Çocuk gelinler, okula gönderilmeyen kız çocukları, iş hayatına 1-0 yenik başlayan ve çalışma hayatındaki bu eşitsizliği hayatı boyunca yaşayacak olan genç kızlar ve Türkiye'nin kanayan yarası, kadın cinayetleri... Görüldüğü gibi çocuk yaştan itibaren başlayan bu haksızlıklar, eğitimden, iş yaşamına, siyasetten sosyal hayata kadar kadınların peşini bırakmıyor.
Bugün birçok ülkede, kadınların en büyük sorunu erkekler tarafından uğradığı fiziksel ve psikolojik şiddet… Yaşam hakkını korumak isteyen kadınların diğer sorunları da eşit eğitim ve iş olanağı olarak sayılabilir. Bütün bu sorunlar ışığında bugünün dünyadaki tüm kadınlara atfedilmesi boşuna değil.
8 Mart, Dünya Kadınlar Günü ya da Dünya Emekçi Kadınlar Günü adıyla kutlanıyor. 1977’de bu günün Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanması ise tarihe kanlı bir gün olarak geçen bir olaya dayanıyor.
NEDEN 8 MART?
8 Mart 1857 yılında, ABD’nin New York eyaletinde bir fabrikada yaşananlar, bugünün Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasına neden oldu. O gün onbinlerce kadın işçi daha iyi çalışma koşulları için grev başlattı. Greve polisin yaptığı müdahale ve çıkan yangın olayların kanlı bitmesine neden oldu 123 kadın can verdi.
26 – 27 Ağustos 1910 tarihinde, Danimarka’nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında, (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 1857 yılında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart’ın “Internationaler Frauentag” (International Women’s Day – Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ise 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılmasını kabul etti.
TÜRKİYE’DE 8 MART KUTLAMALARI
1921 yılında Türkiye’deki ilk 8 Mart Dünya Emekçiler Günü olarak kutlama yapıldı. 1975’ten sonra daha çok yaygınlaşan kutlamalar, 1980 darbesinde sekteye uğradı ve dört yıl boyunca yapılamadı. Bu tarihten sonra kadın örgütlerin devreye girmesiyle Dünya Emekçi Kadınlar Günü bugün de kutlanmaya devam ediyor.
KADINA TANINAN SİYASİ HAKLAR
Kadınlar, 1930 yılında belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı elde ederken, muhtarlık seçimlerinde ilk kez 1933 yılında yer buldu. Türkiye’de kadınlara millet vekili seçme ve seçilme hakkının ilk verildiği tarih ise 1934…
BUGÜN SİYASETTE KADIN
Kadınlarına bu hakları birçok ülkeye göre daha erken veren Türkiye’de, bugün sadece 1 kadın bakan, 2 de kadın vali var. Mecliste ise AK Parti’den 33, CHP’den 20, HDP’den 22, MHP’den 3 ve bağımsız 1 kadın vekil bulunmaktadır.
EĞİTİMDE KADIN
Türkiye’de nüfusun neredeyse yarısını kadınlar oluşturuyor. Ancak cinsiyet eşitliği açısından dünya sıralamasında son sıralarda olan ülkemizde, TÜİK verilerine göre okuma yazması olmayan kadınların sayısı erkeklerden 5 kat daha fazla. Belli bölgelerde kız çocuklarının okula gitme oranı yüzde 50’lere kadar düşerken, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması'na göre Türkiye genelinde kadınların yüzde 32'si okula devam etmesinin engellendiğini belirtiyor. Bu durumun en önemli sebebi ise babalar…
KIZ ÖĞRENCİLER GEÇEN SENE REKOR KIRDI
Bütün bu orana rağmen geçtiğimiz sene kız öğrenciler YGS’de rekor kırdı. YGS istatistik bilgilerine göre, sınavda 150 ve üzerinde puan alan kızların oranı yüzde 91,76 olurken, 180 ve üzeri puan alan kızların oranı yüzde 79,90 olarak gerçekleşti. YGS’ye katılan erkek aday oranı yüzde % 53,34 olarak kayıtlara geçti. Bunlardan 150 ve üzerinde puan alanların oranı yüzde 86,24 olurken, 180 ve üzerinde puan alanların oranı ise yüzde 71,83 ‘de kaldı.
