Cumhurbaşkanı Erdoğan Ağrı'da konuşuyor canlı webden izle!Erdoğan Ağrı'da..Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Ağrı'da halka hitap ediyor.Erdoğan'ın konuşmasını canlı izleyebilirsiniz.
ATV-A Haber ortak yayınında “Cumhurbaşkanı ile Gündem Özel” programına katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Haziran genel seçimlerinde millî iradenin yeniden tecelli etmesi ve milletimiz için hayırlara vesile olması temennisini dile getirerek, “Bunların yeni Türkiye diye bir derdi yok; bilakis şu anda eski Türkiye koalisyonu oluşturdular ve bu koalisyonla tekrar Türkiye’yi gerilere götürmenin gayreti içindeler. Fakat bu tuzağa milletimizin düşmeyeceğine inanıyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATV-A Haber ortak yayınında “Cumhurbaşkanı ile Gündem Özel” programına katıldı.
Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda gerçekleşen ve canlı yayınlanan programda Cumhurbaşkanı Erdoğan, Murat Akgün’ün gündeme ilişkin sorularını cevapladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, HDP'nin Diyarbakır mitinginde meydana gelen patlamayla ilgili sorular üzerine İçişleri Bakanı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı ve Diyarbakır Valisi ile yaptığı görüşmeler neticesinde 2 ölü ve 100'e yakın yaralı olduğu bilgisinin geldiğini belirterek şunları söyledi: “Temennimiz ağır yaralıların şifasını bulmasıdır. Rabbim ölenlere rahmet, yaralılara da şifalar versin. Miting esnasında iki ayrı noktada patlama söz konusu oluyor. Bir trafonun önünde olan bir bölgede, simitçinin olduğu söyleniyor. Bir de 40-50 mesafede de bir çöp kutusunda olduğu söyleniyor.”
HDP’NİN MİTİNGİNDEKİ PATLAMA: “SEÇİMİN İKİ GÜN ÖNCESİNDE OLMASI, SEÇİME GÖLGE DÜŞÜRDÜ”
Ankara'dan uzman ekiplerin bölgede çalışma yapacaklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu işin nereden, nasıl kaynaklandığının incelenip, sonuca varılacağını bildirdi. Yapılacak tespitlerin erken olacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan önce de kendilerini üzen durumlar yaşandığını, Siirt'te bir muhtarın, Şırnak'ta iki kişinin öldürüldüğünü hatırlattı.
Daha önce yaşanan ölüm olayları da düşünüldüğünde sürecin maalesef çok olumsuz yanlarının olduğunun görüleceğini ifade ederek Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Fakat bugünkü olayın tam seçimin iki gün öncesinde olması, seçime ciddi manada bana göre gölge düşürdü. Seçimi öyle veya böyle yapacağız. Bütün güvenlik tedbirler daha da artırılmak suretiyle bu seçimi en iyi şartlarda inşallah gerçekleştirmenin gayreti içindeyiz" dedi.
“HERKES, TAHRİKLERE KAPILMADAN DEMOKRATİK HAKKINI PAZAR GÜNÜ KULLANMALI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, herkesin, tahriklere kapılmadan, demokratik hakkını en ideal şekilde Pazar günü kullanmaya kendini hazırlamasını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasi partilerin de tabanlarına daha da farklı şekilde sükunet ve suhuleti telkin etmesi gerektiğini vurguladı. Bunlar yapılarak, pazar günkü seçime çok büyük bir katılım sağlanması gerektiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yaklaşık bir saate yakındır HDP Eş Başkanını arkadaşlarıma arattırıyorum. Kendilerine ulaşamadıkları için henüz bir geçmiş olsun temennimizi iletemedik ama böylece gerek şu yayın vasıtasıyla bunu iletmiş olalım, aynı zamanda zaten Cumhurbaşkanlığı Basın Bürosu’ndan da bu konuyla ilgili açıklamamızı yaptık" diye konuştu.
“ÇÖZÜM SÜRECİ’NDEN TAVİZ VERMEK MÜMKÜN DEĞİL”
Saldırının hedefinin, seçimi gölgelemek olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, çözüm sürecine gölge düşürmek isteyen bazı gruplar olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hükümetin ve kendisinin çözüm sürecine sahip çıkacaklarını söylediklerini belirterek, "Bundan taviz vermek mümkün değil. Olan olay nedir, ne değildir? Saldırı mıdır, çok daha farklı bir eylem midir? Bunları şu anda Ankara'dan gelecek uzman ekibin araştırmaları ortaya çıkaracaktır diye düşünüyorum" dedi.
