Bakan Ala, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde CHP’nin kendisi hakkında verdiği gensorunun gündeme alınıp alınmaması görüşmelerine katıldı. Ala, yaptığı konuşmada, terör örgütü DAEŞ’e yönelik yapılan mücadeleden bahsetti. DAEŞ ile mücadelede uluslararası devletlerle işbirliği yaptıklarını söyleyen Ala, “128 ülkeden 41 bin 27 yabacıya giriş yasağı koymuşuz. 96 ülkeden 3 bin 392 yabancı sınır dışı edilmiştir. DAEŞ’e yönelik olarak bugüne kadar 4 bin 734 kişi gözaltına alınmıştır. Bunlar uluslararası örgütlerde de kayıtlıdır. Bunlardan bin 77’si yabancıdır. 514’ü yabancı olmak üzere bin 416 kişi tutuklanmıştır. Bunların bin 80 kişisi 2016 yılındadır” dedi.
“TERÖRSÜZ ÜLKE DEVRALDIYSAK OLAĞANÜSTÜ HAL NİYE VARDI?
Bakan Ala, Türkiye’nin terör sorunuyla 35 yıldır mücadele ettiğini belirterek, 1980’li ve 1990’lı yıllarda uygulamaları hatırlattı. Ala, iktidarı devraldıklarında Türkiye’de olağanüstü hâl olduğunu söyleyerek, “Bazı iddialar oluyor ya ‘Terörsüz ülke devraldınız’. Terörsüz ülke devraldıysak olağanüstü hal niye vardı? Bu kadarlık bir muhakemeyi takdirlerinize sunuyorum. Sistematik ve yapısal dönüşümler ve reformlar yapılmadığı için bu dönemlerde kalıcı sonuçlar alınamamıştır. Bu dönemde, siyasi inisiyatif alınamamış, siyasi tanımlama yapılamamış, siyaset tamamen devre dışı kalmıştır; politika geliştirilememiş, meselenin çözümü sadece güvenlikçi politikalara emanet edilmiş, sorunu çözmek için herhangi bir siyasi, sosyal proje üretilememiştir” ifadelerini kullandı.
“35 YILDIR KANGREN OLMUŞ PROBLEMİ ÇÖZMEK İÇİN İNİSİYATİF ALDIK”
AK Parti iktidara 2002 yılında iktidar geldiğinde, 35 yıldır kangren olmuş problemi çözmek için inisiyatif aldığını kaydeden Ala, “Daha önceden sadece güvenlikçi anlayışlara, politikalara hasredilmiş terör sorunu siyasal, sosyal, ekonomik, kültürel birçok yönüyle ele alınmış ve çok ciddi reformlar gerçekleştirilmiştir. Demokrasi bu dönemde geliştirilmiş, demokratik adımlar ne pahasına olursa olsun, bütün ön kesme çabalarına rağmen duraksamaksızın yapılmıştır. Çünkü biz biliyoruz ki demokrasi ile terör arasında şöyle bir ilişki vardır: Bir ülkede demokrasi geliştikçe, kurumsallaştıkça, teröre olan toplumsal destek azalır ve bu olmuştur. Bugün orada AK Parti vardır ve birinci partidir. Bunun nedeni, bizim insana dokunan, insanı yüreğinden yakalayan, insana insan olduğu için kıymet veren anlayışımızdır” şeklinde konuştu.
“Terör sorununu ülkemizin gündeminden çıkarmak için ileri demokrasi hedefini, AB uyum sürecini, demokratik reformları, entegre ve çok boyutlu politikaları biz gerçekleştirdik” diyen Ala şunları kaydetti:
“2002 Kasım ayında, evet, biz iktidara geldik ama olağanüstü hâl uygulaması vardı ve son verdik. Daha gelir gelmez ilk icraatlardan birisi, olağanüstü hâl uygulamasına son vermek oldu. Bölgesel geri kalmışlık, ilgisizlik, ayrımcılık ve dışlayıcılığa neden olan etkenleri tespit ederek bu problemleri çözecek proje ve reformları hayata geçirdik. Bunun sonucu olarak da bölgede ekonomi canlandı, yatırımlar artmaya başladı.”
“ANLAMSIZ YASAKLARI KALDIRDIK”
AK Parti’nin vatandaşlara yapılan yanlışlığı gidermek için 3.5 milyar lira para verdiklerini ifade eden Ala, Valiliklere vatandaşın mağduriyetini gidermek için bütçe ayırdıklarını söyledi. Ala, “Vatandaşımızın önündeki, inanç ve kimliklerinden kaynaklı anlamsız yasakları kaldırdık. O bölgede insanların dindar olduğu bütün her tarafta bilinir. Yani bu, çok dile getirilmiyor. 28 Şubat sürecinde ortaya konan, inançlarımızın önündeki baskıların orada oluşturduğu travmalar, çok fazla dile getirilmiyor ama çok önemlidir. Çünkü, o vatandaşlarımız orada dindar insanlardır ve dinlerini yaşamanın, inançlarını gerçekleştirmenin önündeki her türlü yasağa şiddetle tepki göstermişlerdir. Bunu da AK Parti kaldırdı. Tabii, vatandaşlarımızın verdikleri oylarla, yaptıkları desteklerle, verdikleri siyasi iradeyle bu gerçekleştirildi” diye konuştu.