Ayrıca DNR’ın yaptığı araştırmaya göre ise kadınlar erkeklerden daha çok kitap okuyor. Burada satılan kitapların yüzde 64’ünü kadınlar, yüzde 36’sını ise erkekler alıyor.
ÇALIŞMA HAYATI
Türkiye’de hemen her alanda bir kadın çalışan görmek mümkün. Ancak kadının üretimdeki bu önemi kazançlarına yansımıyor ve zaten çalışma hayatındaki oranları erkeklerin yarısı kadar. Üstelik bir de aynı işi yapan kadın ve erkek aynı parayı da kazanmıyor. Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 2014 sonuçlarına göre, üniversite mezunu bir kadın çalışan aynı düzeydeki bir erkek çalışandan yıllık olarak yüzde 1,3 oranında daha az kazanıyor. Ayrıca eğitim seviyesi düştükçe bu fark daha da artıyor.
KADIN CİNAYETLERİ VE ÇOCUK GELİNLER
TÜİK verileri 2015 yılında, Türkiye’deki evliliklerin yüzde 5,2’sinin çocuk gelinler olduğunu belirtirken Umut Vakfı’nın sunduğu kadın cinayetlerine yönelik ortaya koyduğu istatistiki rakamlar hiç iç açıcı değil. “2016 yılındaki Kadın Cinayetlerinin Haritasını” paylaşan vakıf, 2016 yılında ulusal ve yerel gazetelere 317'si silahlı toplam 397 kadın cinayet olayı yansıdığını açıkladı. Toplam 367 kadın ve aile bireyi öldürüldü. 109 kadın ve aile bireyi de yaralandı. Kadın cinayetlerinin yüzde 85'ini kocalar, sevgililer, eski kocalar, ayrılmayı reddeden sevgililer işledi.
TÜRKİYE’DEKİ KADIN İLKLER
İlk kadın tiyatro oyuncusu, Afife Jale
İlk kadın arkeolog: Jale İnan
İlk kadın bakan: Türkân Akyol
İlk kadın başbakan: Tansu Çiller
İlk kadın belediye başkanı: Sadiye Hanım
İlk kadın doktor: Safiye Ali
İlk kadın eczacı: Rukiye Kanat Arran
İlk kadın fotoğrafçı: Semiha Es
İlk kadın gazeteci: Selma Rıza
İlk kadın hakim: Suat Berk
İlk kadın araba yarışçısı: Sâmiye Cahid Morkaya
İlk kadın heykeltıraş: Sabiha Bengütaş
İlk kadın jet pilotu: Leman Altınçekiç
İlk kadın kaymakam: Özlem Bozkurt
İlk kadın Millî Eğitim müdürü: Güler Karakülah
İlk kadın millî maç hakemi: Lale Orta
İlk kadın opera sanatçısı Semiha Berksoy
İlk kadın savaş pilotu: Sabiha Gökçen
İlk kadın pilot: Bedriye Tahir Gökmen
İlk kadın radyo spikeri: Emel Gazimihal
İlk kadın rektör: Prof.Dr. Saffet Rıza Alpar
İlk kadın Cumhuriyet savcısı: Nebahat Sarıyal
İlk kadın TBMM başkanvekili: Neriman Neftçi
İlk kadın televizyon spikeri: Nuran Devres
İlk kadın vali: Lale Aytaman
İlk kadın siyasal parti genel başkanı: Doç. Dr. Behice Sadık Boran
İlk kadın komando : Tülin Tepedeldiren