"Yarın ve seçim gününe yönelik bir provokasyon endişeniz var mı?" sorusu üzerine de Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun, yalnızca bu seçimler için değil, her zaman beklendiğini söyledi. Genelde güvenlik güçlerinin azami ölçüde tedbirler aldığını yalnızca Türkiye'de değil, dünyanın her yerinde seçimler öncesinde bu tür olaylara rastlanabildiğini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ama temennimiz odur ki biz bu işi hele hele bugünkü olaydan sonra adedi artmasın, yaralılar da şifa bulsun" dedi.
“HDP BARAJI AŞSA DA AŞMASA DA GEREKEN MİLLÎ İRADEYE SAYGIDIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Seçimleri kimin kazanacağından çok bir partinin barajı aşıp aşmayacağı konusuna odaklanıldığı görülüyor. HDP'nin barajı aşıp aşmaması Türk siyasetini nasıl etkiler?" sorusuna cevaben, "Cumhurbaşkanı olarak bu konuda hangi siyasi partinin barajı aşması, aşmaması iyi olur, bunu değerlendirme durumunda değilim. Benim sadece demokraside bildiğim, öğrendiğim, millî iradenin tayin yetkisidir. Herkesin millî iradeye saygı duyması gerekir. Özellikle bizim 2002 Kasım seçimlerinden itibaren yürüdüğümüz bir süreç var. Biz parlamentoda iki partiydik, CHP ve AK Parti. MHP barajı aşamadı. Sokaklara falan dökülmediler. Onlar da bir sonraki seçimde barajı aştılar. Diğer bağımsız girenler de parlamento içinde bir grup kurdular. Böylece parlamentoda 4 siyasi parti olmuş oldu. Bunları demokraside hazmetmemiz gerekiyor. Aşarsa ne olur, aşmazsa ne olur? Her ikisinde de hiçbir şey olmaz. Çok şey olur, bir kazanımdır. Parlamentoda zaten 4 parti vardı, yine 4 parti olur. Sayıları da azdı daha çok olur veya daha az olur. Barajın altında kaldığı zaman hiçbir şey olmaz. 3 parti mi aştı, bunlar temsil edilir. Olması gereken millî iradeye saygıdır. Demek ki millî irade 3 partiye baraj aştırmış, diğerlerini barajın altında bırakmış. Olay budur."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim barajı konusunu çok konuştuklarını, tartıştıklarını ifade ederek, bu konuda AK Parti'nin getirdiği teklifleri hatırlattı.
Dar bölge sistemi ile barajın tamamen kaldırılması, daraltılmış bölge ile barajın yüzde 5'e indirilmesi tekliflerinin kabul edilmediğini anlatan Erdoğan, "Yüzde 10 barajını getiren biz değiliz, bizden çok önce geldi. Bizim partimiz ortada yokken yüzde 10 barajı getirildi. Yüzde 10 barajının da ülkemize kazandırdığı çok şey var. Kazandırdığı, istikrardır, güvendir. Eğer yüzde 10 barajı olmamış olsa Türkiye bugün bir koalisyonlar ülkesi olacaktı" dedi.
“TÜRKİYE KOALİSYON DÖNEMLERİNDE KAYBETTİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin koalisyon dönemlerinde kaybettiğini, tek partili dönemlerde kazandığını, dünyanın bunu bile test etmeye başladığını söyledi. İtalya'da "yüzde 40'ı aşan bir partinin tek başına hükümet kurulabildiğine" işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Düşünün bizde böyle bir karar alacaksın yer yerinden oynar. Bizde yüzde 50'yi alıyorsun bunu hazmedemiyorlar" dedi. "Seçimlerden sonra baraj konusunda bir girişiminiz olacak mı?" sorusu üzerine de Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Cumhurbaşkanı olarak şu anda benim tavsiyem olur. Ama daha önce Genel Başkanı ve Başbakan olduğum partinin bu konudaki kararı, 'gelin ya yüzde 5 yapalım, daraltılmış bölge olsun veya tamamen barajı kaldıralım dar bölge olsun ama bunların ikisi de olmaz diyorsanız o zaman mevcut barajla gideriz.' Şu anda seçimden sonra kalkıp da hangi parti ne gibi bir tavsiyede bulunur bilemem. Artık pazar akşamının neticesini beklememiz lazım. Milli irade ne gösterecek, milli iradenin gösterdiği neticeye göre de siyasi partiler yeni bir süreç için böyle bir adım atarlar mı atmazlar mı bilmiyorum. Zira bundan sonraki seçim bir daha 2019."
