ABDULLAH ÖCALAN'IN 2015 NEWROZ MESAJI (TAM METNİ)

Çözüm sürecinin en kritik adımlarının atılacağı Diyarbakır'daki Newroz'da Öcalan'ın beklenen mektubu hem Kürtçe hem de Türkçe olarak okundu.
Öcalan’ın 2 sayfalık ‘Newroz mektubu’ Buldan'ın Kürtçe okumasının ardından Türkçe olarak bu sefer de HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya tarafından okundu.

Öcalan mektubunda şunları dile getirdi;

ACİL MÜDAHALE GEREKLİ


- Tüm halklarımıza barışın yanında yer alan halklarımızın ve dostlarımızın Newrozunu selamlıyorum. Acil bir müdahale, dini inançlarımız, siyasi ve ahlaki sorumluluğumuzun gereğidir.

TARİHİ EŞİKTEYİZ

- Yürüttüğümüz mücadele bugün tarihi bir eşiktedir. 40 yıllık hareketimizin acılarla geçen mücadelesi boşa gitmediği gibi sürdürülemez bir aşamaya da varmış bulunmaktadır.

DOLMABAHÇE İLE YENİ BİR SÜREÇ BAŞLIYOR

- Tarihi Dolmabahçe Sarayı'nda hepimizce resmen ilan edilen 10 maddelik deklerasyon sürecinde yeni bir süreci başlatmakla karşı karşıyayız.

SİLAHLI MÜCADELEYİ BIRAKMA SİNYALİ

- PKK’nın Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı yaklaşık 40 yıldır yürüttüğü silahlı mücadeleyi sonlandırmak ve yeni dönemin ruhuna uymak için bir kongre yapmalarını gerekli ve tarihi görmekteyim.

KONGRE TOPLATILMALI

- Kongremiz toplanıp yeni bir dönem başlatmalı. Anayasal vatandaşlığı, eşit ve özgür yaşamı esas alan dönemin startı verilmeli. Çatışmalı süreçten sonra barışın olduğu sürece giriyoruz.

YENİ DÖNEM BAŞLIYOR


- Kongre ile birlikte artık yeni bir dönem başlamaktadır. Yeni dönemde Türkiye Cumhuriyeti dahilinde özgür ve eşit anayasal yurttaşlık temelinde demokratik kimlik sahibi, demokratik toplum olarak barış içinde ve kardeşçe yaşama sürecine giriyoruz.

90 YILLIK ÇATIŞMALI GEÇMİŞİ AŞACAĞIZ


90 yıllık cumhuriyet tarihinin çatışmalarla dolu geçmişi aşıp gerçek barış ile örülmüş bir geleceği yürüyoruz. Newroz’un gerçek tarihine yaraşan da huzurunuzda böyle bir aşamayı selamlamaktır.

IŞİD MESAJI

- Son zorbalık IŞİD görüntüsünde ortaya çıkmıştır. Barbarlığın  bile anlamını zorlayan bu örgüt, kadın çoluk çocuk demeden bütün bölge halklarına, vahşice katliamlar sergiledi. Bugün vesilesiyle mahşeri topluluğunuzun ezici çoğunluğunu teşkil eden, özgürlüğe kanat çırpan kadınları ve gençleri önümüzdeki dönemin özgürlük ve eşitlik mücadelesinde en aktif bir şekilde yer almaya ve başarmaya çağırıyorum.

KOBANİ'YE SELAM

- Ayriyeten hem bölgemiz için hem de uluslararası dünya için büyük anlamı olan Kobani direnişi ve zaferini selamlıyorum. Bu temelde gelişen eşme ruhunu halklarımız arasında yeni tarihin sembolü olarak selamlıyorum. Tarihimizin ve güncelliğimizin toplum  olarak yeniden revizyonu ve restorasyonu ve yeniden inşası için değerli bir çağrıdır. Yaşasın Nevroz, yaşasın halkların kardeşliği.


