Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Yıldırım, Elektronik Belge Yönetim Sistemleri (EBYS) Zirvesi’ne katıldı. ATO Congresium’da gerçekleştirilen zirvede konuşan Bakan Yıldırım, merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Türkiye’yi dönüştüren bir lider olduğuna dikkat çekerek, “Sayısal santral iletişiminde ilk hamleler onun zamanında başladı. Özal, bilgisayarı eline alarak, bilgi toplumu olmanın bir ülkenin kalkınması için ne kadar elzem olduğunu kendisi bizzat ortaya koydu. 90’lı yıllar, ülkenin kan kaybettiği yıllar. Maalesef bilişimde, bilgi iletişim teknolojilerinde dünyanın yakaladığı ivmeyi biz yakalayamadık, kuralları koyamadık, cep telefonu hayatımıza girmeye başladı ancak düzenlemesi yoktu.
90’lı yılların sonunda cep telefonları, internet yavaş yavaş günlük hayatımızda daha fazla yer almaya başladı. 2001 yılında Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri, ilk defa Avrupa Eylem Projesi’ne katılma kararı aldılar. Biz göreve gelir gelmez ilk yaptığımız iş E-Dönüşüm Türkiye Projesi olmuştur. E-Dönüşüm Türkiye, Türkiye’nin, ülkemizin ve milletimizin bilgi toplumuna dönüşümünün başladığı bir süreçtir. Bu sürecin bugün BelgeNet’e gelinceye kadar en az 8-10 tane yasal düzenleme var. Elektronik imzadan tutun da elektronik posta servisine, elektronik haberleşme kanununa varıncaya kadar birçok düzenlemeyi yaptık ve 2008’in sonunda e-Devlet’i kurduk. E-Devlet kağıttan, bürokrasiden tuşa geçiş dönemidir. 10 bin sayfa için 50 tane ağaç gidiyor. Bugün yılda 2 milyondan fazla belge üreten kurumlar var” diye konuştu.
SİBER TEHDİT
Arşivlerde yer kalmadığını ancak bugün bir çipin içine artık milyarlarca arşivin konulabildiğini belirten Yıldırım, “Bu da siber güvenlik tehdidini getiriyor. Hayatımız kolaylaşıyor ama her ilacın faydası olduğu gibi yan etkisi de var. 2012 yılında siber güvenlik konusunda dünyada 9 ülke içinde bunun farkındalığını ortaya koyan ülkelerden biri Türkiye’dir. Şu salonda bulunan arkadaşlarımızdan bazılarının bilgisayarı köleleştirilmiş olabilir. Siz farkına varamazsınız. Bilgisayarı siz yönettiğinizi sanırsınız. Halbuki bir başkasının boyunduruğu altına girmiştir ve bir başkasının verdiği talimatları yapar. Bu şekilde dünyada 2 milyonun üzerinde köleleştirilmiş bilgisayar var. Bunların amacı siber suçları aracı olarak kullanmaktır. Bilgi toplumu hedeflerinde iyi gidiyoruz. 48 milyondan fazla vatandaşımız şuanda internet kullanıcısı haline geldi. Bunun yüzde 70’i mobil iletişim ile interneti kullanıyor.
E-Devlet uygulamasında 27.5 milyonu geçtik ve bin 500’e yakın hizmet kalemleri artık tek kapıdan elektronik ortamda alınabiliyor. Kurumlar süratle dijital arşiv sistemine geçiyor. İyi kullanıldığı zaman yaşam kalitemizi arttırıyor, ülkemizin gelişmişlik düzeyini arttırıyor ama zararlı kullandığımız zaman Türkiye siber suçlarda da dünya ortalamasının ön sıralarında, siber saldırıların yapıldığı 8. ülke konumundayız. Bu gerçek değil. Çünkü, Türkiye’deki köleleştirilmiş bilgisayar sayısının oldukça fazla olduğunu düşünüyoruz. Bu konuda da bakanlığımız ciddi bir çalışma başlattı. İşletim sistemlerini sağlayan dünyanın bilinen firmalarıyla ciddi bir çalışma başlattık. Ülkemizde köleleştirilmiş, çalınmış bilgisayarları tespit edip gerekli işlemleri yapacağız. Vatandaşlarımızın mağdur olmasının önüne geçeceğiz” ifadelerini kullandı.
“SAVUNMA SANAYİNDE BAZI ÜRÜNLERİMİZE KISITLAMA GELİYOR”
Bilgi toplumu hedeflerinde Türkiye’nin henüz yolun başında olduğuna dikkat çeken Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gidecek çok yolumuz var. Türksat’ın en önemli hizmetlerinden biri e-Devlet ve milli yazılımdır. Yazılım sizin olmazsa, donanım sizin olmazsa iş sizin elinizde değil. İstediğiniz emniyet tedbirini alın, bir tuzak kurar ve beklemediğiniz günde ortaya çıkarak bütün varınızı yoğunuzu perişan eder. Yerli yazılım çok önemli. Yerli yazılımda iyi durumda değiliz ama iyi bir yönümüz var; çok yetkin, çok hızlı gelişen genç bir nüfusumuz var. Bilişime çok kolay uyum sağlayan genç bir nüfusumuz var. O yüzden başkalarının petrolü olabilir, altını olabilir, doğal zenginlikleri olabilir ama bizim bitmeyen, tükenmeyen bir zenginliğimiz var, o da insan kaynağımız, akıl terimiz ve alın terimiz.
Akıl terine yatırım yapmaya devam edeceğiz. Şimdi yerli uydumuzu yapıyoruz. Türksat siparişi verdi. İlk deneme. Olur mu olmaz mı herkes kuyruk olmuş kapımızda. Biz yapalım ne macera arıyorsunuz deniyor. Yaparızın sonu ne. Yarın bir gün yapmıyorum dediğiniz zaman ne yapacağız. Biz bunu Kıbrıs’ta yaşadık, şimdi de yaşıyoruz. Bazı konularda savunma sanayinde bazı ürünlerimize kısıtlama geliyor. Bu da bizim hareket kabiliyetimizi, operasyonel kabiliyetimizi azaltıyor. Türkiye bölgede önemli ülkedir. Türkiye’nin güçlü olması lazım ve operasyonel kabiliyetini arttırdığı müddetçe Türkiye güçlü olur. Bunun yolu da insana daha çok yatırım, araştırma-geliştirmeye daha çok yatırım, genç kuşakların bilgi iletişim sektöründe istihdamı çok önemlidir.”
“YOLLARIN KRALI OLMAZ, YOLLARIN KURALI OLUR”
Türkiye’nin iletişim hızında dünyada bir numara olduğunu söyleyen Yıldırım, “Amerika’ya da gittim, Avrupa’ya da gittim. Cep telefonuyla doğru dürüst görüşülemiyor. Alt yapı var ama onlar önce başladıkları için alt yapıları demode oldu. Biz bir adım öndeyiz. Diğer yandan da bizim trafiğimiz onlar kadar değil. Bu bizi yanıltmasın. Akıl yollarının sayısını arttırmamız lazım. Sadece bölünmüş yol yapmak yetmiyor. Trafikte, ulaşımda hız felakettir, bilişimde hız berekettir. Bilişimde ne kadar hızlı giderseniz gidin hiçbir engel yok. Yolların kralı olmaz yolların kuralı olur” dedi.