Yozgat’ta seçim çalışmalarını sürdüren Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Bozdağ, Münbiç ile ilgili sorular üzerine ABD ve Türk birliklerinin bağımsız devriyeye başladığını söyledi. Bozdağ, “Şuanda ABD birlikleri ve Türk birlikleri Münbiç’in içinde bağımsız devriyeye başladılar. Yani Münbiç’e girilmiş durumda ve bağımsız devriyeye başladı ve şimdi adım adım içeriye doğru girilip, karma devriyeye başlanılarak o bölgedeki PYD ve YPG’li teröristlerin, bölgeyi terk edip terk etmedikleri, hem bizim askerlerimiz hem ABD askerleri tarafından takip edilecek, kontrol edilecek. Bölgenin tamamen temizlenmesinden sonra da o bölgedeki tüm işler aramızdaki mutabakat çerçevesinde devam edecektir. Bir yandan bölgeyi teröristlerden arındırmak için çalışma yürütülürken öte yandan da eş zamanlı teröristlerin bölgeden uzaklaştırılmasından sonra bölgenin yönetimi ve güveliği gibi konuları da eş zamanlı bir şekilde çalışılmakta ve çözüme kavuşturulmaktadır. Münbiç’te diplomatik çalışmalarımızın netice vermesi, Türkiye’nin sadece arazide değil masada da güçlü olduğunu ve netice aldığını göstermektedir. Biz silahlı bir çözümü son çare olarak yapıyoruz. Arzu ettiğimiz bir çözüm değil ama Türkiye mecbur kaldığında Fırat Kalkanında ve Zeytin Dalı harekatında olduğu gibi bu adamı atmakta da tereddüt etmedi. Ama diplomatik yollarla sorunlara çözüm bulunması bizim her zaman tercihimiz olmuştur şu anda diplomatik bir çözümü adım adın hayata geçiriyoruz" dedi.
“90 GÜN İÇİNDE BİTMESİ PLANLANIYOR”
Bozdağ, Münbiç operasyonunun 90 gün içerisinde tamamlanmasının planlandığını belirterek, “Münbiç ile ilgili elimizde bir takvim var. Ne kadar süre içerisinde çıkartılacaklarına dair, bir hafta içerisinde ne olacak, iki hafta içerisinde ne olacağı, bir ay içinde olacağı şeklinde. 90 günlük bir takvim var. Şuanda hem Türk askeri birlikleri hem ABD askeri birlikleri Münbiç’te bağımsız şekilde devriye gezmeye başladılar. Bu ayrı ayrı devriye gezme olayı belli bir kademeden sonra birlikte bölgede devriye gezmeye dönecek ve o bölgede ki YPG’li PYD’li teröristlerin bölgeden ayrılmasını birlikte kontrol edecekler. Alan temizlendikten sonra da orada yeni bir düzen kurulacaktır. Bu düzenin kurulması ile ilgili çalışmalarda şu anda devam ediyor. Bir Güvenlik gücü oluşturulacak orada. Bu güvenlik gücünün kimlerden oluşacağına Türkiye ve ABD birlikte karar verecek. Karşılıklı itiraz ve onaylar olabilir ama orada yeni bir güvenlik birimi oluşturulacaktır. Münbiç’in yönetiminin nasıl olacağı yönünde de teknik çalışmalar devam ediyor. Oda varılan mutabakat çerçevesinde yerel halka bırakılacak ama yerel halktan yönetimde kimlerin yer alacağına yine ABD ve Türkiye birlikte karar verecektir. Çalışmalar eş zamanlı yürüyor. Bu çalışmaları en kısa sürede neticelendirmeyi hedefliyoruz. En geç 90 gün içerisinde bitmesi planlanmaktadır” dedi.
“MUTABAKAT SÜRECEK”
ABD ile yapılan mutabakatın Münbiç ile sınırlı kalmayacağını kaydeden Bozdağ, “Bu mutabakat sadece Münbiç ile ilgili bir mutabakat değildir. Bu mutabakatın içerisinde ileriye dönük Türkiye ve ABD arasında DAEŞ’ten temizlenen bütün yerlerde ortak çalışma ve çözüm önerileri arama iradesi de var. Bunun anlamı şu; DAEŞ’ten temizlenen yerler neresidir. Fırat’ın Doğusu da öyle, Rakka’da öyle, diğer yerler de öyle. Dolayısı iye bundan sonra Türkiye ve ABD’de DAEŞ’ten temizlenen Fırat’ın doğusu dahil diğer yerlerde de birlikte çalışma kararıdır bu. Bununla ilgili yeni adımlarda atılacaktır. Bu bir nevi Fırat’ın Doğusu için Münbiç’te ki çalışmalar bir model olacaktır. Biz Münbiç’ de modelin Fırat’ın Doğusu için de uygulanabileceğini düşünüyoruz. Bunun için de iki ülke yetkilileri teknik çalışmalarını devam ettiriyor. Şuan altını çizmekte fayda var. Türkiye sadece Münbiç’te nenice aldı diğer yerleri ABD’nin istediği doğrultusunda terk etti şeklinde bir değerlendirme kesinlikle doğru değildir. Böyle bir şey söz konusu olamaz. Türkiye ne dediyse aynı şekilde hareket ediyor. Fırat’ın Doğusu da teröristlerden temizleninceye kadar Türkiye’nin bu bölgedeki mücadelesi devam edecektir. Şu anda ABD ile vardığımız mutabakat çerçevesinde Münbiç’te oluşturduğumuz çözümün Fırat’ın Doğusu içinde bir önek olabileceğine inanıyoruz. Bu mutabakatın içerisinde DAEŞ’ten arındırılmış her yerde ABD ve Türkiye’nin TSK ile ABD silahlı kuvvetlerinin iş birliğini ön görüyor. Bu doğal olarak Fırat’ın Doğusunu da kapsamaktadır” şeklinde konuştu.