ABDULLAH ÖCALAN'IN MEKTUBU TAM METNİ

"TÜM HALKLARIMIZA;

Barışın, eşitliğin, özgürlük ve demokrasinin yanında yer alan tüm halklarımızın ve dostlarımızın Newroz'unu selamlıyorum.



Emperyalist kapitalizmin ve despotik yerel işbirlikçilerinin tüm dünyaya dayattığı Neo liberal politikaların yol açtığı kriz, bölgemiz ve ülkemizde çok yıkıcı bir şekilde yaşanmaktadır. Halklarımızın ve kültürlerinin etnik ve dini farklılıkları, bu kriz ortamında, anlamsız ve acımasız kimlik savaşlarıyla tüketilmektedir. Ne tarihi ne çağdaş, ne de vicdani ve siyasi değerlerimiz bu tabloya asla sessiz ve bigâne kalamaz. Bilakis acil bir müdahale, dini inançlarımız, siyasi ve ahlaki sorumluluğumuzun gereğidir.

Ülkemiz halklarının, demokrasi, özgürlük, kardeşlik ve onurlu barışı için yürüttüğümüz mücadele bu gün tarihi bir eşiktedir. Kırk yıllık hareketimizin acılarla dolu geçen bu mücadelesi boşa gitmediği gibi aynen sürdürülemez bir aşamaya da varmış bulunmaktadır. Tarih ve halklarımız bizden dönemin ruhuna uygun bir demokratik çözümü ve barışı talep etmektedir. Bu temelde tarihi Dolmabahçe Sarayında, hepimizce resmen ilan edilen on maddelik deklerasyon temelinde yeni bir süreci başlatma görevi ile karşı karşıyayız.

Deklarasyon gereği ilkelerde mutabakat oluşmasıyla birlikte PKK'nin Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı yaklaşık kırk yıldır yürüttüğü silahlı olan mücadeleyi sonlandırmak ve yeni dönemin ruhuna uygun siyasal ve toplumsal strateji ve taktiklerini belirlemek için bir kongre yapmalarını gerekli ve tarihi görmekteyim.

Umarım ilkesel mutabakata en kısa sürede varıp Parlamento üyeleri ve İzleme Heyetinden teşkil edilen bir Hakikat ve Yüzleşme komisyonundan geçerek bu kongreyi başarıyla realize etme durumunu yaşarız. Bu kongremizle birlikte artık yeni dönem başlamaktadır. Bu yeni dönemde, Türkiye Cumhuriyeti dahilinde özgür ve eşit Anayasal yurttaşlık temelinde demokratik kimlik sahibi demokratik toplum olarak, barış içinde ve kardeşçe yaşama sürecine giriyoruz. Böylelikle 90 yıllık Cumhuriyet tarihinin çatışmalarla dolu geçmişini aşıp gerçek barış ve evrensel demokrasi kriterleri ile örülmüş bir geleceğe yürüyoruz. Newroz'un gerçek tarihine yaraşan da huzurunuzda böyle bir aşamayı selamlamaktır. Ve lakin ülkemiz ve halklarımız için doğru olan olgular, aynı zamanda kutsallarla dolu bölgemiz için de geçerli olmak durumundadır. Kapitalist emperyalizmin genelde son iki yüz yıllık, özelde son yüz yıllık gerçeği şudur: Ulus devlet milliyetçiliği temelinde etnik ve dini kimlikleri özüne ters biçimde içe doğru kapatıp birbirlerine düşman etmek, yani böl-yönet politikasına uygun olarak varlığını acımasızca günümüze kadar sürdürmek!

Bilmeliyiz ki Ortadoğu üzerindeki emellerinden vazgeçmeyen Emperyalist güçlerin yol açtığı son zorbalık IŞİD görüntüsünde ortaya çıkmıştır. Barbarlığın bile anlamını zorlayan bu örgüt, kadın çocuk demeden, Kürtler, Türkmenler, Araplar, Ezidiler, ve Asuri-Süryaniler başta olmak üzere bütün bölge halklarına ve inançlarına dönük vahşice katliamlar sergiledi.