“ÇÖZÜM SÜRECİ, MİLLETÇE BİR SORUMLULUĞU GEREKTİRİYOR”
"HDP barajı aşamayacak olursa, bu Çözüm Süreci'ni nasıl etkiler?" şeklindeki bir soruya da Cumhurbaşkanı Erdoğan, sürecin HDP ile başlamadığını hatırlatarak, "HDP yokken biz Çözüm Süreci'ni başlattık. Neyle başlattık? Demokratik açılımla başlattık. Neyle devam ettik, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi ile devam ettik. Bu arada, akil insanlar toplantılarını Başbakanlığım döneminde başlattım. Ondan sonra da Çözüm Süreci'ni başlattık, bu zirve. Ama Çözüm Süreci'nin içinde sadece AK Parti veya sadece bir başka parti değil, STK'larda bu işin içinde. Çözüm Süreci siyasi partilerin ortaklaşa yürüttüğü değil, siyasi parti veya partilerin, bunun yanında STK'ların hepsinin de içinde olduğu, milletçe beraber yürüttüğümüz yani medya bu işin içinde olması lazım. Sermaye çevresi bu işin içinde olması lazım, hep birlikte, aydını bu işin içinde olmamız lazım, akademisyenler bu işin içinde olması lazım. Hep birlikte bunu kucaklayıp, bu işi götürmemiz gerekiyor. Dolayısıyla bu milletçe bir sorumluluğu gerektiren süreç ve milletçe bunu ne kadar kucaklarsak, ne kadar sahiplenirsek, inanıyorum ki neticesi de o kadar verimli, o kadar seri orada bir neticeyi alacağız" dedi.
“NE SİYASİ KÜRTÇÜLÜK NE DE SİYASİ TÜRKÇÜLÜK YAPACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye'de özellikle bu Çözüm Süreci meselesi sadece belli bir ırkın sorunu olarak mı ele alınacak” diyerek, asıl sıkıntının ise burada olduğuna işaret etti. Kendisinin bu soruya "Hayır" yanıtını verdiğini dile getiren Erdoğan, "Olayı bir defa genelleyeceğiz. Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Gürcü'süyle, Abaza'sıyla... Ülkemizde 78 milyon, biz buna sarılmak zorundayız. Türkiye'de şu anda gündemde olduğu için veya çok abartıldığı için söylüyorum; Ne siyasi Kürtçülük yapacağız, ne siyasi Türkçülük yapacağız" değerlendirmesinde bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tek bayrak, tek vatan, tek devlet, tek millet; Çıkış yolumuz budur. Eğer biz buna sarılırsak, yani tek millette 78 milyonu görebiliyorsak, eğer tek bayrakta sadece bayrağımızı yani şehit kanı, bağımsızlık göstergesi hilali ve şehidimizin ifadesi yıldızıyla bayrağımızı görebiliyorsak, alternatif bir bayrak arayışına girmiyorsak, Çözüm Süreci'ni yakalıyoruz. 780 bin kilometrekareyle tek vatanımızı yakalıyorsak, bu işi başarıyla götürüyoruz ve devlet içinde devlet aramadan, tek devletle bu işi götürüyorsak mesele biter. Onun için de bize asla bir siyasal ırkçılık yakışmıyor. Bunları bir kenara koymamız gerekiyor" dedi.
“ÜLKENİN GENÇLERİ DAĞLARA KAÇIRILMASIN, ANALARI AĞLATMASINLAR İSTİYORUZ”
PKK'nın hala silah bırakmadığı ve Abdullah Öcalan'ın kongre çağrısı hatırlatılarak "Yaz aylarında PKK'nın silah bırakması, ülke dışına çıkması konusunda somut bir adım bekler misiniz?" şeklindeki soruyu Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu tabii onların sorunu" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun yeni bir süreç olmadığını, silahların bırakılmasına yönelik devletin çağrısının da yeni olmadığını hatırlatarak, "Onlar silahı bırakırlar veya bırakmazlar. Bırakırlarsa devletin planı farklıdır, bırakmazlarsa devletin planı farklıdır. Devlet bu planını duruma göre, A planı, B planı, C planı, hepsini ona göre uygulamak durumundadır. Dolayısıyla bizler şu anda çağrımızı, bu ülkeyi bir huzur ülkesi yapalım, bu ülkenin gençleri dağlara kaçırılmasın istiyoruz. Anaları ağlatmasınlar istiyoruz" dedi.
