıç yapacağız, yeni bir sayfa açacağız. Artık şikayetten bıktık. Artık düşünmek ve Türkiye’nin sorunlarını çözmek zamanıdır. Biz buna talibiz. CHP olarak talibiz. Yetkiyi verecek olan sizlersiniz. Yetkiyi verin Türkiye’yi 21.yüzyılın en görkemli ülkesi yapalım.
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Türkiye’nin sorunlarını eğer bir parti çözecekse o partinin adı CHP’dir. Eğer halkın sorunlarını bir parti çözecekse o partinin adı CHP’dir. Eğer Türkiye’yi 21.yüzyılın onurlu bir ülkesi haline getirecekse o partinin adı CHP’dir. Eğer Ortadoğu’da akan Müslüman kanını durduracak bir parti varsa o partinin adı CHP’dir. Eğer AB’ye tam üyelik konusunda elinden gelen her çabayı gösterip bu ülkeye birinci sınıf demokrasiyi getirecek bir parti varsa o partinin adı CHP’dir. Şunun için söylüyorum. Bir; hiç kimsenin etnik kimliğini siyasete malzeme etmeyeceğiz. İki; hiç kimsenin inancını siyasete malzeme etmeyeceğiz. Bu ülkenin değerlerine saygılı olacağız. Üç; hiç kimsenin yaşam tarzını siyasete malzeme etmeyeceğiz. Bizim için insan değerlidir, bizim için insan Allah’ın yarattığı en değerli varlıktır ve bizim başımızın üstünde yeri vardır.
Havanın sıcak olduğunu biliyorum. Çanakkale’deyiz, tarihi bir kentteyiz. Burası gerçekten bizim için çok önemli bir kent. Tarihimiz için çok önemli bir kent. Çanakkale şehitlerini, gazileri asla unutmadık ve unutmayacağız. Kurtuluş savaşımızın önsözü Çanakkale’de yazılmıştır. Kurtuluş savaşının liderleri, komutanları Çanakkale’den çıkmıştır. Çanakkale bu açıdan çok ama çok önemlidir. Çanakkale’de size yaşanacak bir kenti sundular. Çanakkale’nin sokaklarında özgürce gezebilirsiniz. Belediye başkanlarımız size her türlü hizmeti verirler. Ama gönlümüz sadece Çanakkale değil, biz bütün Türkiye’de böyle olmasını istiyoruz. Hiçbir ayrım yapılmadan olmasını istiyoruz. Huzur içinde yaşamak istiyoruz, barış içinde yaşamak istiyoruz. İstiyoruz ki, her evde huzur olsun, istiyoruz ki, her evde tencere kaynasın. Çanakkale’de savaşanlar, şehit olanlar, gazi olanlar bize güzel bir Türkiye’yi bıraktılar. Bizde çocuklarımıza, torunlarımıza güzel bir Türkiye bırakmak zorundayız. Eğer onu yapamazsak görevimizi yapmamış oluruz.
13 yılda Türkiye’yi bu noktaya getirdiler. 13 yılda 17 milyon yoksul yarattılar. 13 yılda 6 milyon 200 bin işsiz yarattılar. 13 yılda hiçbir komşumuz kalmadı, bütün komşularla kavgalı hale geldik. Eğer Çanakkale’nin gereğini yapacaksak bize miras bırakılan Türkiye’yi 21.yüzyılın görkemli bir ülkesi yapacaksak 7 Haziran’da yeni bir başlangıç yapmak zorundayız. Gideceğiz 7 Haziran’da, sandığa gideceğiz.
Bakın, 6 okun altında ‘Gelin oy verin’ yazıyor. Sadece sizin oylarınız değil, ben Çanakkale Cumhuriyet meydanından 77 milyon yurttaşıma sesleniyorum. Biz güzel şeyler yapmak zorundayız. Biz huzurlu bir Türkiye’yi yeniden inşa etmek zorundayız. Biz birinci sınıf demokrasiyi bu ülkeye getirmek zorundayız. Biz yatağa aç giren çocukların ülkesi olmak istemiyoruz. Biz 17 milyon yoksulun olduğu bir Türkiye olmak istemiyoruz. Biz herkesin karnının doyduğu, herkesin huzur içinde yaşadığı, annelerin çocuklarını okula güler yüzle gönderdikleri bir Türkiye olmak istiyoruz. Bunun için bütün yurttaşlarıma sesleniyorum. 7 Haziran’da sandığa gideceğiz, yeni bir başlangıç yapalım. Esnaf kardeşim yeni bir başlangıç yapalım. Çiftçi kardeşim yeni bir başlangıç yapalım. Sanayici kardeşim yeni bir başlangıç yapalım. İşçi kardeşim yeni bir başlangıç yapalım. Taşeronda çalışan işçi kardeşim yeni bir başlangıç yapalım. Atama bekleyen öğretmen kardeşim yeni bir başlangıç yapalım. İşsiz kardeşim, 6 milyon 200 bin işsiz kardeşim yeni bir başlangıç yapalım.
Bakın, bugün gazetelerde var Rize’de Çaykur geçici işçi alıyor. Binlerce kişi başvurmuş. Binlerce kişi geçici çalışmak istiyor. 6 ay, veya 3 ay, veya 4 ay binlerce kişi. Bu tablo Türkiye’ye yakışan bir tablo değil. Bu tabloyu değiştireceğiz. Herkesin huzur içinde çalıştığı, ürettiği, gelir elde ettiği, rahat geçindiği bir Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz. Benim görevim çalışmak. Sizden bir tek isteğim var, tek isteğim. Sandığa giderken geçen seçimlerde CHP’ye oy vermemiş şu veya bu nedenle oy vermemiş bir vatandaşı beraber götürün ve ona şunu söyleyin. Türkiye’nin yeni bir başlangıca ihtiyacı var. Türkiye’nin huzura ihtiyacı var. Türkiye’nin geçinmeye ihtiyacı var. Türkiye’nin işsizliğe karşı durmaya ihtiyacı var. Türkiye’de esnafın kazanmaya ihtiyacı var deyin ve ikna edin ve onlarla beraber güle oynaya, omuz omuza sandığa gidin. Yeni bir başlangıç yapalım güzel Türkiye’yi, yaşanacak Türkiye’yi yeniden inşa edelim. Emin olun 7 Haziran’da altıokun altına basacağınız her evet mührü güzel bir Türkiye’ye, yaşanacak bir Türkiye’ye merhaba olacaktır. Bundan emin olmanızı istiyoruz.
Size en içten selamlarımı, saygılarımı gönderiyorum. Sağ olun, var olun diyorum. Çanakkale geçilmez dediler evet Çanakkale geçilmez. Çanakkale’nin doğasına sahip çıkan bütün çevreci arkadaşlarıma selamlarımı saygılarımı gönderiyorum. Çanakkale’ye sahip çıktığınız gibi bizde Türkiye’ye, Türk milletine sahip çıkacağız. Hep beraber yüreklice sahip çıkacağız. Bu ülkeyi kimseye muhtaç yapmayacağız. Onurumuzla, gururumuzla yaşayacağız ve huzur içinde yaşayacağız, barış içinde yaşayacağız.
Bu dileklerle hepinize en içten selamlar, saygılar sunuyorum. Sağ olun, var olun diyorum.