Artık gün bu acımasız ve yıkıcı tarihi sonlandırıp gerçek geçmişimize uygun barış, kardeşlik ve demokrasiye geçiş yapma günüdür. Doğru bildiğim ve inancım gereği; çatışmacı, tüketici, yıkıcı milliyetçiliğin doğurduğu ulus devletleri demokratik siyasetle aşarak açık demokratik kimliklerle bir ortaklaşmaya geçmenin mecburiyetidir. Bunun için ulus devletleri kendi içinde demokratik siyasetle demokratik ortaklaşmanın yeni bir türünü gerçekleştirmeye ve yine ulus devletleri kendi aralarında Ortadoğu'nun demokratik ortak evini inşa etmeye çağırıyorum.

Ayrıca bugün vesilesiyle mahşeri topluluğunuzun ezici çoğunluğunu teşkil eden özgürlüğe kanat çırpan kadınları ve gençleri önümüzdeki dönemin ekonomik, sosyal, siyasal ve güvenlik alanlarında özgürlük ve eşitlik mücadelesinde en aktif bir biçimde yer almaya ve başarmaya çağırıyorum. Ayrıyeten hem bölgemiz için hem de uluslararası dünya için büyük anlamı olan Kobani direnişini ve zaferini selamlıyorum. Bu temelde gelişen 'Eşme ruhunu' halklarımız arasında yeni tarihin sembolü olarak selamlıyorum. Yukarıda belirlemeye çalıştığım tüm bu saptamalar tek cümleyle tarihimizin ve güncelliğimizin toplum olarak yeniden revizyonu, restorasyonu ve yeniden inşası için değerli bir çağrıdır.

Tekrar bu tarihi Newroz'un şahsınızda tüm insanlık için büyük hayırlara vesile olması dileğiyle selamlıyorum.

Yaşasın Newroz,

Yaşasın Halkların Kardeşliği…"


KURDİ

JI HEMÛ GELÊN ME RE;


Ez Newroza hemû gel û dostên me yên li cem aşitî, wekhevî, azadî û demokrasiyê sekinîne silav dikim.

Qeyrana polîtîkayên neolîberal ên ku kapîtalîzma emperyalist û hevkarên wê yên herêmî li ser hemû dinyayê ferz kirine, di welat û herêma me de, bi awayeke wêranker tê jiyîn. Cûdahiyên olî û nîjadî yên çand û gelên me, di nav vê qeyranê de, bi şerên nasnameyan yên bê merhemet û bê wate tên tunekirin. Ne nirxên me yên dîrokî, ne yên nûjen, ne jî yên wijdanî û sîyasî ji vê tabloyê re, tu carî nikare bêdeng û bêhistiyar bimîne. berovajiyê vê, mudahaleyeke lezgîn, berpirsiyariya me yên yeqînîyên olî, sîyasî û exlaqî ye.

Têkoşîna ku me ji bo demokrasî, azadî, biratî û aşitiya birûmet a gelên welatê me, meşand; îro di şêmûgeke dîrokî de ye. Têkoşîna tevgera me ya çil salan a ku bi êşan dagirtî ye weke ku vala neçû, hatiye merhaleyeke wisa ku nikare bi heman awayî bê meşandin. Dîrok û gelên me, ji me, çareseriya demokratik û aştiyeke li gorî rihê serdemê dixwazin. Li ser vê bingehê, di Qonaxa Dîrokî ya Dolma Bahçeyê de, bi bingeha deklerasyona ji deh xalan pêk tê ya ku ji aliye me hemûyan ve, bi awayeke fermî  hat îlankirin; em bi destpêkirina pêvajoyeke nû re, rû bi rû ne.