“PROVOKASYONLARA KARŞI GEREKLİ TEDBİRLER ALINIYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bingöl'e gittiğinde bir grup annenin otobüsünü durdurduğunu ve ellerinde resimlerle yanına geldiklerini, bir annenin, "3 senedir benim çocuğum yok, şöyle zekiydi, böyle zekiydi, şöyle dindardı" diye dert yandığını söyledi. Resimleri ve gerekli bilgileri alıp, valiye ilettiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde günlerce oturma eylemi yapan anneleri dikkat çekti. Bunlardan bir kısmının çocuklarına kavuştuğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu hala devam ediyor. 6-7-8 Ekim olayları biliyorsunuz, bunlar ülkenin bu olumlu havasını maalesef provoke eden, sabote eden süreçler. Devlete düşen nedir? Devlet tedbirini alacak. Yüzde 100 başarı sağlar mı? Yüzde 100 başarı dünyanın hiçbir yerinde de sağlanmamıştır. Temennimiz, azami ölçüde bu başarıyı yakalayabilmektir" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kapsamda gerek hükümet, gerekse ilgili birimlerle sürekli toplantı yaptıklarını da bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "HDP'nin önemli isimlerinden birisinin açıklaması oldu, 'MHP ile bile süreci yürütebiliriz. İş ki ciddiyet olsun' diye. Bu sadece süreçle ilgili bir açıklama mı size göre, yoksa seçim sonuçlarına yönelik de bir hazırlık mı?" sorusuna cevaben de, "Bir taraftan bu söylenirken, öbür taraftaki siyasi partinin Genel Başkanı, 'Asla böyle bir şey söz konusu değil' dedi. Tabii tek taraflı olarak 'Ben dedim, oldu' diye bir şey olmaz. Bu olsa olsa ancak Pazar gününe yönelik, herhalde 'Oradan acaba bir prim yapabilir miyiz, bak biz istedik de onlar kaçtı' gibi bir yaklaşım tarzı olabilir. Orada biraz zannediyorum 'kurnazlık yatıyor' diye düşünüyorum" diye konuştu.
“MİLLETİMİN YENİ TÜRKİYE’YE, YENİ ANAYASAYA VE BAŞKANLIK SİSTEMİNE ‘EVET’ DİYECEĞİNE İNANIYORUM”
"Seçim sonuçlarından sürpriz çıkabileceği" yönündeki açıklaması hatırlatılarak, "Bu görüşünüzü hala koruyor musunuz? Bu seçimlerin sizce en sürpriz sonucu ne olabilir?" sorusunun üzerine de Cumhurbaşkanı Erdoğan, buradaki "sürpriz" ifadesini herkesin farklı bir yere çektiğini belirterek, "Benim 'sürpriz' ifadem aslında, yani bu seçimlerden yeni Türkiye, yeni Anayasa, başkanlık sistemi. Bu üç hedefi yakalayabilecek bir seçim sonucu. 'Olmaz' diyorlar ya ben bunun olabileceğini, onun için de dikkat edilirse 400'ü verin, 400'ü alan bir parti gelsin bunları gerçekleştirsin. Olmadı, 330'u yakalayan bir parti referandumla millete gitsin ve ben milletimin yeni Türkiye'ye, yeni Anayasaya, başkanlık sistemine 'evet' diyeceğine inanıyorum" dedi.
“MİLLETİMİZ ESKİ TÜRKİYE KOALİSYONUNUN TUZAĞINA DÜŞMEYECEKTİR”
Kendisinin meydanlarda yeni Türkiye, yeni Anayasa ve başkanlık sisteminden bahsettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sadece hükümet yetkilileri yeni Türkiye, yeni Anayasa, başkanlık sistemini kullanıyor. Fakat diğer partiler yeni Anayasadan hiç bahsetmiyor. Sadece hükümet kullanıyor, onlar niye bahsetmiyor acaba? Onların kullanma mecburiyeti vardır diye söylemiyorum. Ama Başbakanlığım döneminde biz Anayasa İzleme Komisyonu kurmadık mı? Burada kendileri bu iş için samimi olduklarını söylemediler mi? Tamam şimdi buyurun, seçim işte. Milletten böyle bir yetki isteyin. Ama milletten böyle bir yetki istemiyorlar. Bunların 'yeni Türkiye' diye bir derdi yok. Bunlar şu anda bir eski Türkiye koalisyonu oluşturdular ve bu koalisyonla tekrar Türkiye'yi çok daha gerilere götürmenin gayreti içindeler. Fakat bu tuzağa ben milletimizin düşmeyeceğine inanıyorum ve sürpriz diye kastettiğim şey, oradaki o rakamı inanıyorum ki bu başlıkları gerçekleştirebilecek bir siyasi partiye vereceklerdir" dedi.