“ONU KARGALARA SORMAK LAZIM”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katıldığı bir radyo programında başörtüsü sorununu kendisinin çözdüğü sözlerinin hatırlatılması üzerine Bozdağ, "Onu kargalara sormak lazım. Herhalde kargalar epey gülüyordur. Çünkü bu ülkede başörtüsü zulmünün baş mimarının CHP zihniyetiyle bu zihniyete sahip siyasiler, yargı görevlileri ve üniversitelerdeki görevlilerin olduğunu herkes biliyor yani Türkiye’deki başörtüsü zulmünü 28 Şubat’ta ve ondan önceki dönemde körükleyen kimdi? Hatırlarsanız fazla geriye gitmeden 2007’de ’Eşi başörtülü birisi bu ülkede Cumhurbaşkanı olamaz’ diye bas bas bağıran kimdi? Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarıydı. Onlar engellemek için uğraştılar. 27 Nisan e-bildirisi eşi başörtülü birisi bu ülkede cumhurbaşkanı seçilmesin diye verilmiş bir bildiridir. Biz onu yırtıp çöpe attık ama CHP o bildiriye büyük destek verdi. Hatırlasanız 2008’de biz üniversitelerdeki başörtüsü sorununu çözmek için MHP ile bir antlaşma yaptık anayasanın 10 ve 42’nci maddelerini değiştirdik ve bunu Anayasa Mahkemesi’ne götürüp rejimi temellerinden yok ediyorsunuz, laiklik ilkesini yok ediyorsunuz, hukuk devletini yok ediyorsunuz deyip Anayasa Mahkemesi’ne iptal ettirten yine Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Biz bunları unutmadık. Bunlar daha dün oldu. Cumhuriyet Halk Partisi ne zaman bunlar ’evet’ demiş. Baktığınızda yapacağı bir şey kalmadı. Biz kamuda ondan önce mecliste başörtü sorununu çözdük. Mecliste başörtü sorununu çözdüğümüzde CHP itiraz edebilir mi? Etmedi doğru ama edecek gücü var mıydı? Yoktu dün her şeye itiraz ettiler, mahkeme mahkeme taşıdılar. Ama netice alamadılar. AK Parti’nin gücü, kararlılığı ve iradesi karşısında ve milletimizin başörtüsü zulmüne koyduğu tavır karşısında CHP ne yaptı sesini çıkaramaz hale geldi. Ama bazı vekilleri bazı kişiler Danıştay’a gidip bizim yönetmeliğin iptali için itiraz da bulundular. Şuanda eğer üniversitelerde, yargıda, mecliste, kamuda başörtüsü hürriyeti varsa herkes dilediği kıyafeti giyiyorsa bu Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve onun liderliğindeki AK Parti kadroları sayesindedir. Cumhurbaşkanımız olmasaydı, AK Parti olmasaydı ne meclis bir başörtülü hanımefendi olurdu, ne üniversitelerde başörtülüler okuyabilirdi ne de yargıda, kamuda başörtülü bir vatan evladı çalışma fırsatı bulabilirdi. Bunların hiçbiri olmazdı. Biz bunların hepsini hayata geçirdik" dedi.
"CHP’NİN KÖHNEMİŞ ZİHNİYETİNİ DEĞİŞTİRDİK"
AK Parti’nin yaptığı işlere Cumhuriyet Halk Partisi’nin sahip çıktığını ifade eden Bozdağ, "Siz yaptıysanız 90’lı yıllarda yapmadınız. O zaman iktidardınız. Niye 28 Şubat döneminde yapmadınız, neden 2008’de biz anayasayı değiştirdiğimizde Anayasa Mahkemesi’ne gittiniz, ’devlet yıkılıyor’ dediniz, ’rejim gidiyor’ dediniz. Bunların hepsi laf ola, biri gele milleti aldatmaya dönük şeylerdir. Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye’deki başörtüsü zulmünün altında mührü olan partidir. Bu kadar öğrencinin bu kadar ailenin geleceğini karartmıştır. O karanlığı aydınlığa çeviren AK Parti’dir ama şimdi başörtüsünü savunur hale gelmelerini önemsiyoruz. Çünkü AK Parti’nin değiştirme gücü var. Daha önce de ifade ettim. Bugün başörtüsünü savunabilir hale geldiyse emin olun Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti sayesindedir. CHP’nin bu köhnemiş zihniyetinin değiştirebildiğimiz için de biz kendimizi daha başarılı sayıyoruz" diye konuştu.