Bi pêkhatina mutebaqata li ser rêgezan a ku Deklerasyon ferz dike; PKK têkoşîna ku teqrîben çil sal in li dijî Tirkiyeyê meşandin û ji sîlehê pêk dihat, bi dawî bikin; ji bo stratejî û taktîkên xwe yên sîyasî û civakî yên li gorî rihê serdemê diyar bikin, ez, lidarxistina kongreyekê, pêwîst û dîrokî dibinim. Ez hêvî dikim ku di demeke herî kin de, em xwe bigihînin mutebaqata rêgezî û bi derbasbûna ji komisyona ku bi nunerên parlamentoyê û ji lijneya şopandinê pêk tê, emê bi awayeke serkeftî realîzekirina vê kongreyê bijîn. Bi vê kongreya me, êdî serdemeke nû dest pê dike.   Di vê serdema nû de, di nav Komara Tirkiyeyê de, bi bingeha welatîtiya makezagonî, wek civakeke demokratîk û  xwedî nasnameya demokratîk, em dikevin pêvajoya jiyana bi biratiyê ya di nav aştiyê de.

Bi vî awayî em, ji ser paşxaneya Komara Tirkiyeyê ya 90 salî ku bi pevçûnan tije ye, gav davêjin û ber bi pêşerojeke ku bi aşitîyeke rasteqîn û bi krîterên demokratîk ên gerdûnî hatiye honandin ve dimeşin. Tişta ku li dîroka rasteqîn a Newrozê tê jî, di hizûra we de, silavkirina merhaleyeke wisan e. Lê bele, diyardeyên ku ji bo welatê me û gele me rast in, divê, di heman demê de, ji bo herêma me ya bi pîroziyan tije ye jî, derbasbar be. Rastiya kapîtalîzma emperyalist ya  bi giştî dused salên dawî, bi taybetî jî ya sed salî ev e ku li ser bingeha neteweperestiya netewedewletiyê, nasnameyên nijadî û olî, bi awayeke li dijî cewherê xwe, ber bi hindurê xwe ve tewandin û ji hev re kirin dijmin; yanê li gorî politikaya perçe bike û bi rê ve bibe, hebûna xwe bi awayeke bê merhamet heta roja îro anî!

Divê em bizanin ku  hêzên emperyalîst ên ku dev ji emelên xwe yên li ser Rojhilata navîn bernedane, zordariya wan a herî dawiyê bi şikilê DAÎŞ’ê derketiye holê. Ev rêxistina ku wateya hovitiyê jî, bê wate dihêle; bêyî ku bibêje ev, jin û zarok in, di serî de Kurd, Tirkmen, Ereb, Êzîdî û Asûrî-Suryanî, li dijî hemû gel û yeqinîyên herêmê, komkujiyên hovane pêk anîn.

Roj ew roje ku, vê dîroka bê merhamet û wêranker bi dawî bikin û derbasî aşitî, biratî û demokrasiyê ya ku li gorî paşxaneya me ya rasteqîn bibin. A ku ez rast dibînim û ya ku li gorî baweriya min e, eve ku netewedewletên ku,  neteweperestiya wêranker, tuneker, pevçûner aniye dinyayê, jê bihartina bi sîyaseta demokratik, bi nasnameyên demokratik ên vekirî re, neçariya derbasbûna hevpariyekê ye. Ji bo vê yekê, ez bang li netewedewletan dikim ku bila di nav xwe de, bi sîyaseta demokratîk,cureyeke nû ya hevpariya demokratîk pêk bînin û dîsa  netewedewlet   bila di navbera xwe de, mala hevpar a demokratîk a Rojhilata Navîn ava bikin.

Bê vê, bi sedema îro, ez bang li xort û jinên ku ji bo azadiyê perwaz didin dikim, ku piraniya civata we ya mehşerî pêk tînin,  bila di têkoşîna wekhevî û azadiyê de, di qadên aborî, civakî, siyasî û ewlehiyê yên serdema li ber me de, bi awayekî herî çalak cih bigirin û bi ser bikevin. Derveyî vê, ez silav li berxwedan û serkeftina Kobanê dikim ku hem ji bo herêma me hem jî ji bo dinyaya navneteweyî wateyeke xwe ya mezin heye. Li ser vê bingehê, ez  silav li  ‘‘Rihê Eşmeyê’’ dikim ku wek remza  dîroka nû ya di navbera gelên me de ye. Hemû van tespîtên ku min hewl da ku ez li jor diyar bikim; heke bi hevokekê bibêjim: ev, ji bo wek civak ji nû ve revizyon, restorasyon û ji nû ve avakirina dîrok û rojaneyîtiyê bangeke hêja ye.

Careke din, ez di şexsê vê Newroza dîrokî de, bi daxwaza, ji bo hemû mirovatiyê bibe sedema xêrên mezin, silav dikim.

Bijî Newroz, Bijî Biratiya Gelan…


ENGLISH

TO ALL OUR PEOPLE;



I am greeting the Newroz of all our people and friends who take sides with peace, equality, freedom, and democracy.

The crisis which is caused by neoliberal policies imposed to whole World by imperialist capitalism and its despotic local collabarator takes effect on our region and country. In this crisis environment, ethnic and religional differences of our people and cultures are being disappeared by meaningless and brutal identy wars. Neither our historical nor modern, neither our conscience nor our political values keep silent and can be desperate against this political landscape. On the contrary an urgent intervention is our religional, political and moral responsibility.

Our struggle for democracy, freedom, fraternity and honorouble peace of our counrty’s people is now on historical step. This struggle of our forty years movement which is painfull did not come to nothing but now is on the stage which can not be maintained with the same way. History and our people demand democratic solution and peace which is proper for soul of time of us. In this base, we are faced with mission to start the new process in the basis of ten articles which are officially declared in historical Dolmabahçe Sarayı.

With the agreement on principles under declaration, I see the historically and necessarily to hold a congress to stop the armed struggle which is carried by PKK against the Turkish Republic nearly 40 years and to set the societal strategies and tactics which are suitable for new period. I hope that come to principal agreement in the short time and through the truth and reconcilition commision which based on parliament members and from monitoring council, to hold this congress with successfully realization. Anymore, with our this congress the new period starts. In this new period, we are entering the new process in the Turkish Republic in the base of free and equal constitutional citizenship as a democratic society with democratic identity in the peace and live fraternal. In this way to get over the 90 years Rebuclic history which is full of conflicts, we are walking to future with knitted real paece and universal democratic ctriterias. The real history of Newroz is to greet of this process in the precences of yours. However, the facts which are right for our country and our people, at the same time they should be valid for our region which was full of sacred. The reality of capitalist imperialism in generally last two hundred, especially one hundred years is:  In the basis of nation state nationalism to set ethnic and religional identities against each others, I mean it exists its being according to policy of divide and impera until now!

We should know that, the last brutality of imperalist powers who do not give up their ambitions on the Middle East come out in the image of ISIS. This organization force the meaning of brutality, slaughtered Kurdish, Turcoman, Arabian, Ezidies and  Assyrian people without saying women and children.  

 Anymore, the day is the day to terminate this brutal and disastrous and to change over the fraternity and democracy which are suitable for our past. In my belief the necessity to move easement with open democratic identities to get over the nation sates which are caused by confrontional, exhausting, disastorus nationalism with the democratic policy. For this, I call the nation states to perform the new type of democratic easement with the democratic policy and again I call the nation states to build new democratic collective house of  Middle East in themselves. Besides, today I call the women and youngs who beat the wings for freedom who are overwhelming majority of your overcrowded to be succesfull in economic, social and political and securuty space of forthcoming period. Besides, I am greeting the resistance and victory of Kobani which has great meaning for our region and also for  the international World. In this base, I am greeting the “Soul of Eşme” which has been improved as a kind of symbol of new history. These fixations which I have determined above are, the precious calling for the societal rebuild, revision and restoration for our history and contemporary in one sentence.

Again, I am greeting this historical Newroz  in front of yours for all the people of the World.

Long live Newroz.

Long live fraternity of People





Gündem Haberleri